Elimde tuttuğum atkıyı geri çektim. Açıkcası ne diyeceğimi bilmiyordum. Şok olmuştum. Kısa bir süre gözlerim yerde gezindi.
"Bir şey demene gerek yok. Sadece bilmeni istiyordum."
"B-ben." dedim konuşmaya başlayarak. Kalp atışlarım hızlanmış ve bu soğuk hava bütün vücudum inanılmaz şekilde yakmaya başlamıştı. Beynim karıncalanıyor, durmadan gözlerimi kaçırıp duruyordum. "Ben gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum. Yani nasıl desem..."
O sırada Buğra tekrar konuşmaya başladı. O konuştukça içimdeki bu cevap verme zorunluluğu hafifliyordu. "Hemen cevap vermek zorunda değilsin. Sevgili olma niyetinde değilim. Böyle bir şeyi kabul etmiyeceğini de biliyorum."
"Sonra cevap verebilir miyim ?" dedim kısık bir sesle.
"Evet."
"Yanlış anlama. Sadece kendi içimde yanıtlar bulmam gerekiyor. " dedim yine aynı ses tonuyla. Kendimi ona karşı çok mahcup hissediyordum.
"Çok vaktimiz yok biliyorsun." dedi Buğra. "Bir ay belki daha az."
"Biliyorum. Beni korkutan da bu." dedim. "Neyse. Gitsem iyi olacak. Kızlar bekliyor."
Ardından gözlerimi elimde tuttuğum atkıya çevirdim. "Bunu da al. Üşüteceksin." diyerek atkıyı ona uzattım.
Hiç bir şey demeden atkıyı aldı ve boynuna doladı. "Yarın getiririm."
"Sıkıntı değil. Gidiyorum o zaman ben." dedim.
O kadar heycanlıydım ki biran önce bu ortamdan kendimi atasım vardı.
"Ben de gitsem iyi olacak."
"Nerden ?" dedim gözlerimi büyüterek.
"Şurdan." diyerek benim aksi yönümü işaret etti.
"Ha. Tamam ben de burdan gidiyorum. " dedim hızlı bir şekilde konuşarak.
"Görüşürüz o zaman."
"Tamam. O. Zaman. "
Kızım napıyorsun sen napıyorsun. Tamam. Daha niye uzatıyorsun ki. Oldu bitti işte.
Buğra yanımdan ayrılırken ben de onun aksi yönde ilerlemeye başladım. Bir kaç adım attıktan sonra yaptığım tek şey kafamı çevirip ona bakmaktı. Tab onun da aynı şeyi yapacağını tahmin etmemiştim.
"Oha o da baktı." diye söylendim kendimce. "İnanmıyorum. "
Ardından adımlarımı daha da hızlandırarak Nilüfer'in evlerinin oraya kadar geldim. Arkamı dönerek çaktırmadan tekrar bakma girişiminde bulundum.
"Eğer üç saniye içinde dönerse gerçekten seviyordur." dedikten sonra içimden saymaya başladım.
1..
2..
3..ve tekrar döndü.
Kafamı geri çevirip hızlı bir şekilde apartmana girdim ve kapıyı kapattım.
"Gerçekten seviyor mu? Yok canım ne mümkün. Kim inanırki zaten böyle bir şeye. Hah. Çocuk oyuncağı sanki. Gerçekten seviyor olamaz değil mi? Kolay bir şey sanki sevmek. Belki sadece küçük bir hoşlantıdır. Ne kadar ciddi acaba ? "
"Ne diyorsun kız sen zilli." dedi bir ses.
Kendi kendime konuşmaya o kadar odaklanmıştım ki Ahsen'in geldiğini farketmemiştim.
"Efendim? " dedim.
"Diyorumki sesin taa yukarıya kadar geliyor. Telefonla mı konuşuyordun ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haram Bro |Texting
Duchowe0543#: Az önce kantinciye at etinden köfte yapıyor diye bağırdın. Efnan: Bana bilmediğim bir şey söyle. 0543#: Ben at eti seviyorum lan. Efnan: Banane lan Ebu Cehil karpuzu.