Okul öğle vaktine kadar normal haline dönüdü. Normal olmayan bir şey varsa o da Muaz'dı. Hocalar her ne kadar engel olmak isteseler de Muaz'ın dövülmesine engel olamamışlardı. Şimdi ise berbat bir haldeydi.
Geciken tören ile birlikte nihayet sınıflara karne dağıtımı için girildi. Son gün heyecanı diye bir şey kalmamıştı. Herkes sıfır duygu ile güne devam ediyordu.
Karneleri almışlardı. Şimdi ise okulun bahçesinde son kez vedalaşacaklardı. Ahsen ve Efnan diğerlerini bekliyordu.
"Efnan." dedi Ahsen söze başlayarak. "Baban gerçeketen alır mı okuldan ? "
Bu sorunum cevabını Ahsen kadar Efnan'da merak ediyordu. Babasının bu konuda ne diyeceği hakkında bilgi sahibi değildi.
"Bilmiyorum Ahsen."
Bu beklemenin sonunda ilk gelen Fırat oldu. İçinde tuttuğu bir şey vardı ve onu artık söylemeliydi. İkisinin yanına gelir gelmez Ahsen'e yöneldi.
"İki dakika bi gelir misin konuşmamız lazım." bunu söylerken ses tonu son derece düz ve duygusuzdu.
Öyleki Ahsen hiçbir şey demeden onun arkasından koşturmuştu.
Efnan'dan bir yirmi adım uzaklıkta konuşmak için birbirlerine bakıyorlardı.
"Ee söyle hadi? " dedi Ahsen.
Fırat kısa bir süre durul etrafını süzdü. "İlyas benim." dedi birden.
Ahsen güldü. Birden böyle söyleyince anlamamıştı. "Ne diyorsun ya... Ne İlyas'ı? " dedikten sonra yüzündeki o gülüş kayboldu. Kendisinin tanıdığı tek İlyas İnstagramdan konuştuğu biriydi. Ve o Fırat'tı.
"İlyas Fırat Parlar. Büyük büyük dedemin ismi. Kimliğimde yazmıyor ama kulağıma okunmuş." dedi Fırat.
Ahsen yavaştan sinirlenmeye başlarken söyliyecekleri için kendini hazırlıyordu.
Fırat devam etti. "Böyle bir şey yapmak istemezdim ama birbirimizle ne kadar iyi anlaşabileceğimizi, aslında tarıtışılacak bir şey olmadığını göstermek istedim."
Ahsen Fırat'ın bir bakıma haklı olduğunu düşünürken, diğer bir bakıma ise böyle bir şey yaptığı için haksız görüyordu. Evet. Bu süre zarfında Fırat'la hep tartışmış hiçbir zaman normal insan gibi davranmamıştı. Bir de arada konuştuğu İlyas'ı düşünüyordu. O çok iyi biriydi ve onunla çok iyi anlaşmıştı ama yine de bu bir çıkış yolu değildi.
"Bir şey demeni beklemiyorum. Sadece bilsen yeter."
Ahsen konuşmaya başladı. "Tabii ki de bir şey diyeceğim akıllo çocuk seni ! Böyle bir şeyi nasıl yapabildin? İyi eğlendin mi bari? " dedi azarlar şekilde.
"Hiç bir zaman vazgeçmeyeceksin değil mi? " dedi Fırat gülerek.
"Neyden? " dedi Ahsen şaşırarak.
"Bana böyle özel davranmaktan."dedi Fırat. "İnsan anca sevdiğine böyle davranır."
Ahsen biranda telaş yapmıştı. Gözlerini başka yerlere kaçırarak kendini toplamaya çalıştı. Yalandan kaşlarını çatıverdi. "Aaa terbiyesiz." dedi. "Neyseki gelip söyledin. Bu yüzden seni affediyorum."
"Konuyu değiştirmek... Güzel. "dedi kafasını sallayarak.
Belliki Fırat'ın hiç şansı yoktu Ahsen'e karşı. Belki de artık peşinden koşmamalıydı.
"Baksana ne diyeceğim." dedi gülerek. "Seni sevdiğimi söylemiştim ya? "
Ahsen kafasını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haram Bro |Texting
Spiritual0543#: Az önce kantinciye at etinden köfte yapıyor diye bağırdın. Efnan: Bana bilmediğim bir şey söyle. 0543#: Ben at eti seviyorum lan. Efnan: Banane lan Ebu Cehil karpuzu.