15

716 48 110
                                    

"Ben oraya hayatta gelmem James!" Lily James'in telefonda konuştuğunu duyunca hemen telefonu aldı.

"Günaydın Sirius. Ee sen devam et bölmeyeyim."

"Günaydın Lils. Diyordum ki saat kaçta geliyorum size." Lily gülümsedi.

"Kahvaltıyı bizde yapacaksın Siri. Ona göre hemen çık biliyorsun beklemeyi sevmem."

"O orada mı?" Lily iç çekti.

"Niye arkadaş kalmaya karar vermişsiniz. Neden burada olması problem? Düşman olarak bile istemiyormuşsun."

"Evet arkadaş kalacağız dedim de hani şu asla görüşmeyenlerden yani ben ve James gibi bir şeyi kastetmedim."

"En azından aynı masaya oturabilirsiniz. Seninle konuşacaklarım var. Bu arada Regulus da gelsin özledim onu." Sirius onu onayladı ve telefonu kapattı. Kardeşinin odasına girdi.

"Reggy?"

"Ne var sinsirius yine ne istiyorsun?"

"Lils kahvaltıya çağırıyor."

"Benim kızılım bensiz yapamıyor muymuş?" Sirius göz devirdi.

"Ben de şaşkınım özlemiş seni. Halbuki çok da özlenecek bir şey değilsin."

"Komik olmaya mı çalışıyorsun? Benim bir kalbim var da." Regulus öylesine söylemişti bunu.

"Şaka yaptım tabi ki en çok özlenecek kişi sensin. Seni annemden bile daha çok özlemiştim." Sirius bunu söylediğinde Regulus'un içi sıcacık oldu. Zaten abisinin onu sevdiğini biliyordu.

"Aha yakalandın! Annemi daha çok ben seviyorum dediğimde bana kızıyordun. Bu arada takıldığını biliyordum Siri." Sirius bunun üzerine kardeşinin kafasına bir tane tane yastık geçirdi.

"Bana sinsi diyorsun da ikinci adın yılan olmalıymış."

"Pü kardeşlik bitmiş." Regulus abisini sinirlendirmek için onun lafını kullandı.

"O benim lafım kullanma onu!"

"Banane!"

"Ben gidiyorum Regulus hazırsan in hazır değilsen de kal." Sirius sırıtarak merdivenleri indi.

"Beni bekle gerzek. Kızıl cadım beni götürmezsen seni gebertir." Regulus seslendi ve söylediklerinde haklıydı. Sirius bu yüzden blöf yapmayı bıraktı.

"Senden bazen tiksiniyorum Reggy." Regulus aşağıya tin tin inerken Sirius sinirle söyledi.

"O da bir şey mi? Ben senden hep tiksiniyorum." Sirius göz devirdi.

"Nereye Sirius? Kahvaltı etmiyor musun?" Walburga oğlunun yanına ilerlerken sordu.

"Lily kahvaltıya çağırdı anne. Oraya gidiyoruz." Sirius annesinin omuzuna başını koydu. Walburga onun saçlarını okşamaya başladı. Sirius kimsenin saçlarına dokunmasına izin vermezdi. Sevmiyordu bunu. Sadece annesi dokunabilirdi ve bir de Remus. Gerçi artık o da kaybetmişti hakkını.

"Regulus da geliyor değil mi?"

"Evet Lils onu da çağırdı. Regulus'u özlemiş."

"Regulus da zaten kaç gündür dışarı çıkmadı. Arkadaşlarıyla arası bozuk. Kardeşinin huyuna git." Walburga oğlunun siyah saçlarına bir öpücük kondurdu.

"Tamam da ne olmuş anlattı mı sana?"

"Anlatmadı."

"Sen nereden biliyorsun peki?"

Aurum (Wolfstar) AuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin