6

1.3K 109 10
                                        

Sonunda o gün gelmişti. Çıkış yapmıştık. Şarkımız o kadar çok kişi tarafından dinlenmişti ki sayıyı okumaya matematiğim yetmemişti. Maknaeden rica edip ona okutturmuştum. Menajerimiz bizimle bir tebrik konuşması yapıp bizi salmıştı. İnternetteki yorumları okuyup gülüyorduk.
-Cornelia çok güzel. Keşke onun gibi olsam.
-Cornelia iyi bir lider olacak gibi hissediyorum
-dünya üzerindeki best shipim Apnelia
-taeminle shipledim gitti
-park Jiminle çok yakışmaz mıydı?
Son yorumu görene kadar cidden mutluydum. Ama onu görmek bütün modumu anında düşürmüştü. İnsanlar hiçbirşey bilmediği için beni o hıyarla yakıştırabiliyorlardı. Suç onlarda değildi. Diana ve Bts üyeleri-jimin hariç- beni arayıp tek tek tebrik etmişti. J-hope özel olarak dansımı öve öve bitirememişti. Ben de ondan biraz ders alıp birşeyler öğrenip öğrenemeyeceğimi sormuştum. Bilin bakalım ne oldu? Aşırı yakışıklı Hoseok bunu kabul etti. Yaklaşık bir haftadır Park Chanyeolla dans pratiği yapıyorduk. İyi gidiyordu. Başladığımızda yapamadığı figürleri şimdi biraz becerebiliyor gibiydi.


Bilgisayarı kapatıp artık yeni evim olan yurttaki odama çıktım. 5 kişiydik. 6 oda vardı. Bu yalnız kalıyoruz demekti ve ben biraz mutluydum. Çünkü kızları sevsem de kendi özel alanım olsun isterdim. Odamın duvarları koyu yeşile boyanmıştı. Bunu özel olarak istemiştim. İki kişilik bir yatak, bir dolap ve küçük komodinden başka mobilya yoktu. Sadelik güzeldi. Küçük bir kitaplık olmasını isterdim ama zaten kendi evimde vardı.  Akşam Dianaya ve Bts üyeleriyle bir bara gidip kutlama yapacaktık. Jiminle görüşmek sinirimi bozacaktı ama bir akşamlık bunu görmezden gelebilirdim. Üzerime askılı, asker yeşili mini elbisemi giydim. Elbise üzerime ikinci bir deri gibi yapışıp vücut hatlarımı belli etmişti. Ayağıma siyah ince topuklu ayakkabılarımı giyip saçlarımın uçlarını dalgalandırdım. Kahverengi tonlu bir göz makyajı ve açık kahve bir rujla makyajımı tamamladım. Yurttan çıkarken Aprile haber vermeyi unutmadım ve barın yolunu tuttum.



Aşırı sesli ortama adım attığımda yüzümü buruşturmadan edemedim. Barları pek sevmiyordum. İnsanlar oradan oraya savrulurdu. Müziğin sesi kulaklarınızı neredeyse sağır ederdi ve her an size asılabilecek tek gecelik ilişki avcıları etrafınızı sarardı. Jimin de böyle biriydi. Tek fark bir haftalık ilişkiyi seviyordu. Btsin olduğu masaya geldiğimde Dianaya kocaman sarıldım. Jiminin gelmeyeceğini düşünmüştüm ama gelmişti. Rahatsız gibiydi. Üzerinde mavi bol bir gömlek ve lacivert kumaş pantolon vardı. Gömleğinin düğmelerini hayran olduğum göğsünü açıkta bırakacak şekilde yarıya kadar iliklemişti. Pantolonu güzel bacaklarını ve kıvrımlı kalçasını belli ediyordu. Hepsine kafa selamı verip jhope la kısa bir sarılmanın ardından yerime oturdum.

"Yeni idolümüz nasılmış?" Seokjin Oppanın sorusu beni gülümsetti.
"İyiyim Oppa. Dünya çapında aşırı yakışıklı nasıl peki?" Söylediğim karşısında bakışları değişip şuh bir hal aldı ve elini kaldırıp bana öpücük attı.
"Mükemmel. Görüntüsü gibi." Hafifçe kıkırdadım. Kıkırdamamla jiminin bakışlarını üzerimde hissetmem bir olmuştu. Evet. Kıkırdamamı seviyordu. Yani geçen yıl öyle söylemişti. Beni gıdıkladığı sırada. Orospu çocuğu.

Uzun süren eğlenceli sohbetler etmiştik. Hoseok Oppa biasının ben olduğuma dair yeminler ettiğinde hepimiz gülmüştük. Jimin bile. Uzun süre dansımı övmüştü. Hatta o kadar övmüştü ki benim bir dans kraliçesi olduğumu söylediğinde ona hepimiz göz devirmiştik. Birden omzuma dokunulmasıyla irkilip arkamı döndüm.
"Umm siz, Witchten Cornelia mısınız acaba?" Tanımadığım genç adam konuşunca hafifçe gülümseyerek başımla onayladım.
"Adım Sam. Çok büyük bir hayranınızım. Fotoğraf çekilmemiz mümkün mü?" Tatlı sorusu karşısında mahçupça başımı eğdim. Ama fotoğraf çektirmemiz yasaktı. Ağzımı reddetmek için açtığım sırada jimin yüzünde sevimli bir ifadeyle benden önce davrandı.
"Merhaba Sam, fotoğraf çektirmesi yasak." Sam onu yeni fark etmiş gibi ona döndü. Ben de şaşkın bakışlarımı ona yönlendirmiştim. Bana umrumda değil bakışı atıp önüne dönmüştü.
"Evet Sam. Üzgünüm." Sam yüzünü astı ama sonra koluma dokundu.
"Peki sadece sarılmamda bir sakınca var mı?" Bunu bilmiyordum.
"Ben. Ummm... bunu bilmi..." jimin ayağa kalkıp tuvaletlere yöneldiğinde soran bakışlarımı Bts üyelerinde gezdirdim.
Hoseok Oppa durumu anlayıp ayağa kalktı.
"Bunda sorun yok ama kısa sürmeli. Yanlış anlaşılmaması için." Sam başıyla onayladığında ayağa kalkıp kollarımı boynuna doladım. Uzun boyundan dolayı topuklu ayakkabı giyiyor olmama rağmen parmak ucuna yükselmem gerekti. Elleri hafifçe belimi bulduğunda bir el tarafından sertçe geri çekildim. Beni çeken Jimindi.
"Uzun sürmemeli. Onun iyiliği için." Yine sahte tatlı gülümsemesiyle Sam'e baktı. Sert bakışlarımı ona yönlendirdim ama hiç oralı değildi. Beni yerime oturturken en sahte gülümsemelerimden biriyle ona baktım.
"Teşekkür ederim Sunbae. Çok düşüncelisiniz." Sam birkaç şey sorup gittiğinde yumruğumu sertçe masaya vurdum. Canım yanmıştı. Yüzümü buruşturduğumda jimin sırıttı.
"Ne yaptığını sanıyorsun park jimin?" Arkasına yaslandı.
"Ününü kaybetmek mi istiyorsun?"

Eve dönerken sinirliydim. Çünkü birkaç kişiye daha Sam gibi davranmıştı ve sabrım taşmıştı. İzin alıp bir taksiye atladığımda Hoseok ve Kook benden onun adına özür dilediklerini söyleyen mesajlar atmışlardı. Onların suçu yoktu. Önce beni paçavra gibi kullanıp atan, sonra döndüğümde yine üzerime gelen, şimdi de hayranlarıma sarılmama izin vermeyen jiminin suçu vardı. Tek suçlu oydu. Göt herif ne yapmamı istiyordu? Bu benim kutlamamdı. Gelmeseydi. Bütün geceyi burnumdan getirmişti. Beni kıskandı diyeceğim ama onda öyle bir duygu aramaya son vermiştim. Artık umrumda değildi. Yoluma bakacak, ondan intikamımı çok başarılı olarak alacaktım. O da bir köşeden isterse beni izleyecekti. Ne bok yerse yesindi. Güçlü bir kız olacaktım. Yoksa Noe hissedip ağzıma sıçardı. Cidden ne zaman saçmalasam ya da kendimi salsam hissetmiş gibi beni arıyordu. Şuanki gibi.
"Bi boklar yapıyorsun. Hissettim." Sesini duymak beni gülümsetti. Ona bugün olanları anlattım.
"O salak suratlı hala senden hoşlanıyor." Gözlerimi devirdim. Ona ilk gördüğünden beri salak suratlı diyordu. Zaten sadece bir kez görmüştü. Ertesi gün işi yüzünden dönmesi gerekmişti. Benden hoşlanmasıysa imkansızdı. Noe çok Zeki bir hatundu ama böyle birşey mümkün değildi.
"Benden hiç hoşlanmadı ki hala hoşlansın. Tek istediği şerefsizlik yapıp beni mutsuz etmek." Ofladı.
"İkiniz de gerizekalısınız. Seni yakın bir zamanda geri isteyecek. Sakın ona kanma. Yakındaki ödül töreninde muhakkak yan yana oturursunuz. Dikkatlice izleyip sana aşık olup olmadığını söylerim." Göremeyeceğini bilmeme rağmen yine gözlerimi devirdim. İyi ki görmüyordu. Yoksa beni döverdi. Ciddiyim.
"Bana aşık falan değil."
"Kapatıyorum ben. Uğraşamam seninle." Ve kapatmıştı. Cevap vermemi beklemeden. Manyak karının tekiydi. Ama onu seviyordum. Keşke burada olup jiminin ağzına sıçsaydı. Yapardı da. Kimsenin ünlü olup olmaması umrumda değildi. Birine kızdıysa yumruğu geçirirdi. Ve güçlüydü. Onun gibi olabilmek isterdim.

DANSÇI|Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin