Bölüm 22

665 58 2
                                    

Kudüse gidiyorum çünkü ;
Nasıl tarif etsem
sevdamın şehrine,
davamın şehrine gidiyorum.
Çünkü; biliyorum ki Filistinli kardeşlerimin umuda ihtiyacı var.. istediğim tek şey kardeşlerimin gözlerindeki umutlu bakışların sahibi, yüzlerinde ki masum gülüşlerin sebebi olmak. Onların bitmeyen umudu olmak istiyorum.

Ve bir sabah uyandırılmak istiyorum Kudüs göklerinde..Topraklarımıza iğrenç ellerini ve tırnaklarını geçirmiş işgalci terör devleti İsrail'in karşısında dimdik durmak istiyorum.
Kudüse gidiyorum çünkü;
Ben Haçlıyı yerle bir eden cihadın adil kılıcı Selahaddin Eyyubi gibi İsraili yok eden bir Selahaddine anne olmak istiyorum..

Nur

Defterime yazdıklarımı bir kez gözden geçirdim bir daha ki yazıya kadar kapatıp çantama bıraktım. Gittikçe Aksâ'ya yaklaştığımız yolu izlerken kafamda gezen bilgilerimi de bir bir karıştırdım.
Eski Kudüs şehri, dört mahalleden oluşuyordu: Müslüman, Hıristiyan, Yahudi ve Ermeni Mahalleleri. Kudüs, modern bir şehir. İşte bu modern Kudüs’ün içinde, 4 km uzunluğunda surlarla çevrelenmiş, taş kaldırım ve evlerden, camilerden, medreselerden, kiliselerden, havralardan oluşan Eski Kudüs şehri var ki Mescid-i Aksa ile Hz. İsa’nın çarmıha gerildikten sonra öldüğü ve dirilerek göğe yükseldiğine inanılan Kutsal Kabir Kilisesi bu eski şehrin içerisinde yer alıyor (Tabi bizim inancımızda böyle değildir.)

Tarihe defalarca şahitlik yapmış,
O dimdik ayakta duran hissiz soğuk duvarlar. Her biri başka bir mani ile yazılmış direniş ve özgürlük cümleleri ile sizi istemsiz içine hapsediyor. Ve eşsiz misafirin yolculuğu Miraç, Büyük Nebinin en hüzünlü yıllarından birinde Allah cc. huzuruna çağrılıp teskin edildiği, ayetlerle avutulduğu gece..

Mescid-i Aksa, içinde Gözümüzün nuru peygamberimiz Hz. Muhammed ص 'in  miraca yükseldiği altın kubbeli Kubbet’üs Sahra’ya ve gri kubbeli El Aksa Cami’sine (Aksa Cami, Cuma Camii veya Kıble Cami olarak da adlandırılıyor), ayrıca medreseler, kabirler ve çeşmelere ev sahipliği yapan bir alan. Yani içinde tüm bu saydığım yapıların, ağaçların olduğu 142 dönüm (bir çok kitapta karşınıza 144 dönüm olarak çıkar. Dr.Öğr.Üyesi Khalid el-AWAİSİ hocamızdan bu konu hakkında yazdığı makaleleri okuyabilirsiniz.) büyüklüğündeki avluya Mescid-i Aksa denir . Mescid’i Aksa’nın bir duvarına ise Yahudilerce Ağlama Duvarı deniyor. Ama asıl adı Burak Duvarı. Rivayetlere göre Efendimiz ص miraca yükselmeden önce mübarek bineği Burak'ı buraya bırakıyor. Duvar adını bu olaydan alıyor.
Bir tarafında Müslümanlar namaz kılarken, diğer tarafında Museviler ibadet ediyor. Duvarın batıdaki resmi adı West Wall. Yarım asırı aşkın süreç içerisinde Osmanlı hakimiyeti altında iken ecdadımızın yaptığı hizmetlere ve yapılara sık sık rastladığımız bir yerdir Kudüs.


İkindin namazını Kubbetüs Sahra'da eda ettikten sonra ayakkabılarımızı kapıda giyip avluda beklemeye başladık.Havanın kapalı ve esintili olduğu bulutlu bir ikindi namazı sonrası.. Şaşırtıcı bir hava hakimdi bugün güneş ve bulutlar adeta saklambaç oynamışlardı kurşun renkli gökyüzünde. Sakin ama karanlık çökmüştü sanki şehrin sokaklarına..
Grup tamamlanınca çarşıya doğru yavaş adımlarla yürümeye başladık. Önümüzde baylar yürüyordu. Filistinli grub hummalı biçimde Muhammed abiyle konuşuyorlardı. Zevkli giyinimiyle Yahia'da çok dikkat çekiyordu. Açıkcası doğruyu söylemek gerekirse evet, evet!
kendime itiraf ediyorum ve kabul ediyorum ki Onu saçma sapan kıskanıyordum! Düşüncelere daldığım bir anda kendimi onu izliyorken buluyordum istemsiz terliyordu avuç içlerim, bu çokta hoşuma gitmiyordu. Ellerimi feracemin büyük ceplerine gizlerken, bakışlarımı da yürüdüğümüz sokağın sağında ve solunda bulunan kahverengi eski yapı olan evlere çevirdim. Çarşıda herkes bir yere bakıyor, Kudüsten anı olarak kalacak Filistini anımsatacak bir parça yeni bir şeyler alma gayretindelerdi.

KUDÜS GELİNİ  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin