İmkansız 2

-12-

Uzun bir gecenin ardından sonunda evdeydik. Benim açımdan pek eğlenceli geçmemişti. Buna en büyük neden ablamın da bizimle olmasıydı ama Yoongi ve Jungkook'u özlemiştim. Keşke onlar da gelseydi.

Taehyung"Jimin sence sarı şapkam mı daha güzel yoksa yeşil olan mı?"

Jimin"Sen takacaksan ikisi de güzel durur."

Taehyung şirince gülümseyip sarı şapkayı taktı. Yeşil şapkayı da bana taktı. Gülümsedim.

Jimin"Uyuyalım artık."

-Sabah-

Gözlerimi çalan alarmla açtım. Bugün Taehyung işe gidecekti. İşten aldığı onbeş günlük izin bitmişti. Ve ben bu durumdan şikayetçiydim. Çünkü biz bu iznin bir haftasını beraber geçirebilmiştik. Ondan önceki günler Jisoo'ylaydı. Ayrıca Jisoo ile aynı şirkette çalışması şikayetçi olduğum diğer bir durumdu.

Bende bugün hastanelerde iş bakacaktım. Busan'da oldukça rahattım aslında ama Tae için buraya gelmeme değmişti. Lisa'da yoktu. Umarım kendime iyi bir iş arkadaşı bulabilirdim.

Taehyung uyanıp alarmı kapattı. Bana doğru döndü.

Taehyung"Aşkım gitmek zorundayım ama seni burada bırakmak hiç mi hiç istemiyorum."

Güldüm.

Jimin"Ben de istemiyorum. Ama akşam görüşeceğiz zaten."

Taehyung başıyla onaylayıp kalktı. Banyoya gitti. Bende kalkıp yatağı topladım. O sırada telefonum çalmıştı. Hemen açtım.

Changbin"Jimmy? Naber?"

Jimin"İyidir Binnie. Senden naber?"

Taehyung banyodan gelmişti. Üzerini giyiniyordu. Arkamı döndüm. O güzelliğe bakarsam kendimi tutamazdım.

Changbin"İyi bende. Bugün beraber bir şeyler yapalım mı?"

Jimin"İkimiz mi?"

Taehyung tişörtünü önüme geçip giydiğinde gülerek arkamı döndüm.

Changbin"Evet. Müsait değilsin galiba sonra arayayım mı?"

Jimin"Yok müsaitim. Yani şey çok isterdim ama bugün iş bakmam gerek."

Changbin"Seninle gelmemi ister misin?"

Jimin"Senin işin yok mu?"

Changbin"Bugün izinliyim."

Changbin öğretmen olmuştu.

Jimin"Hafta içi bugün?"

Changbin"Tamam açıkçası okula gidesim yok çünkü akşamdan kalmayım ve müdür Hyunjin olunca izin verdi."

Hyunjin bardaki Hyunjin'di doğru tahmin ediyorsunuz. Yani Felix'in arkadaşı. Artık arkadaş değiller orası ayrı neyse devam edelim.

Sanki Changbin görecekmiş gibi başımı salladım.

Changbin"Seninle gelebilir miyim?"

Jimin"Gel. Hazırlanıp çıkacağım şimdi."

Changbin"Tamam o zaman seni almaya geliyorum."

Jimin"Tamam baybay."

Telefonu kapattım.

Taehyung'a baktım. Saçını fönlüyordu. Yanına gidip elinden kurutma makinesini aldım ve ben devam ettim.

Taehyung"Changbin ne dedi?"

Jimin"Benimle iş aramaya gelecekmiş. Hyunjin'den izin almış."

Taehyung"Jennie'de hiç ilgilenmiyor bu çocukla."

Jimin"Ne alaka Tae? Birbirlerini seviyorlar işte."

Taehyung"No oloko Too? Borborlorono sovoyorlor oşto."

Kafasına şaplak attım.

Jimin"Yah!"

Taehyung güldü. Fön makinesini bilerek boynuna tuttuğumda çığlık atıp koştu. Güldüm.

Taehyung"Jimin! Yanıyordum!"

Dil çıkardım.

Taehyung"İşe gidiyorum ama bunun hesabını akşam gelince soracağım."

Jimin"Bıdı bıdı bıdı."

Taehyung"Görürsün sen."

Dudağıma minik bir öpücük kondurup evden çıktı. Evde sevinç çığlıkları atıp odamıza gittim. Ona kavuşmak... Hala her düşündüğümde delirecekmiş gibi oluyorum. Böyle günlerimizin olacağı kırk yıl düşünsem yine aklıma gelmezdi.

Üzerimi giyindim. O sırada kapı çalmıştı. Gidip açtım. Gelen tabii ki Changbin'di.

Changbin"Doktor Bey."

Jimin"Öğretmen Hanım."

Güldüm. Changbin şakayla omzuma vurdu.

Changbin"Hanımmış. Hadi gidelim."

Changbin'in arabasına bindik.

Changbin"Hangi hastahaneye gidiyoruz?"

Jimin"Şey ben ormandakine gidelim diyecektim."

Changbin kahkaha attı.

Changbin"Ayılar siker bizi."

Güldük.

Jimin"Tamam ciddi oluyorum. Haritayı aç da kaybolmayalım."

Changbin navigasyonu açıp en yakın hastaneleri işaretledi. Yola koyulduk.

Jimin"Ee Jennie'yle nasıl gidiyor?"

Changbin"Bunu sorman için çok erken ama şöyle söyleyeyim bence o benim kız versiyonum bana çok benziyor."

Jimin"Hmm anladım."

Changbin güldü.

Jimin"Ne?"

Changbin"Yok bir şey. Kesinlikle aklıma Yoongi'nin arabadan örümcek çıkarması gelmedi."

Kahkaha attım.

Jimin"Açma şu konuları."

Changbin"Ha bak ne diyecektim unuttum. Yoongi ve Jungkook bu akşam Paris'ten dönüyorlarmış."