Şarkı: Billie Eilish - Bored
Yaralandıysan eğer hep öyle kalmana gerek yok. Yarayla yaşamayı da öğrenebilirsin. Ve kimse her zaman güçlü olmak zorunda değil.
Tadaa. Yeni bölüm karşınızda.
İyi okumalar💜
Bölüm On Sekiz : Kozasız Kelebek
Karşımda duran binaya bakıyordum. Buraya en son geldiğimde çok iyi şeyler olduğu söylenemezdi. Şirketin yöneticisinin değişmesini biraz daha büyüyüp tecrübe edindikten sonra alabileceğimi söylüyorlardı. Ama kabul edersem böyle bir şeyin olmayacağını hepimiz çok iyi biliyorduk. Ve şirketi yönetecek kişi de amcamdı. Ne büyük bir ironi ama! Kendi çıkarları için iki güne kalmaz her şeyi daha da kötü bir hale sokardı. Bunu şüphe duymadan direk söyleyebilirdim ve söylüyordum da. Eminim bu sefer elimden almak için her şeyi yapacaklardı.
Takım elbisemi düzelttim ve ayağımdaki topukluların çıkardığı tok ses eşliğinde kurul binasına doğru adımımı atıyordum. İçimde garip duygular vardı. Ne hissedeceğimi ben bile tam bilmiyordum. Üzgün olmayacak kadar mutluydum, sinirli olamayacak kadar da sakin.
Kolumdaki saati kontrol ettiğimde daha toplantıya yarım saat vardı. Bu toplantı işi ise aniden ortaya çıkmıştı. Daha dün haberim olmuştu ama emindim ki bunu en az bir haftadır planlıyorlardı. Üzerimdeki gerginliği bir köşeye çekip yüzümü ciddi bir ifadeye bürüdüm. "Erkencisin." Kafamı sesin geldiği yöne doğru çevirdim. Alper de yanımda yürüyordu.
"Öyle oldu. Seninde benden pek aşağı kalır yanın yok. Bu arada Seda ile ne oldu? Sana olan siniri bitmiyor değil mi?" İkimizde açılan kapıdan geçmiştik. Güldüğünü duymuştum. Benim yüzümde de bir gülümseme oluşumuştu. Seda ve klasik halleri.
"Aslında affetti de süründürmeyi seviyor. Benden daha iyi biliyorsun."
"Bilmez miyim? En ufak şeyi bile abartır. Bence bugün al senin olsun. Ben akşam onu getiririm. Tabi işin yoksa." Kafasını iki yana salladı. "O zaman ayarlamaya başla. Bilirsin kolay tatmin olmaz."
"Aslında bende sana söylemeyi planlıyordum. Her şey hazır. Sadece onu haberi olmadan getirmek sorundu. Ama o da halloldu, sayende. Erken yaşta ölmekten sayende kurtuldum." Yüzümdeki gülümsemeyi silemiyordum. İkimiz de asansöre binmiş toplantının olduğu kata çıkıyorduk.
"Asıl en büyük iyiliği kendime yaptım. Her gün kafamın etini yiyor. Hem benden duymuş olma da bugün seni affedecekmiş. Planı bugün bitiyormuş." Bu sefer sesli kahkahası kulaklarıma dolmuştu. İkisi de mutlu olmayı hak ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Ateş'in Masal'ı•
Novela Juvenil"Kalbindeki acıyla daha ne kadar yaşayabilirsin? Bırak acına ortak olayım, bırakayım acıma ortak ol, Ateş Böceği." Kapak Tasarımı: Colorwheel9