tisa ve aşrun

30.4K 2.9K 1.1K
                                    

Günlerden pazartesi.

Ahsen ile bol konuşmalı bir hafta sonu geçirdim.  Ahsen de en az benim kadar şaşkın.

İşler bir anda çözülüverdi. Ne yapacağımı bilmiyorum. Koca bir boşluta gibiyim.

Aklımda o kadar çok soru varki yanıtlayacak bir kişi dahi bilmiyorum.

Tamam, Muaz anonimdi ve Berra'yı okuldan çıkartmamıştı. Zaten kuzen olduklarına göre Berra'ya böyle bir şey yapmak istemezdi. O zaman beni korkutan kişi başka kimse mi oluyordu?

Yoksa bunların hepsi Muaz'ın bir yalanı ve aldatmacası mıydı?

Ya da Buğra neden bana yardım ediyordu?

"Abla hadi çıkıyoruz? " dedi Süleyman kulağımın dibinde bağırarak.

"Ne bağırıyorsun kulağımın dibinde. Duymuyor muyum ben? " dedim yüzümü ekşiterek.

Az sonra annem kapının önünde telaşlı bir şekilde belirmişti.

"Çarşamba günü Selim Hocalar gelecek, okuldan sonra eve gelin temizlik yapacağız."

"Beni biliyorsunuz ben yarı hafız adamım. Temizlik bana göre değil."

"Uyanığa bak hele. Ayda bir beş sayfa ezberliyorsun diye hafız mı oldun şimdi? " dedim.

"Aman ben anlamam. Herkes işin ucundan tutacak. Babanız çoktan tozları almaya başladı bile. "

"Bu saatte mi? " dedim şaşırarak.

Annem bize doğru fısıldayarak babamın duymaması için kapıyı kapattı. "Selim Hoca için her şeyi yapar bu adam. Çok kıymetli onun için."

"Gerçekten öyle olmalı." dedim.

"Hadi selametle kuzucuklarım."

Ve bisikletlerimize binerek okula gitmek için sürmeye başladık.

Okul yolunda ilerlerken de yine düşünüyordum. Muaz ile tekrar karşılaştığımda nasıl davranmalıydım?  Ya da en iyisi kaçmaktı. Karşılaşmassam sıkıntı yok.

Bir kaç dakikaya kalmadan okulun bahçesine giriş yapmıştık. Bir an önce okula girip kimseye gözükmeden sınıfa gitmek istiyordum.

Tabii bu kara bahtımla bu imkansızdı.

Muaz bisikletlerin bağlandığı korkuluğa yaslanmış bir şekilde beni bekliyordu.

Birlikte bisikletlerimizi park ettikten sonra çantamı götürmesi için Süleyman'a verdim. O hızlı bir şekilde okula girerken ben de bisikletleri bağlıyordum.

Ee tabi çocuk çaktırmamak için uğraşıyordu.

"Süleyman bekle Süleyman! " dedim arkasından bağırarak.

O sırada Muaz beni seyrediyordu. Gereksiz kasılmıştım.

Dayandığı korkuluktan doğrularak bana döndü. "Bırak çocuğu acelesi var belli. " dedi.

Hiç duymamış gibi yaparak yoluma devam ettiğim sırada konuşmaya başladı.

"Tekrar tanışalım bence." dedi.

Yavaşça ona doğru döndüm.

"Bana yaşattığın onca şeyden sonra mı?" dedim tek kaşımı kaldırarak.

Şaşırdı.

"Neyden bahsediyorsun ?" dedi.

Gülümsedim. "Arayıp tehtit etmenden, gizlice takip edip korkutmandan bahsediyorum. " dedim.

Haram Bro |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin