"Seni arzuluyorum."Duyduklarının kulaklarının bir yanılsaması olduğunu düşündü Bennur. Adam bir garsona iş yerinde askıntılık edecek değildi ya...
Bozuntuya vermemeye çalışarak şaşkınlık ifadesini düzeltmeye çabaladı.
"Anlamadım efendim."
Genç adam tek kaşını hafif kaldırdı. Sonra dudakları geldiğinden beri ilk defa kıvrıldı. Bennur adamın gülüşünü görünce iyice ürktü. Belki biraz da adamın gülüşünü beğenmiş olabilirdi. Birazcık...
"Diyorum ki... Şu an sadece seni istiyorum."
Bennur adamın ona asıldığına ve çirkin imalarda bulunduğuna emin olunca kaşlarını çattı. Geldiğinden beri ilk defa adama karşılık verecekti. Bir adım geri çekilip başını sağa sola salladı.
"Siz ne dediğinizi bilmiyorsunuz. Başka bir şey istemiyorsanız, iyi günler."
Diyerek arkasını döndü. Adamın kalkmadığını karşısındaki camdan görebiliyordu. İki elini yumruk yaparak sıktığı için bilekleri ağrımıştı. İçecek hazırlanan bölmeye girerek belindeki önlüğü çözüp tezgaha fırlattı.
"Ukala dümbeleği!"
Sonra hırsını alamayıp elini tekrar yumruk yaparak diğer elinin avuç ayasına bastırdı. Sakinleştiğine emin olunca adamın gidip gitmediğini görmek için çıktı tezgahın arkasından. Bir kaç adım atmıştı ki adamın kapının kenarındaki kolona yaslandığın gördü. Kızı görünce bir kaç adım kıza doğru ilerleyip eğildi. Bennur adamın yakınlığı ile acayip kötü hissetti kendini hemen bir kaç adım geri gitti.
"Lütfen artık gider misiniz?"
Adam ikinci kez kıvırdı kirli sakallarının çevrelediği dudaklarını, benimle kedinin fare ile oynadığı gibi oynamak istiyor pislik herif! Diye geçirdi içinden Bennur eğer ona dokunacak olursa işi falan siktir edip avazı çıktığı kadar bağıracaktı. Nitekim böyle bir şey olmadı adam arkasını dönüp çıkıp gitti.
Böyle adamlar Bennur gibi beş kuruşsuz bir kızı ancak kullanırdı. Daha önce de bu şekilde pis teklifler almıştı ama bu biraz farklıydı. Adam kesinlikle temas etmemişti. Ve sadece onu istediğini belirtmişti. Sanırım kadına ne içmek istediğini sorduğu için yapmıştı bunu. Ders vermek istemiş falan olmalıydı. Bundan sonra müşterilere arzunuz var mı diye sormayı kesinlikle bırakacaktı. Başka yerlere çekilebilir bir kelime kullanmak istediği son şey olurdu.
Adamın arkasından daha fazla bakmayarak oturduğu masaya yöneldi. Hesap ödemeden çıkıp gitmeyeceği kesindi. Masaya ulaşınca gözleri kocaman açıldı. Küçük kare not kağıdında ki naif italik yazıyı okudu hemen.
"Hesap önceden ödendi. Bu senin bahşişin güzellik."
Güzellik... Güzellik mi? Ben mi? Tamam güzel bir kızdı dikkat çekici bir fiziği, pürüzsüz yüzü ve güzel gözleri ile çoğu erkeği etkileyebilirdi.
Ama bu adam Bennur için fazla gelirdi. Masada ki bir tomar parayı gözleri parlayarak baktı. Gurur falan yapmayacaktı. Ama o kadar bencil de olmayacaktı. Bir kısmını Şerife hanıma teslim ederek diğer arkadaşlarına dağıtmasını isteyebilirdi.Mutfağa gidip kapıyı araladı. Millet Şerife Hanım olduğu için huzursuzca bekliyordu. Şerife hanım hemen ayağa kalkıp Bennur'a gülerek ilerledi. Yok bu kadında bir iş vardı. Yine de bozulmadan elindeki zarfta kalan parayı Şerife Hanım'a uzatarak arkadaşlarının bahşiş hakkı diye söyledi. Şerife hanım onlara da bahşiş dağıtıldığını söyleyerek parayı geri iade etti. Bu adam haddinden fazla zengin ve cömertti. Kafası karıştı genç kızın hem o kadın hakkında ki imaları hemde hiç tanımadığı halde seni istiyorum diye bir garsona asılması bunlar biraz dengesiz hareketlerdi. Neyse dedi bir daha görmem umarım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENNUR
Romance"Özür dilerim. Yaralarını tekrar tekrar kanattığım için." Derin sessizlik çöktü kuytu karanlıklara... adam sürüldü. Kadın terk edildi. Öyle mağrur öyle sevilesi bir kız çocuğu terk edilmişti. "Özür dilerim. Kanayan yaran olduğum için." Gün ışığı ara...