22

3.8K 200 25
                                    

22.Bölüm

Bennur'dan

Dansın sonuna doğru iyice birbirine kenetlenen bedenlerimizle kendimden geçtim. Celasun biten dans müziği ile elimden tutup yürümeye başladı. Afalladığım için çıkışa kadar bir şey söyleyemesem de çıkışa geldiğimiz de "Eve mi gidiyoruz?" diye mırıldandım. Valeye işaret verip arabasını beklerken belimden kavrayıp beni yine kendine yasladı. Şaşkınlıktan ne diyeceğimi düşünürken araba çoktan gelmişti. Belimi bırakmadan diğer eliyle cebinden çıkardığı parayı valeye uzatıp başıyla selam verdi. Ön koltuğa beni oturup hızla kendisi de arabanın önünden dolanarak yerine oturdu. Kendimi biraz olsun toparlayınca "Celasun iyi misin?" diye sordum. Başını çevirip dudağının kenarında oluşan tebessümle kısa bir bakış atıp arabayı kullanmaya devam etti. Bu iyiyim demek oluyordu sanırım. Konuşmaması gerilmeme neden olmuştu. Yarım saat kadar sessizce oturup bekledim. Eve gitmiyordu. Hatta biraz daha gidersek şehir merkezinden çıkmış olacaktık. Meraktan çatlamamak için "Nereye gittiğimizi söyleyecek misin artık?" diye sordum. Başını sallayıp "Dayanamıyorum." diye bir solukta cevap verdi. Sarhoş gibi de durmuyordu ama alakasız cevabıyla koltukta yan oturup ona döndüm. Hasta falan mıydı? Fazlasıyla garip davranıyordu. Elimi uzatıp alnına koyduğumda sakince parmaklarımdan kavrayıp avuç içime tüğ gibi bir öpücük kondurdu.

"Bennur." demesiyle tedirgince yüzüne baktım. O hala son hızla araba kullanıyordu.

"Efendim." diyerek biraz eğilip yüzünü görebileceğim şekilde durdum.

"Evlen benimle."

Sarhoş olan o değil bendim. Evet evet dans esnasında oluşan kalp çarpıntılarıma dayanamayıp sızmıştım belki de. Kocaman olmuş gözlerimle ağzımdan bir "hı." nidası döküldü.

"Karım ol. Kadınım ol. Yarım kalmasın hikayemiz."

Boğazımda düğümlenen sözleriyle koltukta geriye doğru yaslanıp derin bir nefes aldım. Ciddiydi. Ses tonu duruşu onları söylerken arabayı yavaşlatıp gözlerime bakışı, kendinden emindi.

"Celasun ben şey yani biz." diye zırvalamaya başladım. Ne diyebilirim ki şu an. Cevap veremeden araba bahçeli iki katlı bir evin önünde durdu. Işıklandırması olsada nasıl bir ev olduğunu çözemedim. Celasun arabadan inip beni de elimden tutarak indirdi. Arkasından eve girdiğim de elimi bırakmadan beni bir odaya soktu. Evin ışıklarını dahi açmamış loş ışıkta bizi eve sokmuştu.

Kapının ardına yasladığı bedenim yakınlığıyla iyice gerildi. Yanlış yaptığımızı söylemek için açılan dudaklarım zehir bildiğim iki dudak tarafından örtülünce karmakarışık olan hislerimin arasında kaldım. Alt dudağımı emmeye başladığında dizlerimin bağı çözülmüştü. Ne yapacaktım? Ne yapıyorduk? Alt dudağımı emip üst dudağımda da bir süre oyalandıktan sonra hareketsiz duran bedenimden sadede bir kaç santim geri çekti kendini. Dudaklarım sanki az önce alev alırken şimdi buz tutmuştu. "Celasun." diyerek aramıza koyduğum ellerimle göğsüne biraz baskı uyguladım. Hareketimi yok sayarak "karşılık ver." diye emretti. Başımı sağa çevirip "Olmaz. Yapma lütfen." diyebildim. Eli bel boşluğumu okşamaya başlayınca belimden yayılan titreme tüm vücudumu sardı. Adamı sonunda delirtmiştim işte.

"Yapacağım. Bu gece şu arkamda duran yatakta her zerrene işleyeceğim."

Yutkunamadım. Benimle yatmak için mi gelmişti buraya? Alt tarafımda hissettiğim sertlikle dudağımı canımı yakacak derecede dişledim. Kendini bana bastırıp çekilmişti. Elleri kalçalarımı buldu önce sonra kalçalarıma güç uygulayarak ayaklarımın yerden kesilmesini sağladı. Arkasında az önce bahsettiği yatağa uzanmam için kucağından yatağa doğru bırakıldım. Kendisi de üzerime uzanıp yükünü vermeden durdu.

BENNURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin