erbea ve hamsun

23K 2.4K 1.7K
                                    

"Eee nereye gidiyoruz ?" dedim yüksek bir sesle.

Dışarısı kalabalık olduğu için sesim duyulmuyordu.

"Bilmem. Nereye olursa. Gidince görürsün." dedi.

"Hani güzel bir yer biliyordun ?" dedim tek kaşımı kaldırarak. "Kandırdın mı beni? "

"O gelmen içindi." diyerek güldü.

"Kandırdın yani? "

"Ya Allah Allah. İstanbul'da güzel olmayan yer mi var? " dedikten sonra bana döndü. "Ayrıca ben kimseyi kandırmam. "

"Onu biliyorum. Şakasınaydı."

Ve uzun bir süre boyunca konuşmadan yürüdük. Gittikçe insanlar azalmaya, evler sığlaşmaya başlamıştı. Dışarda pek gezmediğimden pek bilmiyordum buraları.

"Yoksa beni kaçırıyor musun? " dedim gülerek.

"Evet. Bu yüzden seni Sahaflar Çarşısı'na getirdim." diyerek eliyle karşıyı işaret etti.

Köşeyi döndükten sonra karşılaştığımız bu manazara beni fazlasıyla etkilemiş ve gözlerimi kamaştırmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Köşeyi döndükten sonra karşılaştığımız bu manazara beni fazlasıyla etkilemiş ve gözlerimi kamaştırmıştı. "Burası aşırı iyi yalnız." dedim fısıldayarak.

"Öyledir." dedi. "Her ayın ilk cuması gelirim ve bugün Aralık'ın ilk cuması."

"Neden ki? "

"Gel gidelim hadi." diyerek taş kemerin altından geçtik ve içeri doğru ilerledik.

Açıkcası ilk defa böyle bir yere geldiğim için heyecanlıydım. Yanımda Buğra olunca daha da çok heyecanlanıyordum.

Çarşının içi tamamiyle kitapçılarla doluydu. Çoğusu eski kitaplar satıyordu. Günümüz kitapçıları ile kıyaslanınca biraz daha tarihi önemi olan yapılarla doluydu.

Buğra'ın her ay buraya gelip ne yaptığını merak ediyordum.

"İşte geldik." diyerek duraksadığında kafasını çevrip baktığı yöne doğru döndüm.

Eski ahşap binanın üzerinde koca harflerle EHL-İ HİREF yazıyordu.

"Ehl-i Hiref... Bu ne demek?"

"Sanat Ehli." diyerek açıklamasını yaptıktan sonra bana döndü. "Hadi girelim."

"Dur, dur, dur. Ne yapacağız burada?"

"Ya sen gel. Korkma." dedikten sonra kapıyı aralıyarak içeri girdi.

Kitap rafları içerisinde dolanan orta yaşlı bir adam Buğra'yı görünce gülümseyerek yanına geldi ve sarılarak sırtını sıvazladı.

"Selamün Aleyküm Bekir Hocam nasılın? "

"Aleyküm Selam Buğra oğlum, iyiyim. Sen nasılsın? "

Haram Bro |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin