En çokta acıtan şey ne biliyor musun? Tanıdığını sandığın ve sana zarar vermez sandığın insanların, sana acımadan zarar vermesidir.
Tadaa. Yeni bölüm karşınızda.
İyi okumalar💜
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm On: Kaybolan Ruh
Bizler ancak ölüme yakınken yaşamak isteriz. Çünkü her şey o anda göze güzel gözükmeye başlar. Ama benim için artık çok geçti. Benim ruhum önce siyaha boyanmıştı şimdi ise karanlıkta kaybolmuştu.
Boğazım yanıyordu. Nefes alamıyor gibiydim. Peki, nefes almam mı gerekiyordu? Yüzümde hissettiğim acı ile gözlerim zorlukla açıldı. Neredeydim ben? Ölmüş müydüm yoksa yaşıyor muydum? Ve burası neresiydi?
En son sadece onun mavi gözlerini görmüştüm ama şuna karşımdaki kişi amcamdı. Burada neler dönüyordu böyle?
"Ah, uyanmışsın. Ölmen daha iyi olurdu ama halan daha bana lazımsın." Yerden doğrulmaya çalıştım ama ellerim çok kötü acıyordu ve tekrardan yere düştüm.
"Bırak beni. Ne istiyorsun?" Yavaş adımlarla bana yaklaştı ve önümde eğilip görüş açıma girdi. Ama sadece ayaklarını görüyordum. Saçımı sertçe çekip yüzüne bakmamı sağladı.
"O yaptığın açıklamayı düzelteceksin. Senin ta o zaman ölmen gerekiyordu."
"Ne hakkında konuştuğunu bilmiyorum. Ama dediğin şey hiç olmayacak. Ve benim burada ne işim var? Beni nasıl buldun?"
"O gün olanları bilmiyor musun? Kanına uyuşturucu enjekte etmiştik. Ölmen için değildi ama kafayı yedirttirecekti. Sonra da şirket ve elindeki her şey bana kalacaktı. Ama o gerizekalı çocuk her şeyi mahvetti. O gün eğer o kağıtları yırtmak yerine incelemiş olsaydın boş kağıt olduklarını anlardın. Sana anlatmamış olması işi daha da kolay yapacaktı. Ta ki sen bugün o açıklamayı yapana kadar."
"Onu da mı tehdit ettin? Ama artık hiçbir şey umurumda değil. Hemde hiçbir şey. Öldürsene beni. Hem senin hemde benim için daha iyi olur."
"Öldürmek yerine seni o yere tekrardan tıkacağım. Ama emin ol bu sefer seni ne Savaş kurtarabilecek ne de bir başkası." Gülmeye başladım. Ve yüzüne tükürdüm.
"O sefer herkesi yurtdışında olduğuma inandırdın ama bu sefer bunu yapamazsın. Çünkü bu sefer yanımda bir sürü kişi var."
