Bölüm •12• 'Buruk Tebessüm'

47 20 108
                                    

Şarkı: Hailee Steinfeld - Wrong Direction

Aklın yerine kalbini kullanmayı tercih etmelisin. Çünkü akıl şaşırabilir. Ama kalp şaşırmaz. Çünkü o aklın göremediği şeyleri görür ve hisseder. Aklınla verdiğin karar yanlış çıkarsa üzülürsün ama kalbinle verdiğin karar yanlış çıkarsa o kadar üzülmezsin çünkü kalbinden geçen şey aklında da yer kaplar.

Tadaa. Yeni bölüm karşınızda.

İyi okumalar💜

Bölüm On İki: Buruk Tebessüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm On İki: Buruk Tebessüm

Tıpkı onun yaptığı gibi bende onu kurtaracaktım. Ne yaparsa yapmış olsun sonuçta beni kurtarmak için buraya kadar gelmişti.

Hızla yerde gördüğüm büyük olan taşı elimle kavradım ve cebime sakladığım telefonu çıkardım ve elimdeki anahtarları da cebime koyup onu aradım. Bir yandan da arkama bakıyordum birisinin gelip gelmediğini görmek için. Birkaç çalıştan sonra açmıştı.

"Yardım etmen lazım. Birisi bizi aramaya geliyor ve çok yakında. Ateş de yaralandı."

"Haberi aldım. Ve en fazla on dakikaya oradayım. İyice saklanın. Tam olarak neredesiniz?"

"Senin o gün beni durdurduğun yerdeyiz. Çabuk gel." Gaza bastığını arabadan çıkan sesten anlamıştım.

"Tamam. Geliyorum. Ben gelene kadar iyice saklanın." Telefonu kapattım ve tekrardan cebime koydum. Ateş'in yanına gittim ve diz çöküp yanında durdum. Alnına düşen saçları geri çekip yüzüne baktım. Alnı kanıyordu.

"Ateş. Ateş. İyi misin? Beni duyuyor musun? Hadi kalk. Bir yere saklanmamız lazım." Gözleri yarı açık yarı değildi. Kafasını dizlerimin üzerine koydum. "Ateş hadi." Ne yapacaktık şuan? Bir elimle taşı kavramıştım ve kollarımı koltukaltından geçirdim ve biraz ayağa kaldırmaya çalıştım ama çok ağrıdı. Bir düşme ile bayılması normal miydi? "Ateş. Hadi biraz gayret et." Belime giren ağrı ile gözlerimi sıkıca yumdum ve dudağımı dişlerimin arasına aldım.

Biraz daha zorlayarak Ateş'i bir ağacın altına sürükledim. Bunu yaparken zorlanmıştım ama en sonunda bir ağacın altına kadar taşıyabilmiştim. Yukarıdan buraya baktıklarında bizi görmeleri zordu. Ateş'i oturur pozisyonda durdurdum ve sırtını ağaca yasladım yere düşmemesi için.

"Nereye gitti lan bu kız? El kadar kız hepimizi atlatıyor. Yanında birisi daha olmalı. Tek başına çıkamaz oradan. Adam yollayın. Onu bulmamız lazım. Acele edin. Yoksa bu sefer hepimizi kesin öldürür. Kamera kayıtlarını izleyin. Ormanın çıkışındaki kameraya iyi bakın." Ses yakından geliyordu. Kafamı biraz yukarı kaldırdım ve büyük taşların ardında duruyordu. Kafasını eğip baksa bizi görebilirdi. Kolumu Ateş'e doladım ve bizi görmemesi için ona daha da yaklaştım. Onun olduğu tarafta taşlar biraz daha vardı.

•Ateş'in Masal'ı•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin