11.BÖLÜM "Çıkmaz"

729 109 1K
                                    

YENİ BÖLÜM GÜNÜ: 17 Mayıs Pazar

YAZARDAN TAVSİYE: Bölüm müziğini dinleyiniz efenim, ben çok beğendim eminim siz de beğeneceksiniz... =))

Başta kendi annem olmak üzere tüm annelerin Anneler Günü'nü kutluyorum... <3 Onlar iyi ki varlar... Ve hep var olsunlar... <3

Bu bölümü; hikayenin her bir satırı için dakikalarca kafa patlatan, kıymetli vaktinden ayıran, tüm aksiliklere rağmen yılmayan ve hatta bana uzun uzun laf anlatmaya çalışan, yeri gelip posta koyan amma ve lakin en sonunda uzlaşma sağlayan, karakterleri karakterlerin dilinden anlatan ya da eleştiren, 'Bak burası akışı boğuyor! Boğma!' diyerek okuru kayıran ve kurguyu benim derin açıklamalarım içinde sürüklenmekten kıl payı kurtaran, daima yanımda olan ve kalemimdeki mürekkebe parlak rengini katan, koruyucu meleğim Sezen ablama ithaf ediyorum... =)) <3

İyi ki varsın ablam...

"Her kaçışın kaçınılmaz sonu; çıkmaz sokaklar..."

Pıtpıt tuvalete gittikten sonra Miray bunu fırsat bilir gibi Baray'ın diğer tarafındaki tabureye oturdu. Elini tutmak için uzandığında Baray'ın aniden elini çekmesiyle bir kez daha bozulsa da sesini çıkaramamıştı. Baray'ın yeni bir sigara daha yakışını seyrederken, aynı zamanda onu yeniden başlamaya ikna etmek için söyleyeceklerini zihninde toparlamaya çalışıyordu.

"Ne söyleyeceksen çabuk söyle çünkü birazdan kalkacağım ve bir daha karşılaşacağımızı da hiç sanmıyorum. O yüzden bunu bir veda konuşması olarak kabul edeceğim. Sen de öyle say."

Nasıl yapabiliyordu bunu aklı almıyordu Miray'ın. Nasıl gözlerine bakmak yerine tuvaletin olduğu yöne kitlediği bakışlarıyla, öylesine bir şeyden bahseder gibi vedalaşmaktan bahsedebiliyordu?

"Baray lütfen yapma böyle. İzin ver seni hala çok sevdiğime ikna edeyim."

Baray gecenin başından beri bakışlarını ilk kez Miray'ın gözlerinin tam içine sabitledi. Bir zamanlar uzun uzun dalmayı sevdiği masmavi gözlere, ağladığı için kan oturmuştu. Bakışlarını kırmızı gözlerine rağmen hala çok güzel görünen yüzünde dolaştırdı. Geçen yıllar onu daha da güzelleştirmişti. Gözlerini yeniden Miray'ın gözlerine diktiğinde orada yanıp sönen umut ışıklarına minik bir tebessüm armağan etti. Baray belki de ilk kez, Miray'ın kendini anlamasını bu kadar çok istedi.

"Sevmek iknayla olmaz Miray. Ben seni çok sevdim ve bir kez bile seni buna ikna etmeye çalışmadım. Şimdi de bittiğine ikna etmek için çabalamayacağım. Nasıl ki seni sevdiğimi zamanla kendin görüp anladın, bunu da anlarsın..."

"Nasıl bu kadar kolay bitirebiliyorsun? Onca yılı nasıl bu kadar kolay silip atabiliyorsun? İnan aklım almıyor."

"Kolay mı bitiriyorum? Kızım görmüyor musun halimi? Oyun gibi mi geliyor tüm bu olanlar sana? HAYATIM SİKİLDİ LAN BENİM, HAYATIM! BİTMEYEN TEK ŞEY SİKİK HAYATIM! GERİYE KALAN NE VARSA YALAN OLDU!"

Anlık bir öfkeyle ağzından çıkan kelimelerden dolayı kendi kendini azarlarken, dudaklarını birbirine sıkıca bastırıp ayarı kaçan diline kilit vurdu. Derin derin nefes alıp vererek sakinleşmeye çalışırken, yeni yeni kazandığı oto sansürün Pıtpıt'ın eseri olduğunu bilmek ve yanında yokken bile onu yanında hissetmek ama aynı zamanda özlemek... Tüm bunlar Baray için tarifi oldukça zor duygulardı.

30 Şubat (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin