*Islak bir yorgan gibi büzüştü düşlerim gerçeğe...*Ölümün uzak balkonundan yıldızları izledim. Yansmam aynada boy gösterdi. Soluklarım tenime güneş oldu. Kırık parçalara ayrılmış aynada cesaretsizliğimin ,korkumun ilk seansını izliyordum .
Bu gösterim nedense bana çok uzak bir yerdeki hayatı düşlemek gibi ulaşılmazdı.Kaderin bize biçtiği bu acı , hüzün günlerinden birine uyanmıştım yine. Gözlerimi uzandığım sedir yatağından tavana dikmiş , ruhsuz bakışlarımla hayaller perdesinin ardından geçmişimi düşünüyordum.
Garipsediğim şeylerden biri bana ne olacağıydı. Sabah ışığıyla aydınlanmış odada bekleme halindeydim. Diğerleri gibi sessizce sükunet için olacakları kestirmeye çalışıyordum.
Bulunduğum yerden doğrulup sırtımı duvara yasladım.
Sessizce saliseleri ,saniyeleri , dakikaları sayıyordum.Geçen zamana ardından hâlâ bir hareketlilik yoktu. Neden hâlâ gelmemiştilerki . Korku bedenimi tekrar istila etmişti. Kendimi sakinleşirmek adına çaba sarf etsemde boşunaydı. Bedenim kaskatı kesilmişti. Gerginliği atamıyordum bedenimden. Zihnimin duvarlarının arasında koşup duran düşüncelerim beni korkunç bir ikilemde bırakıyordu.
Bulunduğum yerden kalktığım gibi kapıya ilerledim. Küçük pencereden koridorda birinin olup olmadığına bakındım ama kimse yoktu . Koridor bomboştu; aynı duygu yoksunu olan bir adam gibi.
Gözlerim sonradan bir şeyi fark etti. 005 hücresindeki kızda benim gibi koridoru izliyordu. Dalgınlığından beni görmemişti. Tam kapıdan çekilecektim ki kapıya çarpan elimin çıkardığı sesle gözleri beni buldu.
Çarpan elimin acısıyla sessiz bir çığlık kopuverdi ağzımdan.
Elimin acısı hafif hafif dinmeye başladığında gözlerimi karşındaki hücreye dönderim.Hücredeki kumral saçlı kız gözünü kırpmadan bana bakıyordu. Bakışlarımı ondan çekip kapıdan ayrıldım. Kendimi her yaşancak olaya karşı telkinliyordum. Ama bilinmezliklerden hoşlanmayan zihnim her şeyin kötüsünü şimdiden düşünmeye başlamıştı.
Gözlerimi kapatmış zamanın gelişini bekliyordum. Sessiz adımlarla zihinim içinde ilerleyen adım sesleri vardı. Bu sesler zihnimi meşkul ediyordu. Zihnimin dinlenmesini engelliyordu.
Bedenimdeki kanın çekildiği his, soğuk kasvetli bir ayaz gibi; zarar vermek için an içmiş bir kurt gibi akşamları gezinmekte ormanda.
Elimden gelen hiçbir şey yok , direnmeye cesaretim yok. Karşı koymadan olacakları bekliyor.Kafamı yasladığım duvardan çekip odada tur atmaya başladım. Ne olacaksa artık olmasını istiyordum. Bilinmeyen korkular insanı mahvediyordu. Ne zaman gözlerim doldu bilmiyordum. Yere düşen iki damla göz yaşımı gördüğümde hemen ellerimle akan göz yaşlarımı temizledim.
Boğazımdaki hırıltılı soluğu giderebilmek için derin derin nefes aldım. Korku öyle bir şey ki bunu yok etmeye kimsenin gücü yok gibi geliyor bana şuan.
Ara sıra sıklaşan nefesimi kontrol altında tutmaya çabalasamda, nafileydi düzensiz olan soluklarım bana hiç yardımcı olmuyordu.
Başımı iki elimin arasına alıp kendimi sakinkeştirmek adına bildiğim bir şarkı söylemeye başladım.Ağzımdan dökülen şarkı eşliğinde koridorda ayak sesleri duyuldu. O an nefes almayı bıraktım. Dudaklarımdan dökülen şarkı nakaratı durdu. Kalp atışlarım duvarlardan yankılanarak tekrar bana ulaştı. Ve o iki kelime zihnimin duvarlarından kaçarak dudaklarıma ulaştı ve yankılandı.
Çaresizim ,mecbur bu veda kokun üzerimde gidiyorum uzaklara.
Sığınıp anılara bu hasrete dayanırız elbet ümidim muradına erecek sabret.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
V.I.P ODALAR
Mistério / SuspenseHer biri çok farklı yaşam koşullarına ve karaktere sahip 8 farklı insan, kendilerini ansızın yüzlerce olası bir oda ile donatılmış bir labirent içinde bularak uyanırlar. Biri matamatik öğretmeni , biri yazılım mühendisi ,biri doktor ,biri yazılım m...