Celasun yine erkenden kalkıp evine güneş gibi doğan kızın odasının kapısında buldu kendini, duygularını dizginlemeye çalışsada yavaş yavaş hakimiyetini kaybediyordu. Kapıyı aralayıp kızın ismi ile bağdaşan yüzüne baktı bir müddet uyuyordu.Babası Bennur'un annesi Aysel Hanımı hayatta değer verdiği tek şey ile tehdit edip alıkoymuştu bunca zaman. Aysel Hanım kocasını hiç bir zaman sevmemişti. Ama kızını da onu da bırakmayı asla düşünmemişti de taki hayatını karartan bu adam ona kafayı takana kadar. Çok direnmişti. Bu direniş nafileydi. Kızına zarar gelmesindense bu adamla kalan hayatını geçirirdi.
Bir gün baba oğul salonda otururken Celasun'un babasına gelen telefonla adam evden apar topar ayrılmıştı. Aysel Hanım kızını görmeden daha fazla yaşamayacağını anlayınca Celasun'a her şeyi anlatmayı ve yardım istemeyi denedi.
İki sene evvel
"Celasun, biraz konuşabilir miyiz?"
Celasun hayatlarını maaf eden bu kadından en az annesi kadar nefret ediyordu. Annesi her şeyi bildiği halde babasına ses çıkarmamış gidişine göz yummuştu. Kendisi ile görüşmesinde de en ufak bir sakınca görmeyip "O senin baban seni görmek en doğal hakkı oğlum. Kimse bilmese de sen babanla olan bağını koparma." demişti. Celsun'a kalsa babasının yüzüne tükürdü ama annesi bile öfke duymazken onun buna hakkı yoktu.
Sinirli bir nefes alıp bıraktı. Bu eve gelmekle hata etmişti. Bunu şu kapıdan adım atıp bu kadını gördüğünde anlamıştı. Geçmiş sinsi bir Azrail gibi yakasına yapışmıştı. Ayağa kalkıp bir kelime dahi etmeden kapıya yöneldi. Aysel Hanım da hemen ayağa kalkıp Celasun'un yanına giderek önünde diz çöküp ellerini genç adamın ayaklarına sardı.
"Ne olur bir kez dinle. Bu benim son şansım."
Yaptığı hareket ile içinde bir şeyler kırıldı Celasun'un o da aynen böyle babasının ayaklarına kapanmıştı. Ama babası tenezzül edip suratına dahi bakmamıştı. Yumruklarını sıkıp kadına eğildi. Omzundan tutarak uzaklaştırdı kendinden. Ve gök gürültüsünü andıran sesi ile bağırdı.
"Ayağa kalkın Aysel Hanım. Hiç bir kadın bir erkeğin önünde diz çökmemeli, tamam bu kadar önemliyse anlatın sizi dinliyorum."
Kadın yüksek sesi ile konuşan gence gözleri dolu dolu baktı. Sonra ayağa kalkıp az önce ki yerine tekrar oturdu. Kısa bir iç çekip yaşadıklarını sözcüklere dökmeye çalıştı.
"Bak oğlum ben babanı hiç bir zaman sevmedim. Annene de aileme de ihanet etmedim."
Celasun yersiz bir kahkaha attı sinirle tıslarken.
"Siz hafıza kaybı falan mı yaşadınız? Çünkü babamla kaçtığınızı cümle alem biliyor."
Kadın gözlerinden yağmur damlaları misali inen göz yaşlarını elinin tersiyle sildi.
"Baban beni kızımla tehdit ediyor. On bir yıldır bu evde ne yaşadığımdan cümle alemin haberi var mı? Bak ben artık kızımı görmeden yaşayamam. Babanın nasıl bir insan olduğunu sen de benim kadar iyi biliyorsun. Bana yardım et bu cehennemden kurtulmama kızıma dönmeme yardım et ne olur. "
Celasun kadını hayretle dinleyip elini çenesine götürdü. Bu eve ilk gelişi değildi. Kadının davranışları her zaman dikkatini çekmişti çekmesine ama böyle bir düşünceye kapılmamıştı. Söyledikleri doğruysa tabi ki bu kadına yardım ederdi.
"Doğru söylediğin ne malum?"
Kadın ağlak ve heyecanlı sesi ile konuşmaya devam etti.
"Belma, yani annen Belma her şeyi biliyor. Birazcık vicdanı varsa sana anlatır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENNUR
Romance"Özür dilerim. Yaralarını tekrar tekrar kanattığım için." Derin sessizlik çöktü kuytu karanlıklara... adam sürüldü. Kadın terk edildi. Öyle mağrur öyle sevilesi bir kız çocuğu terk edilmişti. "Özür dilerim. Kanayan yaran olduğum için." Gün ışığı ara...