Bölüm 9

2.3K 337 27
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... BOL KEYİFLER...


"Benim biricik oğlum" diye bağırdı Elizabeth Vitkova öfkeyle. Elinin tersiyle karşısındaki kadına o kadar sert bir şekilde vurdu ki kadın yere düştü. Ancak bu onun öfkesini geçirmeye yetecek değildi. "Sen kendini ne sanıyorsun"

Rebekah, korkmuyordu. Eğer öğrenirse bunların başına gelebileceğini zaten çok iyi biliyordu. Kendisini buna hazırlamıştı. "Ben, Lord Blake'i seviyorum" dedi sesi fısıltıdan öteye gidememişti. Zaten onun karşısında konuşmak bile büyük bir irade isteyen bir şeydi.

Elizabeth, öne doğru bir adım attı ve kadının çenesini tutup sertçe kaldırdı. Rebekah, Elizabeth Vitkova'dan çok daha uzun boyluydu ancak o çok güçlüydü. O, herkesten çok daha güçlüydü. "Onu seviyor musun?" diye fısıldadı gözlerinden nefret parlıyordu. "Sen ona tapacaksın" diye bağırdı en sonunda kadını bir paçavra gibi bir kenara fırlatarak. "Sen, ona sadık olacaksın ve ondan korkacaksın!" Her kelimesinde kadının karnına sertçe tekme atıyordu. "Eğer seni istiyorsa kendini ona vereceksin, eğer kanını istiyorsa ona kanını vereceksin ve eğer canını istiyorsa canını vereceksin. O, benim oğlum. Blake senin tanrın."

Rebekah iki büklüm olmuştu. Ağzından kan akıyordu. Ancak gözlerinde korku yoktu. "Ben bütün bunları sadece onu sevdiğim için bile Lord Blake'e veririm" diye fısıldadı.

Bu cevaptan hoşlanmamıştı. Elizabeth dudaklarını büktü. Belli ki kölenin oğluyla olan ilişkisinden ona bir cesaret gelmişti. Kimse onun karşısında böyle konuşamazdı. Yavaşça arkasını döndü ve taştan şömineye doğru ilerledi.

Kızının kaçırılmasında büyük yardımları olmuştu. Onun tarçın kokusunu tanıyacak kadar farkındaydı. Oğlu çok duygusal bir çocuktu. Olmaması gerekecek kadar. Ancak bir çocuğu elinden kaçmıştı. Adamları her yerde Sybill'i arıyordu. Blake içinde aynısının olmasına izin veremezdi.

Çok özel bir planı vardı. Safkan bir topluluk yaratacaktı. Bütün insanların ve vampirlerin tapacağı bir topluluk. Tıpkı kendisi gibi mükemmeli yaşayan bir topluluk. Blake gibi safkan bir vampirin bir köleye çocuk vermesi... Böyle bir şey kabul edilemezdi.

Şöminenin içinde duran demiri aldı ve kızışmış olan ucunu dikkatle incelemeye başladı. Sıcaktan demir kırmızıya dönmüştü. "Biliyor musun, sana çok saygı duyuyordum" dedi en sonunda. "Seni dönüştürmem de bunun bir işaretiydi. Sonuçta ben bu mükemmeliyete senin kızın sayesinde kavuştum"

Rebekah başını kaldırıp ona baktı. Onun kızı hakkında konuşmasını duymak istemiyordu. Bunca zaman boyunca ondan korkmuştu. Ancak şimdi buna izin veremezdi. "Kes sesini!" diye bağırdı hızla ayağa kalkıp ona doğru koşarak.

Acı ve nefret...

Elizabeth her ikisini de görmeyi gerçekten çok seviyordu. Kendisine doğru gelen kadına doğru elini salladı ve kadın geri doğru savruldu. İşte en çokta bu gücü seviyordu.

Kadın duvarda asılı kaldı. Kıpırdamaya çalışsa bile kıpırdayamıyordu. Elizabeth ona doğru yaklaştı ve elini kadının karnına koydu. Bir an için dudaklarındaki gülümseme yerini tiksintiye bıraktı. Gözleri kocaman açılmış bir şekilde kadının karnına odaklandı. "Çocuk" diye tısladı. Öfkeli bir şekilde dönüp ona baktı. "Bu çocuk kimden?" diye bağırdı.

Çocuk mu?

Hamile miydi? Hamile olduğunu bile bilmiyordu. Hayır, bu mümkün olamazdı. Dönüştüğü zamandan bu yana kanamıyordu bile. Vampirler hamile kalabilir miydi? Kocaman açılmış gözlerle ona baktı. Başını iki yana salladı. Hamile olsaydı anlardı. Anlaması gerekirdi.

LANETLİ EVLİLİKLER 3- LANETLİ GEÇMİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin