LANETLİ EVLİLİKLER 3- LANETLİ GEÇMİŞ

GİRİŞ

EVET ARKADAŞLAR SONUNDA ÇOK İSTEDİĞİNİZ HİKAYEYE DE GİRİŞ YAPTIK... BLAKE KURAN İLE BİRLİKTE SİZLERE MERHABA DİYORUM... İKİ AĞIR TOPLA BİRLİKTE BENİM İÇİN ZORLU BİR YAZI SÜRECİ BAŞLIYOR :) UMARIM BANA NAZİK DAVRANIRSINIZ... İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... BOL KEYİFLER...

Büyük partinin amacı ortaya çıkmış kurucuyu ve dünyanın en yaşlı vampirlerinden birini selamlamaktı. Yüzyıldır kayıplarda olan büyük Lord Black Kuran tekrar ortaya çıkmıştı. Kendi klanının malikânesinde yeniden halkı ile bir aradaydı.

Kuran ailesi atalarının ve kurucularının geri dönüşü için büyük bir parti vermişlerdi. Elbette ki bir safkanın bile üstünde olan bu kişiyi görebilmek için dünyanın her yerinden saygın vampirler, safkanlar, soylular ve hatta köleler bile geliyordu.

Blake Kuran, kendisi için hazırlanmış büyük partiye baktı. Malikâne bunun için yeni baştan yapılmıştı. Alt katın tamamı devasa bir balo salonuna dönüşmüştü ki bu bile yeterli değildi doğrusu. Bütün insan nüfusunun küçük bir kısmı olsalar bile vampir halkı da az bir sayıda değillerdi.

Onu görmeye geliyorlardı. Dışarı taşmış büyük bir topluluktu. Saygılarını, sadakatlerini ve hediyelerini sunmak adına önünde diz çöküyorlardı. Bazıları çok değerli eşyalar sunuyordu, bazıları köle sunuyordu hatta kendi kızlarını sunan bile olmuştu.

Annesi burada olsa hiç şüphesiz buna bayılırdı...

Gerçekten neden bunca zamandır bunlardan uzak olduğunu şimdi hatırlamaya başlamıştı. Bütün bu işler sıkıcı, gereksiz ve yorucuydu. İnsan zamanlarında bile bir asil olmasına rağmen protokolden gerçekten hiç anlamıyordu. Bu işleri Sybill olsaydı çok daha iyi kıvırırdı.

Gelen eşyaları kabul ediyordu ancak köle ve soylu kadınları sertçe geri çeviriyordu. Bu tarz hediyeler veren herhangi birinin onun gözünde hiçbir değeri olamazdı.

Alexander, sağ kolu ve kendi nesli olarak hemen tahtın bir adım önünde yanında duruyordu. Göz ucuyla ona baktığında onun da en az kendisi kadar yorulmuş olduğunu görebiliyordu.

En son evlatlarından biri olarak onunla tanıştığı zamandan bu yana Alexander'ın tek bir arzusu vardı. Karısı ve çocuklarıyla sakin ve huzurlu bir hayat yaşamak. Ancak şartlar ne yazık ki buna izin vermiyordu. Bu yönden evladı kendisine çok benziyordu.

Oturduğu tahtta yana kaydı ve Alexander'a doğru eğildi. "Bu saçmalık ne zaman bitecek?" diye sordu sessiz bir şekilde.

İlk tanıştıkları zamandan bu zamana Alexander biraz... Yorulmuştu. Blake, bunun onun içinde zor olduğunu biliyordu. Kendisi de pek nazik değildi bu konuda. Zamana içinde Kathleen'e ve Alexander'a çok yüklenmişti. En başından onlardan sadakatlerini istediği zamandan bu yana ikisi de Blake'i hiç yarı yolda bırakmamışlardı.

Genç adam, onun sorusuna karşılık hafifçe gülümsedi. "Emin değilim ama Kathleen'in söylediğine göre bugün sonmuş" dedi en sonunda. "Bundan sonra sizi görebilmek için randevu almaları gerekir en azından"

Üçüncü günün sonuydu bugün. Bu balo tam üç gündür sürüyordu ve bitmesine birkaç saatten az bir zaman kalmıştı. Kendisini gerçekten çok yorulmuş hissediyordu. Hiç şüphesiz durmaksızın üç gündür gelen misafirlerle ilgilenen Kathleen ve Alexander'da artık yorulmuşlardı.