GECİKTİĞİM İÇİN KUSURA BAKMAYIN ARKADAŞLAR... İYİ OKUMALAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... 30 YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...
Rüya görüyordu. Rüya gördüğünün farkındaydı. Burası uzun zaman önce terk ettikleri Transilvanya'daki kaleydi. Bu taht odasını avucunun içi gibi biliyordu. Tam da Elizabeth Vitkova'ya yakışır bir gösterişi vardı.
Her ne kadar gösteriş ve gücü sevse de Leydi Elizabeth gerçekten zevkli bir kadındı. Belki de iyi olan tek özelliği buydu. Kendi özelliklerini çok iyi biliyordu. Kana olan açlığını ve sevgisini de çok iyi biliyordu.
Bu yüzdendir ki siyah ve kırmızı bu odanın baskın renkleriydi. Çok az bir şekilde altın sarısı serpilmişti. Her şekliyle bir kraliçenin odasıydı. Bir kere daha bu odayı görebileceğini düşünmemişti. Görmek isteyeceği bir yer de değildi kesinlikle.
Başını iki yana sallayıp etrafına bakındı. Bu sefer hazırlıklıydı. Leydi Elizabeth, hemen arkasındaki tahtta oturuyordu. Ellerini tahtın kollarına koymuş ve bacak bacak üstüne atmıştı. Sırtı bir sopa gibi dimdikti.
Onu taşıyan beden iyice çürümeye yüz tutmuş gibi görünüyordu. Yüzünün bir kısmı tamamen dökülmüştü. O muhteşem güzelliğe takıntılı bir kadın için ne kadar da ironik bir durumdu bu böyle.
Kendisi de bu durumun farkındaydı belli ki. Hiç mutlu görünmüyordu. Gerçi yine de üzerindeki kıyafetleri özenle seçmiş gibiydi. Gerçekten de çirkin görünmeye dayanamıyordu.
"Beni gereğinden fazla yordun, Rebekah" dedi Elizabeth. Yüzü asılmıştı. "Sana bir şans verdim. Uslu bir çocuk olup yanıma gelmeliydin. Buna karşılık sen benden kaçınmayı seçtin. Şimdi bir anne olarak bu yaptığının cezasını ödetmeliyim sana"
Hiçbir annenin böyle bir yöntemi olduğunu sanmıyordu. En azından Rebekah'ın yoktu. Gözlerini kapadı bir an ve derin bir nefes aldı. "Ben de bir anneydim" dedi sakin kalmaya çalışıyordu. Bir kere daha onun karşısında zayıflık göstermeyecekti. "Çocuklarıma asla böyle davranmadım"
Elizabeth, onun kendisiyle böyle saygısızca konuşmasından mutlu değildi. Hala sağlam olan yüzündeki kaslar oynadı. "Ben iyi bir anne oldum hep!" diye bağırdı. "Çocuklarım için neyin iyi olduğunu bilip ona göre hareket ettim. Topluluğumun bana ihtiyacı varken yaptığın şey hainlik. Bunu cezasız bırakacağımı mı sanıyorsun?"
Bir daha karşı karşıya gelirlerse hayatta kalma ihtimali çok azdı. Her ne olursa olsun o bir canavardı. Rebekah, bunu hep biliyordu. Sadece kendisinde bu cesareti hiç bulamamıştı. Artık o cesareti vardı. "Çocuklarına acı çektiren bir kadın iyi bir anne olamaz" dedi. Nasıl uyanacağını gerçekten bilmiyordu ancak ona boyun eğmeye niyeti de yoktu. "Siz iğrenç birisiniz sadece"
Bu zamana kadar ona karşı duran çocukları bile bu şekilde konuşamamışken bir köle, safkan bile olmayan bir zavallı... Bir zamanlar onun hizmetçisinden başka bir şey olmayan bu düşük seviyeli kadın onunla böyle konuşmaya mı cüret ediyordu?
Elleri oturduğu tahtın kollarını öyle bir sıktı ki zavallı tahta parçası paramparça oldu. Ancak Elizabeth kızdığına dair bir emare göstermiyordu. Dudakları bir gülümsemeyle kıvrıldı ve o yaralı bedenden beklenmeyecek kadar hızlı ve zarif bir şekilde ayağa kalktı.
O bedenin sahip olduğu mavi gözlerin arkasındaki nefret dolu yaratığı görebiliyordu Rebekah. Onun karşısında durdu. Leydi Elizabeth, hep minyon bir kadın olmuştu. Yeni bedeni de Rebekah'dan kısaydı. Ancak kimsenin ona tepeden bakmasına izin vermezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LANETLİ EVLİLİKLER 3- LANETLİ GEÇMİŞ
FantasíaSessizlik uzun bir süre devam etti. Elbette ki onun varlığı muhteşem olurdu. Rebekah güçlü ve bilinçli bir kadındı. Ama... "Benimle yan yana durabilecek misin?" diye sordu en sonunda Blake. "Acı çekmeden" Genç kadın kollarını göğsünde birleştirdi ve...