"Sirius hazır mısın?" James sağından sordu. Regulus ise solundaydı.
"James ilk defa yapıyormuşum gibi davranma!" James güldü.
"Ama Regulus'un ilk seferi. Bence bunu kutlamalıyız." Sirius'un gözleri parladı.
"Sessiz olun annem her an görebilir. Yakalanırsak ben sizin tarafınızda değilim. Sizi satarım haberiniz olsun." Regulus bunu söyleyince James böbürlenerek Regulus'a baktı.
"Biz asla yakalanmayız Reggy." Sirius bunu kardeşine söylediğinde kardeşi güldü.
"Ben niye öyle bilmiyorum? Benim olduğum her gün yakalanıyordunuz."
"Farkettiysen senin olduğun günler yakalanıyorduk sen yokken değil, çünkü sen yokken ispitçi de yok." Sirius söyledi. Kahvaltı gününden sonra kendini güç de olsa toparlamıştı.
"Neyse annem de gitti." James söyledi. Ardından hızla kardeşlere döndü. "Planı hatırlıyorsunuz değil mi?"
"Evet James." Regulus söyledi.
"Tamam sen git annemleri oyala biz kurabiyeleri alıyoruz."
"Şu kakaolu keklerden de alın ama çok değil annem onların yokluğunu hemen anlar. Bir de poğaça alın." Regulus gitmeden önce söyledi ardından kayboldu.
"Jamie tabak sende değil mi?" James sırıttı.
"Tabi ki! Haydi gel alıp çıkalım." Masanın başına geçip önce Regulus'un istediklerini aldılar.
"Siri şu elmalı kurabiyelerden istiyorum at iki üç tane." Sirius hızla arkadaşına uzattı.
"Jamie yer kalmadı mı tabakta?" James başını olumsuzca salladığında Sirius kaderine razı geldi.
"İyi o zaman çabuk çıkalım yukarı ama şu tatlıdan yemezsem içimde kalır." Bunu söyleyip koskoca dilimi, iki ısırıktan sonra ağzına attı. Tam çaktırmadan yukarı çıkıyorlardı ki Walburga ikilinin sırtını gördü. İkiliye pek de güvendiği yoktu.
"Sirius?" Ağzı dolu olduğundan ve yakın bir zamanda boşalmayacağından James anında yanıtladı.
"Efendim?"
"İşe gitmeyi düşünmüyorsunuz herhalde. Ayrıca Sirius neden cevap vermiyorsun?" James atladı.
"Sesi kısılmış o yüzden konuşamıyor."
"Sabah gayet iyiydi."
"Regulus'a bağırdı da."
"Regulus gayet neşeli kavga etselerdi öyle olmazdı." James Sirius'a baktı. Neyse ki yutmuştu.
"Zaten öylesine bir tartışmaydı anne." Annesinin yüzüne bakmak için döndü. Fakat ağzının etrafında çikolata lekesi vardı. Walburga tek kaşını kaldırdı.
"Sirius?"
"Efendim prenses anneciğim?" Küçükken annesine böyle seslendiğinden, yumuşaması için demişti. Çünkü geliyordu gelmekte olan. Az sonra James ve Sirius diye bir şey olmayacaktı evrende. Sirius, kaçması için James'e işaret verdi. James yemekleri Regulus'un odasına götürüp yatağın altına sakladı. En azından burayı aramaya gelmezlerdi.
"Sen o tatlıdan yemedin değil mi?" Sirius gülümsedi.
"Ne tatlısı anneciğim ben tatlı sevmem bir kere beni biliyorsun sonuçta."
"Ben seni bildiğimden soruyorum zaten." Sirius kirli ellerini itinayla saklıyordu. "James hemen buraya gel! Sirius bir şeyler karıştırıyorsa sen de yapıyorsundur bir şeyler." James koşarak aşağı indi. O sırada Euphemia da gelmişti.