Bölüm •5• 'Siyaha boyanmış ruh.'

147 39 39
                                    

Şarkı: Memories - Maroon 5

Senden nefret edemediğim için kendimden nefret ediyorum.

Tadaa. Yeni bölüm karşınızda.

İyi okumalar💜

Bölüm Beş: Siyaha Boyanmış Ruh

Gözlerim bana ihanet edercesine açılmak istemiyordu. Kalbim sıkışıyor nefes almakta zorlanıyordum. Etraf kapkaranlık olmuştu ve bende o karanlıkta kaybolmuştum.

"Anne? Baba? Orada mısınız? Çok korkuyorum. Burası çok karanlık. Niye hiçbir şey yok?" Ben konuşuyordum ama sesim sadece yankı yapıp bana tekrardan dönüyordu. Ellerim bir şeyi kavradı. Sıktım onu sıkıca ne olduğunu anlamak için ama anlayamıyordum. Nerede olduğumu ve buranın neden bu kadar karanlık olduğunu?

Ölmüş olsaydım eğer böyle mi hissederdim? İçime sanki bir şey oturmuş kalbimi sıkıştırıyor nefes almamı zorlaştırıyor. Yada şuan ölmüş müydüm?

Gözlerim yavaş yavaş açıldı ve etrafıma baktım. Odamda, yatağımın içinde uzanıyordum. Elimdeki yara gitmişti. Sanki bir tuhaflık vardı burada. Elimle yatağımı yokladım ve bir şeye deyince durdum. Kafamı çevirmeye çalıştım ama çeviremiyordum ve ben denemeye devam ettikçe acı tüm bedenimi ele geçiriyordu.

Kıyafetlerim değişmişti ve yanımda başka biri yatıyordu. Kafamı zorla çevirdiğimde onu gördüm. Uyandığımı görünce gülümsemeye başladı. Elleri saçıma ulaştı ve usulca okşadı. Gözlerimi kapattım.

"Geçti. Her şey." Bir elini yanağının altına koymuş diğeri eli ile saçımı okşuyordu. Gözlerimde yanma hissi hissettim.

"Geçti mi cidden? Yoksa şuan sadece bir rüyanın içinde miyiz? Eğer öyleyse artık rüyalarıma bile girmemen gerekiyor " Dolmuş gözlerimi sabitledim gözlerine.

"Evet, geçti. Şimdi iyice dinlenmen lazım." Yanımdan kalkıp gideceği sırada elinden tuttum gitmemesi için.

"Gitme. Bari rüyamda benimle kal. Hiçbir şey yapmadan, kalbimi kırmadan ve bana zarar vermeden." Durdu ve tekrardan bana doğru gelmeye başladı.

"Bu bir rüya değil." Sırıttım.

"Tam da rüyada söylenecek bir cümle. Rüya olmadığını söylemek." Yanıma tekrardan uzandı ve sağ elimi elleri arasına aldı. Eskiden yara olup şimdi olmayan elimi.

"Özür dilerim her şey için Ateş. Sana gerçekte söyleyemem ama özür dilerim."

"Bu bir rüya değil Masal. Bunlar gerçek." Kafamı iki yana salladım.

"O zaman elimdeki bu yara neden kayboldu? O yara ben uyandığımda tekrardan çıkacak." Bir süre durdu ve ayağa kalktı. Alnıma ve yaralı elime bir öpücük bıraktı. Kalbim gerçek olamayacak kadar hızlı atıyordu.

"Gitmem gerek. Bir daha karşıma çıkma çünkü sana zarar vermekten başka hiçbir şey yapmıyorum." Sözleri bittikten sonra gitmişti. Gözlerim tekrardan kapandı ve bu sefer karanlık beni tamamıyla içine çekti.

Hızla uzandığım yerden doğrularak kalktım. Derin derin nefes alıyordum ve kalbim de deli gibi çarpıyordu. Gözlerim onu aradı bulamayacağını bilse bile. Elime baktım ve yara gözüme çarptı.

"Her şey bir rüyaydı. Zaten gerçek olamayacak kadar da güzeldi." Kendi kendime söyleniyordum.

Okul üstüm üzerimdeydi ve yanımda ise kimse yatmıyordu. Yatağımın içine koyduğum üstüm yatağın içinde değildi ve elimi sardığım bez de. Onları tekrardan eski yerine koydum. Uzun süre bakışım onun üzerinde kaldı. Keşke diye geçirdim içimden. Keşke gördüğüm şeyler gerçek olsaydı. Ayağa kalkıp gidecekken koluma bağlı serumu daha yeni fark etmiştim. Odamda duruyordum ama yanımda kimse yoktu. Ev ise her zamanki gibi sessizdi.

•Ateş'in Masal'ı•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin