3

1.6K 117 51
                                        

Şirkete geldiğimde üzerimde siyah eşofmanlarım vardı. Kliplerin ayrı olduğumuz sahneleri çekilmişti ama birlikte olduklarımızın çekimi tamamlanmamıştı. Bir iki kere Dianadan gizli iki günlüğüne buraya gelip klip için kalmıştım ama yeterli olmamıştı. Bugün kalan çekimleri bitirip biraz pratik yaptıktan sonra serbesttik. Hızlıca pratik odasına gittim. Kızlar oradaydı. Aprilin yanındaki yerimi aldığımda hafifçe irkilmişti. Erken gelmemi beklemiyor olmalıydı. Çünkü geçen sefer biraz geç kalmıştım. Ama hep trafiğin suçuydu. Klip kıyafetlerimize bakınca yüzümü buruşturdum. Topuklu ayakkabıyla sorunum yoktu ama cidden çok rahatsızlardı. Uzun deri çizmelerim bana yakışmıştı. Çünkü boyuma göre çok uzun bacaklarım vardı. Kıyafetleri hızlıca üstümüze geçirip makyaja oturduk. Bana koyu, gözlerimi belli edecek bir göz makyajı ve açık renk bir ruj sürülmüştü. Sarı saçlarımı dalgalandırmışlardı. Kızlar saçlarını siyaha boyamışlardı. Tek farklı olan ben olacaktım. Bu hoşuma gitmemişti. Dikkat çekmek sorun değildi ama insanlar bu yüzden egolu olduğumu düşünebilirdi.



Klibin çekileceği yere geldiğimizde kameraların kurulmasını bir süre bekledik. Tel örgülerin önünde dans edecek, tek tek görüntü verecek ve şirkete dönecektik. Basit görünüyordu. Hep birlikte dans ettikten sonra tek tek görüntü vermeye geçtik. Bu sahnede çok cüretkar danslar etmem gerekiyordu. Grup içerisinde bana verilen görev buydu. Grubun seksi olanı olmalıydım.


Tek çekimler bittiğinde şirkete dönmüştük. İzin alıp üzerime eşofmanlarımı geçirdim ve şirketten çıktım. Telefonum kulağımı sağır eden melodiyle çalmaya başladığında yüzümü buruşturdum. Ireyle iddiaya girmiştik. Ben kaybettiğim için zil sesimi değiştirmişti. Ve bu zil sesine katlanamıyordum.
"Efendim Di."
"Acilen bana gelmen lazım. Ama çok acil." Yüzüme kapattığında afalladım. Tabii bu o ve Noe'nin huyuydu ama yine de alışamıyordunuz.

Di'nin evinin önünde taksiden indim. Kapısını çaldığımda, daha doğrusu çalmak için elimi kaldırdığımda açmıştı bile. Daha önce beni bu kadar sabırsızca beklediğini hatırlamıyordum. Kapıyı kapatıp beni kapıya yasladı ve kulağıma eğildi.
"Jimin burada. Nasıl olduysa SM de çalıştığını öğrenmiş. Stajyer olduğunu bilmiyor. Ama yine de dikkatli ol. Şirkete gelecekti. Zor tuttuk." Onu başımla onayladım. Orospu çocuğu önce beni kenara atıp sonra hesap sormak istemişti demek. Ne hakla yapacaktı peki bunu? Di nin koltuklarından birinde yayılan pirinç keki suratlı beni görünce ayağa kalktı.
"Cornelia! Neden Smye girdin?" Direkt konuya girmesi afallamama neden oldu. Yüzümü ifadesiz tutup kollarımı göğsümde birleştirdim.
"Sana ne?" Yüzünden okuyabildiğim bariz sinir ve telaş artmıştı. Ne oluyordu? İdol olacağımdan şüphelenip beni kıskanmış olamazdı öyle değil mi?
"Ne demek sana ne? Biz yattık farkında mısın? Ayrıca sana seninle olamayacağımı söylemiştim. Oradan istifa etmelisin. Birlikte olduğumuz duyulabilir. Ünlü olmayan kimseyle..." sözünü kestim. Bir zamanlar hayran hayran baktığım yüzünü şimdi yumruklamak istiyordum. Dokunmaya kıyamadığım esmer teni şimdi bana bok rengi gibi görünüyordu. Beni kıskanmamıştı. Yanılmamıştım. Ama bunları söylemesi benim için fazlaydı. İncindiğimde içine girdiğim kalın duvarlarım vardı. Onlar bir kale büyüklüğündeydi. Ardında kimse bana ulaşamazdı. Kalkanlarımı kaldırdım ve Jimini surlarımdan dışarı attım. O an kaltak Corni olmalıydım. Çünkü iyi corniyi görmeyi hiç istememişti.
"Nerede çalıştığım seni zerre kadar ilgilendirmez. Yattık bitti. Bir daha tekrarlanmayacak birşeyin duyulmasına izin vereceğimi mi sanıyorsun?" Kaşlarını çattıysa da biraz sakinleşmiş gibiydi. İçini rahatlatmak isteyeceğim son şey bile değilken yapmış olmak beni kızdırmıştı. Dişlerimi sıktım.
"Taemin hyungla tanıştığını duyunca şaşırdım sadece. Fazla tepki verdim sanırım. Ama yine de istifa edersen beni çok mutlu edersin. Bunu benim için yapar mısın Cornelia?" Sen.gerçekten.bencil.piçin.tekisin. Park jimin. Ve ben bencil piçlere ne yaparım biliyor musun? Cevap vermeye tenezzül etmeden koltuklardan birine oturdum. Burası arkadaşımın eviydi. Gitmesi gereken oydu.
"Cevap ver. Belki bunu yaparsan eski günleri..." anarız diyecekti. Biliyordum. Ama bitiremedi çünkü Kook onun kolunu sıktı. Güçlü bir çocuk olduğunu biliyordum. Di kimseyi övmezdi. Ama onu övmüştü. Ayrıca koca bir masayı zorlanmadan kaldırabildiğini biliyordum. Şimdi, o Mengene gibi kollarıyla jimini tutmuştu. Canı yanmış olmalıydı. Daha çok yanacaktı.
"Eski günler tekrarlanmayacak. Bir hataydı ve bitti." Jimin başıyla onayladı.
"Kesinlikle." Şeytani bir gülümseme yüzümü kapladı.
"O taş bebeğin senin tanıdığın olması ne üzücü. Biraz egolu ama hoş biri. Gerçi biz hiçbir zaman çıkmadığımız için onunla takılmayı düşünmemde bir sakınca yok." Sözlerim onu birazcık bile yaralamış olsaydı bunu anlardım. Ama yalnızca bir bokmuşum gibi bana bakmıştı. Benim için farketmezdi. Mükemmel biri olduğumu hiçbir zaman iddia etmemiştim. Bir boktuysam bile jimin için kaliteli bir boktum. Bana, onun için herşeyi yapmaya göze alabilecek olan bana, yapabileceği en kötü şeyi yapmıştı. İçimdeki kötü kız, yaptığım şey karşısında Zafer çığlıkları atıyordu.
"Oradan istifa edeceksin. Hyunguma yaklaşmayacaksın. Aksi takdirde yattığımızı ona söylerim. Onunla yatma planlarından vazgeç." Hafifçe ayağa kalktım. Gidecektim. Yoksa onu parçalara ayırabilirdim ve bu hoş olmazdı.
"Oradan istifa etmeyeceğim. Çünkü bir sözleşme imzaladım. İmzalamasaydım da senin için kılımı bile kıpırdatmazdım. Yattığımızı istediğin kişiye söyle. Ben de beni nasıl kandırdığını söylerim." Kolumu tutup beni kendine çekti. Gülünce kısılan küçük tatlı kahve gözleri şimdi öfke alevleriyle parıldıyordu. Eğer beni incitmemiş olsaydı onu öperdim. Sinirliyken çekiciydi. Bana iğrenir gibi baktı.
"Senin tatlı bir kız olduğunu düşünmüştüm. Sen bir cadıymışsın." O tatlı kızı öldürdün Jiminie. Ömrünün sonuna kadar gerçek beni tanıyamayacaksın.
"Sana söylediğim seni kırmış olabilir. Ama bu doğru. Kook zaten ünlü olmayan biriyle birlikte olarak tek hakkımızı doldurdu. Yeteneksiz biriyle çıkmak benim için sorun olmazdı ama Diananın arkadaşıyla olursam Diana tepki alırdı. Hoş, almayacak olsa da tercihim dengim olan bir olurdu." Kalbimi kırmıştı. Beni hiçbir zaman dengi olarak görmediğini bilmek beni geri dönülemez bir şekilde incitmişti.
"2 ay sonra bu söylediklerin için bana yalvardığında, çok geç olacağını bilmeni istiyorum. Evet senin dengin değilim. Çünkü senden daha üstünüm." Kolumu ondan kurtarıp kapıdan çıktım.

Sokakta kaç saat yürüdüm bilmiyordum. İntikamımı aldıktan sonra onu affetmek gibi aptalca bir planım olduğuna inanamıyordum. Hani kitaplarda ve filmlerde olurdu ya, adam genç kızın kalbini kıran iflah olmaz bir çapkındır ve sonunda kız intikam aldıktan sonra evlenip 28 çocuk yaparlar falan. Öyle olacağını düşünmek başından beri saçmaydı. O iflah olmazların en beteriydi. İflah olacak bir kişiliği olduğunu düşünmüyordum artık. Yani intikamım yalnızca tek plana indirgenmişti. Benim için kolaydı. Yemin ederim, bana aşık olacaktı. Yemin ederim, bana davrandığından daha kötü davranacaktım ona. Bir kere kırıldıysam bin kere kırmadan bana rahat yoktu. İncindiğim yerden incinecekti. Ona yıllarca görmeden, uzaktan aşıktım. Öyle çok sevmiştim ki, anın gafletine kapıldım. Kördü gözlerim, dilim tutulmuştu sanki. Yıllarca beklediğim adamdı o , karşımdaydı. Kendimi güvenerek teslim etmiştim. Onu sevdiğim için onun da ilk gördüğünde sevdiğini sandım beni. Tanımaya gerek görmedim çünkü tanıyordum. Ama o beni hiç tanımak istememişti. Başından beri tek isteği benimle takılmaktı. Takılmıştı da. Tanışmak istemişti, ama beni tanımak değildi niyeti. Beni almaktı. Beni alıp onun yapmak, geceleri hayaliyle uykusuz bırakıp gözyaşlarımın boşa yastığımı ıslatmasına sebep olmaktı. Niyeti, beni bir hiç yapmaktı. Ama üzgünüm. Ben bir hiç değilim Jiminie. Tez canlı, çoğu zaman bir sevgi pıtırcığıyım. Sevdiklerimi öyle çok severim ki, kalbim parçalanır. Onları korumak için herşeyi yaparım. Üzgün olduklarında daha çok üzülürüm. Hayatımın merkezinde ben hariç herkes olabilir o yüzden. Hayatımın merkezinde bu kez ben varım demeyi çok isterdim. Ama benden önce, bu sefer merkezimde intikamım var. Ve Zafer, çok yakın. Kazandığımda, nefretimi tadacaksın. Çok güzel severim Jiminie. Ama sen nefretimi hakettin. Güzel severim evet. Ama öyle bir nefret ederim ki Jiminie, sen kendini bile tanıyamazsın. Bugün, senin için son kez ağlayacağım. Sonraysa sonsuza dek bedenimi senin uğruna hor kullanmaktan vazgeçeceğim. Senden, sonsuza dek vazgeçeceğim. Çünkü sen sevgimi haketmiyorsun. Sen, iyi Corneliayı değil, cadı corneliayı hak ediyorsun. Grubun adını çok iyi seçmişim. Biz Witch'tik. Ve bir cadıya bulaşmamalısın Jiminie. Sonuçları senin için katlanılamayacak kadar hüsran olabilir.

DANSÇI|Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin