* Ölü ruhların fısıldadığı cehennem misafiriydim...*
Düşüncelerimin zihnimin zeminine çarptığını biliyordum.
Zihnimde devrilen bu harfler bir araya gelmemek için kaçışıyordu. Neyden kaçtıklarını bilmiyordum. Ben bitleştirip o kelimelerin yan yana gelmesini istedikçe amacıma ulaşamıyordum. Çünkü zihnimdeki kelimelerle cümle oluşturmak istediğimde zihnimde aniden beliren sızıyla bu isteğimden vazgeçiyordum.
Birbirine yaslanmak istemeyen kelimeler zihnimin duvarlarının köşelerine doğru koşturup uzaklaşıyordu. Ama zihnimde bir araya gelmeselerde ben nasıl bir cümle kuracağımı iyi biliyodrdum.Korkunun hissiyatı etrafımda geziyordu cümleyi oluşturduğumda .Ama korka korka dudaklarımla fısıldayıp cümlenin kulaklarıma ulaşmasını sağlıyordum.
İşte o kelimeyle zihnim korkuyla dolup taşıyordu.
Zihnim önüne sis perdelerini çekip kendini gizliyordu . Gizledikçe gerçeklerden kaçıyordu. Böylece her zaman uzaktan gerçekleri izliyordu çaresiz çaresiz.
Dudaklarım zihnime ihanet ederek kelimeleri sesli bir şekilde etrafa yayıyordu. Bunu duyan kulaklarım sağırlığa sığınmak istesede bırakmıyordu .
Onun ardından fısıldanan kelimelerle her şey değişiyordu. Bu kelimelerin ağırlığı altında ezilen dudaklarım lal oluyordu. Gözlerim kor oluyor, kulaklarım sağır kesiliyordu . Ama zihnim aynı kararlılığını korumaya devam ediyordu. Duvarlarına hapsolan kelimeleri tekrarlayıp duruyordu.
"Sen bir katilsin ve bu böyle devam edecek...."
Geçmişin bizlerde bıraktığı o koca kaos düşüncelere dalmamızı sağlıyor ve bizler bu yoğunluğa karşı koyamadan kaybolup gidiyorduk.
Bugünün bizlere ne sıkıntılar aşılayacağını bilmiyorduk. Hücrelerimizde sessiz bekleyişlerimiz , içimizde dinmeyen korkuyla öylece bekliyorduk. Saattler geçmişti ceza oyununu bitireli. Hepimiz Noir ' in bize biçtiği 2 oyunun ne zaman başlayacağını bilmeden bizi nelerin beklediğini tahmin bile edemezken sadece dilimizde durup dönen telkinlerle kendimizi avutuyorduk. Herkesin bir sığınacak onunla kendini avutacak şeyleri vardı; aile , arkadaş , küçük sevimli bir dost ....
Peki onların yanımızda olmamışı umudumuza engel miydi? Kim bilebilirdi ki . Her hücremiz küçük bir destek, yardım bekliyordu burada. Zihnimizi işgal eden bu kirli düşünceler azar azar direncimizin kırılmasını sağlıyordu. Bitiyor muyduk , bilmiyordum. Ama yokoluşa doğru ilerlediğimiz kesindi. Bir gün bizde geriye bir şeyler kalır mıydı? Bilmiyordum. Bu bilinmezlik bizi kahırediyordu. Her yoğun düşünce bedenime azar azar ağrıyı misafir ediyordu. Başımı yasladığım dizimden kaldırarak hücremde gözlerimi gezdirdim.
Ne zamandır burdaydım? Kaç gün ,kaç saat ,kaç dakika ,kaç saniye mesela. Bunu bilmek istiyordum . Ruhumuzun hapsedildiği bu hücrelere kaç hüzünlü günlerimizi sığdırdık. Acıyla bütünleşen günlerimizi kaç sabaha taşıdık. Yaralandığımız zaman ölmek için kaç kere Allah ' tan ölmeyi diledik. Bunu bize söyleyebilirler miydi? Ben cevap vereyim veremezlerdi. Çünkü bu yaşadıklarımız onlar için önemsizdi. Bizler onların oyuncak piyonlarıydık. Bizlerin yaşadıklarını, duygularını umursamıyorlardı.
Bizleri çıkarları için kullanmak onlar için daha önemliydi.
Gözlerimi kapatıp kendimi karanlığa teslim ettim. Belkide bu benim hayal dünyama kaçışımdı. Kendimi böyle gizleyebiliyordum. Hayatım boyunca çoğu şeyden hep kaçmıştım. Sanırım hep böyle zorluklara göğüs gelemeden bir yerlere sığnmak için saklanacak bir kuytu köşe arayacaktım.
Savunmasızlığımı söküp atacak bir şeye ihtiyacım vardı. Belkide hiç var olmayacak bir şeyi istiyorumdur bilmiyorum.
İkilemler arasında kalmak her insan için inanılmaz can sıkıcı olmuştur hep. Noir oynayacağım ikinci oyun hakkında bizi bilgilendirmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
V.I.P ODALAR
Mystery / ThrillerHer biri çok farklı yaşam koşullarına ve karaktere sahip 8 farklı insan, kendilerini ansızın yüzlerce olası bir oda ile donatılmış bir labirent içinde bularak uyanırlar. Biri matamatik öğretmeni , biri yazılım mühendisi ,biri doktor ,biri yazılım m...