11

5.2K 233 17
                                    


Aysel kızının yatakta uyurken çekilmiş fotoğrafına bakıp gülümsedi. Melek gibi uyuyordu Bennur. Gibisi fazla melekti kızı onun gözünde. Bir fotoğrafla bu kadar mutlu olduysa kızını görüp bir kere sarılsa aklını kaybedebilirdi. Dış kapının açılma sesiyle fotoğrafı hızla diğerlerinin yanına kitabının arasına sıkıştırıp ayağa kalktı.

"Aysel."

Sesin geldiği yere salona doğru ilerleyip gözlerini yumup açarak içeri girdi.

"Efendim."

Hasan elinde market çantası salonun ortasında sevdiği kadını bekliyordu.

"İstediklerini aldım hayatım."

Bu adamın ağzından çıkan bütün sevgi sözcükleri kulaklarını koparma isteği yaratıyordu Ayselde, hayatı sevmediği adamların yanında solmakla geçmişti. Kocasını da zerre sevmezdi. Tecavüze uğrayıp hamile kalınca ailesi bebeğini istememiş o adamla evlenmek zorunda kalmıştı. Onun da sevdiği olmuştu bir zamanlar. Sedat, ömrü boyunca unutmayacaktı sevdasını, "Ben sana sahip çıkarım. Evlenme o adamla." demişti. Nasıl yapardı bunu ona?Başkasının çocuğunu kabullenmesine bütün ailesini arkasında bırakmasına gönlü razı gelmemişti işte. Taze filizlenmiş çiçek dalları gibi salınıyordu gencecik bir kızken, dallarını kırmışlar tomurcuklarını dökmüşlerdi teker teker. O artık güçsüz bir kadın acılı bir anneden başka hiç bir şeydi. İlk defa Sedat'tan başka birisi yardım elini uzatmıştı. Celasun... Bu genç adam hayata döndürecekti onu inanıyordu. Hoş başka çaresi de yoktu. Dolan gözlerinde ki yaşları geri yolladı. Hasan'ın karşısında günlerce aylarca yıllarca ağlamıştı. Artık ağlamayacak kızı için dik duracaktı.

"Mutfağa bırakır mısın? Ağrım var birazdan yerlerine koyarım."

Hasan kadının günden güne çöküşünü izliyordu. İki sene evvel hastalanmıştı Aysel. Uzun yıllar hatta hastalığı bile güzelliğini alamamıştı ondan, gülümseyip başını salladı. Mutfağa aldıklarını bırakıp salonda oturan kadının karşısına oturdu. Her zaman yaptığı gibi milim milim inceledi kadını, çok kez zorla sahip olmuştu bu kadına ama yine de açlığı dinmemişti. Belki karşılık verse biraz yakınlık gösterse sıkılıp salacaktı. Ama yıllar yılları kovalamış elli beş yaşına gelmişti Hasan bu saatten sonra bu kadınla yaşlanmaktan başka bir şey düşünmüyordu. Karısını çocuklarını onun uğruna bırakmıştı. Ne olurdu biraz sevgi gösterse ama yok lanet olası kalbi bir gün olsun kendisi için atmamıştı.

"Hasan."

Kadının narin ve yorgun sesiyle içinde ki savaşı bir yana bırakıp kalkarak yanına gidip yere çöktü.

"Söyle bitanem."

Kadın yine duyduğu sevdi sözcüğüyle yüzünü buruşturmak istedi. Ama yapamadı.

"Bak günden güne kötüye gidiyor durumum. Artık beni bu evde hapis etme ne olur. Bir yere gideceğim yok işte."

Hasan sabır çekip ayağa kalktı. İşte tahammül edemediği tek şey bu kadının dışarı çıkma merakıydı. Bağırarak çıkıştı.

"Ne halt yiyeceksin dışarı çıkıp, tek başına seni dışarı bırakamam. Hiç bir zaman o güveni bana vermedin."

Evet biliyordu Aysel ama yine de ayda bir de olsa şansını deniyordu. Cevap vermeden gözlerini yumdu. Uyursa acıları biraz olsun hafiflerdi belki.

*

Celasun sigarasını masadaki küllüğe basıp öksürdü. Cevahir de aynı şekilde sigarasını söndürüp arkadaşına takıldı.

"İçemiyorsun işte şu mereti zorlama artık."

Celasun arkadaşına kaşlarını çatıp baktı.

BENNURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin