7

1.2K 99 0
                                    

Çıkış yapalı bir hafta olmuştu. Bu süreçte birçok canlı yayın yapmış, hayranlarımızla konuşmuştuk. Chanyeol sunbaeyle yaptığımız pratikler sonuç vermeye başlamıştı. Gözle görülür bir biçimde daha iyi dans ediyordu. Bu başarıyı kendimin görmüyordum. Gerçekten çok çalışıyordu. Arkadaş olmuştuk. Beni birkaç Exo üyesiyle daha tanıştırmıştı. Chanyeol baekhyun ve ben fotoğraf çekilip kız kardeşime attığımızda kafayı yemiş, feels geçirmişti.


Diana ve Kook ikisi için büyük bir ev bakmaya karar vermişti. Henüz evlenemezlerdi ama ev almalarında bir sakınca yoktu. Kendimi biraz yalnız hissettiğim için Irelia ve Melinoeyi çağırmıştım ama işleri yüzünden gelemeyeceklerini söylemişlerdi. April iyi biriydi, diğer kızlar da ama şu sıralar kendimden birlerini yanımda görmek istiyordum. Taemin sürekli benimle uğraşıyordu. Ama birkaç kez şirkette kıyafet kolisi taşımama yardım etmişti. O ince vücuda sahip birinin koca kolileri taşıyabildiğini görünce çok şaşırmıştım. Bu yüzden birkaç gündür sürekli etti kahve içme teklifini kabul etmiştim. Üzerime açık mavi oversize bol bir tshirt altıma da siyah yüksek bel bir kot etek giyip tişörtü eteğin içine sokup ayağıma beyaz spor ayakkabılarımı geçirdim ve yurttan çıktım. Yeni çıkış yaptığım için araba kullanma iznim yoktu. Ama Taemin rahatça kullanabildiği için beni arabayla almaya gelmişti.

"Selam."arabaya binerken konuştum.
"Selam." Neredeyse kimsenin uğramadığı bir kafeye geldiğimizde sessiz yolculuğu bitirdiğimiz için şükrediyordum.

Kafe maceramız sona ermişti. Çünkü Diana arayıp btsin yurduna gitmemi söyledi. Taemin kibarlık ederek beni bırakmıştı. Kapıyı çaldığımda açan kişi jimin olduğu için selam vermeden içeri girdim. Gözlerini devirdiğini görmüştüm ama umrumda değildi. Eric hyungun küçük kızı Nali'yi gördüğümde hızla onların yanında gittim. Küçük ellerini yüzüne kapatmış, sessizce hıçkırarak ağlıyordu. Yanına oturup onu kendime çektim.
"Ne oldu?" Diana başını yere eğdi. Kook dişlerini sıkarak konuştuğunda ağzım şaşkınlıkla açıldı.
"Sevgilisi ona ihanet edip sonra onu itmiş."
"SEN NE YAPMIŞ DEDİN?!" Bağırmama engel olamadım. Naliyle o 5 yaşındayken tanışmıştım. Hepimiz küçük kız kardeşimiz gibi onu severdik. Ve narin, tatlı bir kızdı. Hiçkimseye tartışmaz, kendini çoğu zaman savunamazdı bile.
"B-beni itti ama benim s-uçum yok Unni. Sadece onları yakaladım."Orospu çocuğu! Saçlarını okşayıp onu rahatlatmaya çalıştım.
"Neden yaptı hayatım? Söyle hadi." Ablası da buradaydı. Onu farketmemiştim.
"NEDEN YAPTIĞININ BİR ÖNEMİ VAR MI? ONA ihanet edip onu itmiş! BANA ONUN KİM OLDUĞUNU SÖYLEMELİSİN NALİ!" Diana konuştuğunda onu susturdum. Bağırması sadece kızı korkutup daha çok ağlamasına sebep olmuştu.
"B-ben b-beni aldattı. Onu seviyorum. Neden böyle yaptı ki?" İç çekip onu yatıştırmaya çalıştım.
"Bak bebeğim, onu sevebilirsin ama sana sebebi ne olursa olsun zarar veren biriyle olmamalısın. Seni aldatan biriyle birlikte olamazsın." Biraz geri çekilip Diana ve bana baktı.
"Daha önce birini çok sevdiniz mi?" Sorusu karşısında Diana Kooka bakıp onaylayan mırıltılar çıkardı. Nalinin bakışları bana döndüğünde başımı eğip onayladım.
"Siz hala birliktesiniz. Peki sen corni Unni?" Buruk bir gülümsemeyle ona baktım. Hayatımda sevdiğim tek erkek Jimindi.
"Ben Diana Unnin gibi şanslı değildim bebeğim. Onu tanıdığımı sanıyordum ama tanıdığım kişi değildi ve beni incitti." Jimin ondan bahsettiğimi anlamış gibi hafifçe öksürdü. Onu umursamadım.
"Yani ben ya Diana Unnim gibi onunla olacak ya da senin gibi onsuz mu olacağım?" Onu başımla onayladım. Kollarından tutup bana bakmasını sağladım. Beni iyi anlamasını istiyordum.
"Bak küçüğüm, bazen sevdiğimiz kişi bizi yeterince sevmez. O zaman onu bırakmak gerekir. Birisi seni aldatıyorsa seni yeterince sevmiyordur. Sana ne söylerse söylesin senin için doğru kişi o değil. Onu affedersen sonunda seni şimdikinden daha çok üzecek şeyler yapıp geri dönülemez bir şekilde incitebilir." Bir gözyaşı yanaklarından dökülürken başını anladığını belirtir şekilde salladı.
"Onu bir daha görmeyeceğim." Gülümseyip ona sarıldım.
"İşte böyle."

Bir süre daha orada kalıp taeminle beraber gitmek için ayrıldık. Beni yurda bıraktığında akşam olmuştu. Kızlar ortalıkta görünmüyordu. Salondaki geniş koltuğa kendimi fırlatırcasına atladım ve gözlerimi kapattım. Naliye iyi bir tavsiye vermiştim. Peki neden kendi tavsiyeme uymuyordum? Onu umursamadığım yalanını kendime söyleyip duruyordum ama yalandı işte. Hala uyumadan önce gülüşü aklıma geliyordu. Kısılan gözleri. Dudağının kenarındaki minicik gamzesi. Kollarının arasında olma hissi. Onun sandığım kişi olmasını dilerdim. Uzaktan izlediğim tatlı ve sevgi dolu jimin olmasını. Beni inciten değil de heyecanlandıran kişi olmasını. Ama yine de halimden memnundum. Ona olan takıntım yerini başka şeylere bırakmıştı. Bugün artık onu gördüğümde kalbimin teklemediğini farkettiğimde şaşırmıştım. Çünkü en son gördüğümde teklemişti. Sanırım ondan vazgeçiyordum. Beni haketmiyordu. Sevgimi, sadakatimi. O yüzden ona artık bunu vermeyecektim. Ondan nefretimi bile esirgemek istiyordum.

DANSÇI|Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin