DANSÇI|Park Jimin

15

İçimde garip bir his vardı. Değişik birşey olacak gibi hissediyordum ve bu sabahtan beri böyleydi. Böyle şeyler hissettiğimde genelde heyecanlanacağım şeyler olurdu. Artık Kore'de beni heyecanlandıracak şeyler çok az olduğundan bunu tahmin etmiyordum tabii. Bugün tatil günümdü. Biraz Dianayla takılmayı hedefliyordum. April ve Chanyeol konusunda da planıma ortak olabilirdi. Chanyeolu benden daha uzun süredir tanıyordu. Üzerime açık mavi yüksek bel bir kot şort ve gece mavisi bir tişört geçirdim. Ayağıma en sevdiğim beyaz nikelarımı giydim. Makyaj yapmayacaktım. Yapmaktan cidden çok sıkılmıştım. Normal şartlar altında makyaj yapmaya bayılırdım. Gerçekten çok severdim. Ama o kadar uzun süre makyajsız gezmemiştim ki artık bıkmıştım.

Buluşacağımız kafeye geldiğimde Diananın zaten orada olduğunu görünce gülümseyip boynuna sarıldım. Eskiden bir günümüz bile ayrı geçmezdi. Şimdiyse aynı ülkede ayrı ülkelerde gibiydik. Onun hayatı güzeldi. Ve çalkantılı. İşi zordu. Sürekli sevgilisinin yanında olmak zorundaydı. Bundan hiç şikayetçi de değildi. Uzun süredir birliktelerdi ve ilk günkü kadar heyecanlı görüyordum ikisini de. Bu hep özenmeme sebep oluyordu. Ama erkekleri görmüştüm, ben almayacaktım.
"Seni özledimmmmm." Di konuşunca sırıttım. Birlikte küçük beyaz masaya yerleştik.
"Ben de seni özledim. Di"

Birkaç saat sonra bütün taktikleri almıştım. Yeol çapkın biriydi. Yani Aprilin büyük bir şansı vardı. Bunu kullanmazsak aptaldık. Aprili arayıp planı açıkladım. Yeol yurdumuza ne zaman gelse makyajsız ve pijamalı oluyordu. O yüzden yeolun onu farketmesi biraz zordu. Bence öyle de çok güzel bir kızdı ama erkekler çok değişik canlılardı. Kalbinizi çok kırabiliyorlardı. Sizle oynamaya çalışıyorlardı ve sonunda çok inciniyordunuz. Onun böyle birşey yaşamaması için gerekirse bütün beynimi kullanacaktım. Çok iyi bir kızdı. Ona gelecek herhangi bir zararda ortalığı birbirine karıştırabilirdim. Bu çok kısa sürede olmuştu ama ben ağlarken hep yanımdaydı. Bana omzunu vermişti. Asla dalga geçmemişti ve kimseye söylememişti. Arkadaşlık için gereken herşeyi yapmıştı. Şimdi ben de kendi üstüme düşen görevi yapacaktım. Ona yardım edecektim. Çöpçatanlık konusunda üzerime yoktu. Kendi sevgilim olmamasına aldırmamak gerekiyordu. Sonuçta, terzi kendi söküğünü dikemezmiş öyle değil mi?