Şarkı: YUNGBLUD - Die A Little
Yaşamına devam etmek için ölen parçanı gömüp duygularını yok etmelisin. Yoksa en başından kaybeden taraf olursun.
Tadaa. Yeni bölüm karşınızda.
İyi okumalar💜
Bölüm On Dokuz: Paslanmış Hayaller
"Ders müzik mi?" Kafamı Pamir'e çevirdim. Kafasını onaylar bir biçimde salladı. "Dersi ekmeye ne dersin?" Yüzüne umutla baktığımda gülümseyerek beni onaylamıştı.
"Zaten sıkılmıştım. Şu bizim iddia vardı. Hadi Seda'ya baskın yapalım."
"Aç kapıyı FBI diye girelim. Biraz da o tatsın nasıl bir his olduğunu. Savaş'a da haber verelim isterse gelir. Alper de gelebilir mi?"
"Bir sorarım. Belki işi çok yoktur. Gidelim o zaman ikisine yolda haber veririz. Savaş'ın zaten dersle pek ilgisi yok."
"Hangimizin var ki?" Montumu üzerime geçirip çantamı tek omzuma astım ve okuldan çıktık. "Yarışa var mısın?" Yüzüne gülerek baktığımda kafasını hızla iki yana salladı.
"Hayır. Kesinlikle hayır. Bir kez daha sana yenilmek istemiyorum. Erken yaşta ölmeyi de hiç istemiyorum."
"Yavaş olman benim suçum değil, biliyorsun değil mi? Her neyse sen abine sorarsın bende Savaş'a sorarım." Kafasını salladığında arabamın kapısını açıp sürücü koltuğuna oturdum. Savaş'ı arayıp kulaklığın tekini kulağıma yerleştirdim. Savaş'ın açmasını beklerken arabayı çalıştırıp sürmeye başlamıştım bile.
"Çok mu özledin? Şimdi lanet ders başlayacak. Hem benim burada ne işim var? Hâlân daha anlamış değilim. Okul kim ben kim?"
"Çok özledim hatta sana olan özlemimden yollara düştüm. Sana iyi bir haberim var. Şimdi ders başlamadan çabuk sınıfı terk et. Seda'nın yanına gidiyoruz. Sende gel. Tabi ders dinlemeyi çok istiyorsan gelmeyebilirsin."
"Çıktım bile sınıftan. Birazdan gelirim. Hem Masal, senin ağzını burnunu yerim."
"Yavaş. Geriye bir şey kalsın bari." Güldüğünü duyunca benimde yüzümde bir tebessüm oluşmuştu.
"Karşıma Voldemort bile çıksa sarılırım o derece."
"Belki burnunu alıp kaçar. Bence hiç oralara girme."
"Bir daha espiri falan yapayım deme. Berbattı."
"Biliyorum. Her neyse kapatıyorum. Gelince görüşürüz." Veda edip telefonu kapatmıştım. Çok geçmeden gelmiştik. Daha doğrusu ilk ben gelmiştim ve ortada kimse yoktu. Seda'nın yanına geldiğimde stüdyoda şarkı kaydettiğini gördüm. Kulaklığı kulaklarına örtmüştü ve gözlerini kapatarak şarkıyı söylüyordu. Birkaç kişi vardı sadece. Çoğu işine kaptırmıştı kendini. Camın arkasında kalıyorduk. Şarkı bittikten sonra bakışları beni buldu. El sallayıp güldüğümde o da el salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Ateş'in Masal'ı•
Novela Juvenil"Kalbindeki acıyla daha ne kadar yaşayabilirsin? Bırak acına ortak olayım, bırakayım acıma ortak ol, Ateş Böceği." Kapak Tasarımı: Colorwheel9