Bölüm 20

4K 287 46
                                    

Uzun bir bölüm olacak. İyi okumalar...

Ertesi sabah uyandığımda inanılmaz mutluydum. Düşünsenize salı günü okula gitmiyorsun ve kimse seni yok yazmıyor. Camı açtığımda kar halen devam etmekteydi. Ağaçlar, asfalt ve otomobiller bu beyaz örtünün egemenliğinde kalmış, etrafı sessizlik kaplamıştı. Birkaç meraklı çocuk şimdiden kartopu oynamaya başlamışlardı bile...

Bunları seyrederken kalorifere elim deydiğinde yüksek sıcaklık bir anda irkilememe sebep oldu. Anlaşılan annem petekleri yakmıştı.

Üzerime mavi bir kazak ve kot pantalon giyip annemin hazırladığı kahvaltı masasına neredeyse saldırdım diyebilirim.

Yemeğimi mideye indirdikten sonra her zamanki gibi yapacak birşeyler aramaya başladım.

Burak'ı aramaya kadar verdim. Belki beraber birşeyler yaparız diye düşündüm. Garip bir cümle oldu ama olsun siz yazarınızı anladınız.

''Alooo?''dedi Burak.Sesi garip geliyordu.

''Lan Burak bugün için bir planın var mı? Ama tatil olsa da ben okula gidip mal gibi bekleyeceğim dersen anlarım.''diye dalga geçtim.

''Mert oğlum karga bokunu yemeden ne arıyorsun beni bir gün tatil verdiler bırakta uyuyayım. Ayrıca bugün saat onbirde Selin ile buluşacağım... Kusura bakma''dedi esneyerek...Telefona esneme lan...

''İyi güzel ama saat şu an onbir buçuk..

Yarım saat geç kaldın ortak''dedim sırıtarak. Bir küfür savurdu ve telefonu kapadı. Selin yengemiz triplere girmesin sonra. Kanka olmak bunu gerektiriyor.

Sanırım bende biraz yürüyüşe çıkmalıydım.Montumu üzerime giyerken annem mutfaktan bağırdı''Üzerini sıkı giyin oğlum dışarıda kar yağıyor...''Ciddi olamazsın? Fark etmemiştim...

Botlarımı sıkıca bağladıktan sonra apartmanın merdivenlerinden inip kapıyı açtım.

Kapıyı açmamla soğuğu yüzümde hissettim. Annem haklı olabilir, sanırım kar yağıyor :)

Kar hâlâ yoğun bir biçimde devam ediyordu. Ama bu benim umrumda mı? Yani aslında umrumda ama neyse şimdi boşverin...

Bizim semtte büyük ancak yeterince ünlü olmayan bir şehir parkı vardır. Hak arasında ada park olarak biliniyor. Oraya gidip biraz dolaşmayı planlıyordum. Hayvanlar falan da var hepsi Burak'a benziyor...

Parkta sporcuların koşması için 900 metre uzunluğunda bir alanda vardı. İnsanlar kara aldırmadan konuşuyorduk. Başkalarının gözünde dangalak konumuna düşmek riski olsa da...
Birçok hayvan etrafı kaplayan beyaz örtü sebebiyle kafeslerine çekilmişti. Neredeyse tüm parkı gezmiştim enayi gibi yürümek yerine bir yerlerde oturup sıcak birşeyler içmek istiyordum. Kahve, latte falan...İnanmayın lan ne lattesi bildiğin çay içcem be.FAKİRLİK VOL 1 :)

Kafeye girip boş masalara baktığımda gözüme tanıdık bir yüz çarptı. Kafede oturup camdan manzarayı izleyen Gizem'in yanında sessizce geçip sandalyeyi çektim. Ne de olsa arkadaşım...

''Aaa selam! ''Dedi Gizem beni fark edince.

''Buraya hep geliyor musun? Yani kafeye? ''Dedim tek kaşımı kaldırıp.

''Yani yalnız kaldıkça geliyorum. Severim burayı...''dedi gülümseyerek.

''Aynen''dedim kendimde de çay söyleyerek.

''Eee sıradaki milli maç ne zaman? ''Diye sordu

''Bilmem açıkçası ben gitmeyi düşünüyorum...''dedim. Yanıt vermedi.

Çayımızı içtiğimizde yerimden hafifçe doğrulup hesabı istedim. Onunkini de ben ödedim. Bir erkek yanındakine birşey ödetmez.

Masadan kaldığımızda yanıma yaklaştı ve''Eğer hafta sonu boşsan birlikte sinemaya gidebiliriz. Çok güzel filmler çıkmış...''dedi.

''Ya aslında ben gelmesem iyi olacak havamda değilimde. Kusura bakma sen. ''Dedim olumsuz bir ifadeyle.

''Mert bak yine aynı şeyi yapıyorsun! Bunu hep yapmak zorunda mısın? ''Dedi Gizem

''Neyi? Anlamadım? ''Dedim merakla.

''Mert bunu yapma işte şu mesafeyi koyma aramıza...İlk geldiğimde herşey güzeldi. Beraber maça gittik, sürekli yanımdaydın ama Aslı geldikten sonra herşey bozuldu Mert bunu yapma...''dedi ağlamaklı gözlerle.

Sanırım o yanlış anlamıştı. ''Gizem biz diye birşey yok... Sen benim için bir arkadaştan öte değilsin...İlk zamanlarda senem hoşlanıyordum ama şimdi anlıyorum ki aşık olduğum kız sen değilsin... Birine aşıkken bu olmaz... Seni umutlandırdıysam özür dilerim. Ben başkasına aşığım. Bu defaki sevmek değil onsuzken nefes alamıyorum ve o kız sen değilsin...''dedim.

''Anlıyorum... Gitsem iyi olacak...''dedi ve kafeden çıktı.Üzgünüm Gizem ama seni kırmak istemezdim...
Yazım hatası varsa özür...

Okulda İnecek Var | Tamamlandı ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin