DANSÇI|Park Jimin

5

Çıkış yapmamıza son bir hafta kalmıştı. Herşey yeterince yoğun değilmiş gibi daha da yoğunlaşmış, günde 3 saat zor uyuma vakti bulmuştum. Yorgundum. Vücudumdaki her bir kas, her bir hücre yeni tempomun bitmesi için adeta bana yalvarıyordu. Çıkış yaptıktan sonra biraz rahatlayacağımı bilmek şimdilik bana motive sağlıyordu ama yine de yeterince dinlenemeyecektik. Bütün bunlar yetmezmiş gibi seokjin Oppa ve Taemin bende kaldıkları günün sabahında dalga konusu olmuştum. Tanışmak ve samimi olmayı en son isteyeceğim Taemin, kooku gerçek bir tavşan sandım diye durmadan benimle dalga geçmişti. Ne yapabilirdim ki? Alkolle aram mükemmel değildi. Zaten kimin mükemmel olurdu ki? Ire ve Noe aramızdaki en iyi içicilerdi. Noenin hiç sarhoş olduğunu görmemiştim-ki bebekliğimizden beri birlikteydik- di çok üzgünse kafayı bulurdu. Telefonumun çalmasıyla müziği kapatıp dansa son verdim

"Neden aradın?" Arayan jimindi. Şaşırmıştım ama bekliyordum.
"Bunu nasıl başardın?" Mv bir hafta önce yayınlanmıştı. Sormak şimdi mi aklına geliyordu gerizekalının?
"Yeteneğimle." Oflama sesini duymuştum.
"Bak,sözleşme yaptığını biliyorum ama Eğer herhangi bir programda ağzından yattığımızı kaçırırsan mahvoluruz. İkimiz de. Haftaya çıkış yapacaksın." Derin bir nefes alıp sesimi duygusuz tutmaya çalıştım. Beni cidden çok zorluyordu.
"Haftaya çıkış yapacağımın farkındayım. Ve bunu ağzımdan kaçırmak isteyeceğim son şey. Senden bahsetmeyeceğim."
"Bahsetmezsen şüphelenirler." Ofladım.
"Ne istiyorsun?" Küçük bir gülücük sesi duyduğumda kaşlarımı çattım. Nasıl gelebilirdi?
"Tatlı corni olmaya devam etmeye karar vermen hoşuma gitti. İstediğim şey şu, hayranım olmaya devam et. Jimin Sunbae çok yardımcı oldu falan de. Yoksa dikkatleri üzerimize çekeriz." Benden böyle birşey istemeye nasıl yüz bulabilirdi? Aslında cidden hep böyle biri miydi?
"Başka emriniz var mı majesteleri? Gelip omzunuza masaj da yapayım mı?"
"Güzel fikir. Gelirken kızarmış tavuk da alırsın." Dudağımı ısırdım. Ağzına sıçacaktım şimdi.
"Bana bak park jimin. Eğer şuan seninle konuşuyorsam bu Diana ve Kook içindir. Aksi takdirde ses tellerimi yormama değmezsin. Yapacağım şey şu; jimin sunbaeyle çok görüşemedik. Çok yoğun çalışıyorlar ve onları takdir ediyorum. Diyeceğim ve bir daha senden söz etmeyeceğim. Yapacağımın en iyisi bu. Kabul etmezsen yattığımızı herkese söylerim. Ben yeni çıkış yapmış biriyim. Bu bana hater kazandıracak olsa bile ünüme ün katar. Ama sana ne kadar büyük zarar vereceğini bir düşün." Hattın diğer ucunda birkaç saniyelik sessizliğin ardından iç çekme sesi duyuldu. Sesi bu kadar hoş olmasaydı keşke. Hey! Hala ne diyordum ben?!
"Böyle biri olduğunu bilseydim seninle yatar mıydım sanıyorsun? Pekala istediğin gibi olsun. Seni bir daha aramayacağım." Ve telefonu yüzüme kapattı.

Oflayarak yere çöktüm. Hayatımda yaptığım en büyük hata bu zamana kadar annemin 500 parçalık çeyizinin parçasını kırmakken şimdi Jiminle yatmıştım. Bu daha kötüydü. Böyle biri olduğunu bilseydim ona yaklaşmazdım bile. Keşke arkadaşlarımı dinleseydim. Keşke biraz ikizime benzeseydim. Ne görünüş ne de kişilik açısından birbirimize benzemiyorduk. Sadece bazı sevdiğimiz şeyler ortaktı. Mesela Di ve Noe. Suratımı ve başımı duvara yaslayıp gözlerimi kapattım. Haftaya gerçekten hayatımın dönüm noktasıydı. En çok izlenen mv benimkiydi. Görünüşe göre en çok bias seçilen kişi olacaktım. Pratik odasının soğuk zemini bana iyi geliyordu. Ayaklarım gerçek birşeye basıyordu. Şirketin bana verdiği kişilik tatlı, herşeyi seven bir kızdı. Aynı zamanda da seksi olmalıydım. Bu tam olarak bendi. Ama bir yıl önceki ben. Şimdi aynı kız olabilir miyim bilmiyordum. Yalan söylemek konusunda diğerlerinden iyiydim. Çünkü zamanında bir prenses olmadığımı öğrenmemesi için anneme çok yalan söylemiştim. Ve babama da. Ve diğer herkese işte. Kırgın, özgürlük isteyen küçük bir kız çocuğuydum. Neden büyümek zorunda kalmıştım ki? Kapının açılma sesiyle irkilip gözlerimi açtım. Taemin içeri girip kapıyı arkasından kapattı ve dinlenme alanındaki geniş koltuklardan birine yayıldı.

"Yorgun görünüyorsun." Başımı aşağı yukarı salladım.
"Yorgunum."
"Jiminle konuştun öyle değil mi?" Nereden biliyordu? Tabii. Jiminle yakındı.
"Evet. Ama sebebi bu değil. Dans pratiği yapıyorum. Bilirsin. Çok iyi olmam gerek." Diyerek yalan söyledim. Yalan söylediğimi anlayamazdı. Yakın değildik. Sadece bir gün evimde kalmıştı.
"Pekala. Dansını izlememde sakınca var mı? Belki bana gösterirsin?" Ona dik dik baktım.
"Bu yasak. Çıkana kadar göremezsin." Omuz silkti.
"Yapma Corni. Bana güvenebilirsin. Dansınızı çalacak değilim. Bu şirketteki en iyi dansçı benim." Tek kaşımı havaya kaldırıp ona alaycı bir bakış attım.
"Ben gelene kadar öyleydin." Sırıtışı bütün yüzüne yayılmıştı. Başka zaman olsa ve yorgun olmasam ona kapışmayı teklif ederdim. Ama çok üşeniyordum. Cevap vermedi ve çalan telefonunu açmaya giderken beni yalnız bıraktı. Yalnızlık güzeldi. Tam tekrar gözlerimi kapatacaktım ki pratik odasına park Chanyeol girdi. Evet. Yeol. İkiz kardeşim burada olsa küçük dilini yutabilirdi. Baekhyun ve ikisini deli gibi yakıştırıyordu. Bu komik ama çok hoşuna gidiyorlardı.

"Merhaba. Çıkış yapmadan önce tanışmak istedim. Ben Chanyeol. Exo'dan." Konuşup önümde durduğunda gülümsedim.
"Cornelia, memnun oldum Chanyeol Sunbaenim." Eliyle yanımı işaret etti.
"Oturabilir miyim?" Onu başımla onayladım. Şirkette tanıştığım en kibar insan olabilirdi. Yanıma oturup uzun bacaklarını uzattığında bakmadan edemedim. Bacakları neredeyse benimle aynı boydaydı.
"Mv i izledim. Ve hocanızın dediğine göre çok iyi bir dansçıymışsın. Ve benim dans konusunda bazı sorunlarım var." Kepçe kulaklarına bakmamak için kendimi zorluyordum. Çünkü bu onu tatlı yapan bir özellikti. Ensesini kaşıyıp gülümseyerek bakışlarını önüne düşürdü.
"Teşekkür ederim Sunbaenim. Eğer yanlış anlamazsan yardım etmek isterim. Dans konusunda." Parlayan bakışları anında bana döndü. Yüzünde ona istediği kadar dondurma yiyebileceğini söylediğiniz bir çocuğun ifadesi vardı. Gözüm gamzesine takıldığında az daha iç çekecektim.
"Çok isterim. Sen müsait olduğunda beni bul ve çalışalım olur mu?" Onu başımla onayladım.