Btsin hayran buluşması vardı. Sevgilisi olarak Jiminin yanında olmam gerektiği söylendiği için üzerime mor çiçekli mini askılı dar bir elbise ve mor şeritli beyaz spor ayakkabılar giyip sıradaki yerimi almıştım. Hayran gibi sıraya girip, kendi 'oppamdan' imza alıp çıkmam gerekiyordu. Hayranlar beni görünce yanıma toplanmaya başlamıştı ama onlara sessiz olun işareti yapıp tatlıca gülümsediğimde sürpriz yapacağımı anlayıp köşeye çekilmişlerdi. Jimin ne zaman olduğum yöne baksa benden uzun olan hayranlar önüme geçip sahte sürprizimi korumaya çalışıyordu.
Aynı fandomda uzun süre army olduğum için ne kadar iyi olduklarını biliyordum. Onları kandırmak hiç hoşuma gitmiyordu ama buna mecbur bırakılmıştım. Sıra bana geldiğinde çocuklardan tek tek imza alıp sonunda Jiminin önüne geçtiğimde kafasını kaldırmadan adımı sordu. Salon aniden sessizleşmiş, ne konuşacağımızı merakla beklemeye başlamışlardı.
"Sevgilin." Kaşlarını çatıp kafasını kaldırdığında beni görüp şaşırdı. Şirket ona da söylememişti. Tepkisinin gerçek olmasını istemişlerdi. Gülümseyip ayağa kalktı ve beni masanın izin verdiği ölçüde kucakladı. Kollarımı gülümseyerek boynuna doladım ve kafamı boynuna gömüp güzel kokusunu içime çektim. İlişkimiz yalan olsa da, bana bir sürü kötü şey yapmış olsa da kokusuna karşı bağışıklığım yoktu. Kokusuna bağımlıydım.
"Geleceğini bilmiyordum sevgilim." Ayrılmadan önce konuştu.
"Sürpriz yapmak istedim." Gülümsedi.
"Beni içeride bekle." Kafamı iki yana sallayıp yere çöktüm.
"İmza vermeyecek misin Oppa?" Tatlı tatlı gülümseyip yerine oturdu. Albümümü imzalayıp bana uzattı. Ona elimle öpücük atıp bekleme odasına gittim.İmza günü bittiğinde bts, diana ve ben içmeye gitmeye karar vermiştik. Sarhoş olmamak için az içiyordum. Alkole di kadar dayanıklı değildim. Ve jimini herkesin içinde önce dövüp sonra öpme tehlikem vardı. Diğerleri birer kadeh içip kalktıktan sonra di kook jimin ve ben yalnız kalmıştık. Ben ikinci şişe biramı içerken jimin sayamadığım kadar çok içmiş, saçmalamaya başlamıştı. Kook kalkmamızı işaret edince ayaklandım. Arkadaşım ve o hesabı ödemeye giderken jimin masaya başını koymuş uyukluyordu. Koluna hafifçe dokunup onu sarstım.
"Kalk. Gidiyoruz." Kollarına gömdüğü başını kaldırıp gülümseyerek bana baktı.
"Gidelim sevgilim." Gözlerimi devirsem de sarhoş birine birşey anlatmak zordu. Ayağa kalkıp kolunu omzuma attığında onu itecektim ama hem yürüyemiyordu hem de insan içindeydik. O yüzden belinden tutarak onu destekledim.Barın çıkışında gazeteciler olduğu için arka kapıdan çıkmak zorunda kalmıştık. Jimin başını omzuma yaslamış yürüyordu ve ben biraz eziliyordum. Kook bunu anlayıp jimini yarı taşıyarak üstümde alıp arabaya bindirdiğinde diananın omzuna kafamı koydum.
Onların yurduna gelmiştik. Jimin yol boyu bağırıp şarkı söylemişti. Kook benden onu yatırmamı rica etmişti. Kendisi de ona bir ağrı kesici bulacaktı. Jiminin kolunun altına girip onu odasına çıkardım. Tek tarafımla onu tutarken yatağını açtım ve onu oturttum. Üzerindekilerle uyuyamazdı ama bu benim sorunum değildi. Odadan çıkmak için hareketlendiğimde jimin kolumu tutup beni durdurdu.
"Gitme." Yüzüme 5 yaşındaki bir oğlan çocuğu gibi baktığında gitmemeyi düşünmüştüm. Ama sonra bana yaptıkları aklıma gelmişti. Kolumu hızla çekip odasından çıktım. O sırada kook içeri giriyordu. Kapıyı çok az Aralık bırakıp içeri girmişti. Merdivenlere yöneleceğim sırada bir ağlama sesi duydum. Beni göremeyecekleri bir mesafede içeriyi izledim. Jimin kooka sarılmış ağlıyordu.
"Beni asla affetmeyecek. Beni tekrar sevmeyecek. Jungkook. O-onu çok seviyorum. Bunu ona nasıl göstereceğim?" Sözleri beni şaşırtmıştı. Sarhoşken bile nasıl bu kadar iyi bir oyuncu olabilirdi?
"Çok hata yaptın hyung." Jungkooku başımla onayladım. Görmeyeceğini bilerek.
"O-onu gerçekten çok seviyorum. Beni affederse sonsuza kadar acı çektirmesine razıyım. Ama o numara yaptığımı düşünüyor. Başta evet yapmıştım. Lanet olsun çünkü onu paramı isteyen diğerleri gibi sanmıştım ama o gün ağladığında... ben. Gözyaşlarını gördüğümde beni sevdiğini anladım. Ve ben de onu seviyormuşum kook. Bunca zaman o yokken içimde oluşan boşluğun nedeni onun olmamasıymış." Söyledikleri yüzüme bir Tokat gibi çarparken yerimde sendeledim. Sarhoş değildim. Dengemi kaybetme nedenim sözleriydi. Yani numara yapmıyor muydu?
"Jungkook yardım et bana! Ne yapmalıyım? Bana tekrar isteyerek sarılması için ne yapmalıyım?" Şimdi ona sarılmak istiyordum. Ama yapabilir miydim? Affedebilir miydim onu? Çektiklerimin yarısını bile çekmemişken bu kadar kendini bırakmıştı. Dayanıksız herifin tekiydi. Ama zaten bu halini sevmemiş miydim? Onun böyle olduğunu bilerek gitmemiş miydim ona? Dolu gözlerimle merdivenlerden indim. Yurttan çıkarken sessizdim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Yeniden savaşabilir miydim onun için? Bu kadar gücüm kalmış mıydı? Hiçbirşey bilmiyordum. Onu hala seviyordum ama korkuyordum. Çok korkuyordum. Ve eve gidip biraz ağlamayı daha çok istiyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/223540651-288-k727349.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANSÇI|Park Jimin
FanficSenden intikam almak için yapamayacağım şey yoktu Jiminie. Ben de ünlü oldum.