2.3

71.5K 3.7K 483
                                    

"Sayın ticaret bakanlığım, ben sevdim eller aldı." diye yüksek sesle söyleyen Cenay'a sırıtarak baktım. Çocuk yanımızdan geçerken Cenay hep böyle sözler söyleyerek Ekrem'in dikkatini çekmeye çalışırdı.

Cenay'ın anlattığı kadarıyla Ekrem kısa bir süre önceye kadar Cenay'la sevgiliymiş. Tabii, bundan Ceyhun'un haberi yokmuş. Ama Ceyhun öğrenirse bile fazla üzerine gideceğini düşünmüyordum. Ceyhun aralarında fazla umursamaz bir tipti. Bunu geçen gün benimle olan konuşmasında anlamıştım.

Bahadır'ın Cenay'ı boğarak "Evlenelim mi? Bir yastıkta boğarım seni!" demesiyle Cenay dilini dışarı çıkararak ölü taklidi yaptı.

"Ne yapıyorsun, sarışın?" diye yanıma gelen Berkay'a gülümseyerek baktım.

Altay'ın üzgün suratına bakarak gülümseyen yüzüm düştü. Ceyhun'da onun sırtını sıvazlıyordu. "Oğlum, ne takıyorsun? Boş ver onu. Sana kız mı yok?"

Altay Ceyhun'a heyecanla baktı. "Var mı?"

"Yok." deyip gülünce Altay tekrar yüzünü buruşturdu ve anında gözleri beni bulduğunda hüzünlü bir şekilde gülümsedi bana.

"Arkadaşlar, kafeye gidelim mi?" diye soran Cüneyt'i herkes onaylamıştı.

"Hem şu ödevleri hallederiz." Cenay elindeki defterlerini göstererek.

"Aynen," onayladı Berkay.

Hep beraber Cenay'ların takıldığı okuldan bir hayli uzakta olan Nice Kafe'ye gittik. Cenay'ın bir süre önce bu kafede çalıştığını öğrenince şaşırmıştım. Maddi durumları pek iyi değildi sanırım. Ceyhun göründüğünün aksine yumuşak bir kalbe sahip olduğunu anlamıştım. İkizinin okuması için yarı zamanlı işlerde çalışarak ailesine destek olmuştu. Zor zamanlarında Alp'in de onlara destek olduğunu söylemişti. Peki, neden Alp'in ona dost olduğunu düşünmüyordu?

Kafeye geldiğimizde bizi çok sıcak bir şekilde karşılamışlardı. Küçük ama bir o kadar huzurlu ortamı vardı kafenin. İnsanların kalabalık olması bu ortamı bozmuyordu. Hatta daha sıcak yaptığını bile söyleyebilirim.

Bir masaya oturduğumuzda "Rafet abi, nasılsın?" diye sordu sıcak bir şekilde Cenay orta yaşlarda birine.

"Sağ olasın, bir tanem. İyiyim. Sen nasılsın? Ceyhun Bey bugün erken geldi anlaşılan."

Ceyhun "Abi, sen de beni çalıştırmak için zaman koluyorsun sanki." dedi tek kaşını kaldırarak.

"Oğlum, gül gibi sesin var, gel şarkıcılık yap diyorum daha fazla kazanırsın. Kabul etmiyorsun ki."

Şaşkınca ona baktığımda "Şarkı mı söylüyorsun?" merakla sordum. Heyecanımın sesime yansımasını gizleyememiştim.

"Evet, Alp'te gitarla eşlik ediyor, çok müthiş. Sen seviyor musun canlı müzik?" diye sordu Bahadır.

"Evet, Asena da şarkı söylüyor. Sesi hiç fena değil." deyince Asu, utançla kafamı salladım.

"Ne güzel işte bir grup kurun, gelin söyleyin. Elin adamına para ödeyeceğime size öderim ya." dedi Rafet abi sırıtarak.

"İster misin, Asena?" bana merakla bakarak sordu Alp.

"Ben istemem." dedi umursamazca omuz silkerek Ceyhun.

Umutlarım teker teker suya düşerken Alp bana göz kırpıp Ceyhun'u kafasıyla işaret etti. Dudaklarını oynatarak "Hallederim ben." dedi.

"Hayır, Bay Oksijen İsrafı. Yemem ben öyle numaralar." dedi dilini damağına vurup olumsuz ses çıkararak.

Bu canlı müziği istiyordum. Aklıma Aşk'ı bu kafeye getirmek fikri gelmişti. Belki onu görmeyecektim ve o da beni görmeyecekti ama birbirimizi hissedecektik. Çok acı çekmişti Aşk ve ben onun acısının hafiflemesini istiyordum. O şırfıntı kızı unutup hayata tutunmasını. Artık duvarların ardında yaşamamasını. Herkese acısını açıkça söylemekten utanmamasını. Onu rahatlatmak istiyorum, yaşadıklarının sorumlusu olmadığını anlatmak istiyordum. Belki bu kafede onun yaşadığı acıyı yaşayan birçok insanın düşüncelerini şarkıyla söyleyebilirdim ve bu insanları az olsa dahi rahatlatmak demekti.

"Neden istemiyorsun? İnsanlara umut olabilirsin?" dedim üzgün bir ifadeyle.

O sırada kaşlarını çattı ve masada ellerini birleştirip gözlerini bana dikti.

"Ne umudu Allah aşkına? Benim şarkı söylemem kimin umurunda olacak? Herkes hayatını yaşıyor. Sen ister o şarkıyı söyle ister söyleme kimsenin umurunda olmayacak."

"Şarkıdan şarkıya fark vardır, Ceyhun. Öyle bir şarkı seçersin ki, buradaki insanları anlatır, öylesini de seçersin ki, hiçbirinin yaşadığını anlatmaz. Hepimiz şarkı dinliyoruz. Bunu kimse inkâr edemez. Senin ilgini hangi şarkı çeker? Yaşadığını anlatan mı yoksa umurunda bile olmayan pop müzik mi? Tabii ki, sakin ama senin iliklerine kadar işleyen bir şarkı. Bir öneri kutusu yaratırız ve insanları en çok etkileyen şarkıları isteriz ve haftada bir kez onları memnun ederiz. Eminim ki, birileri acısının dile dökülmesini istiyordur."

Konuşmamı bitirince şaşkınca bana baktı hepsi. Çok mu akıcı konuştum ben?

Bahadır, Altay, Asu ve Cüneyt ciddi bir suratla beni alkışlara boğunca göz devirdim. Benimle dalga geçiyorlar. Tekrar Ceyhun'a umutla baktım.

"Ne dersin, Ceyhun? Birilerine umut olmak istemez misin?"

Gözleri bir köşeye sabitlendi sanırım onu etkileyebilmiştim. Düşünüyordu. Alp elini Ceyhun'un omuzuna koydu. "Bence düşün, Ceyhun. Ben bunu istiyorum. -Bana bakarak gülümseyip- Asena anlattıklarından sonra daha çok istiyorum."

"Tamam." deyince hepimiz birlikte sevinçle çığlık attık.

"Kulağımı tırmalıyorsunuz, fikrimi değiştirmeden susun isterseniz." dedi göz devirerek.

Gülümseyerek yerime oturdum.

"Öneri kutusunu hazırlamaya başlasak iyi olacak gibi." dedi Alp bana göz kırparak.

"Aynen." dedim heyecanla.

Sonunda birileri için bir şey yapacaktım. Bu yüzden mutluydum.

Rehberimde AŞK Var?! | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin