13.BÖLÜM "Güzel"

589 117 396
                                    

YENİ BÖLÜM GÜNÜ: 31 Mayıs Pazar

Herkese mutlu, sağlıklı, huzurlu bayramlar... =)) <3

"Bu Dünya'dan bir güzel geçti. Gerçek olmak isteyen bir Hayal geçti..."

Baray Hayal'in kimliğiyle hasta girişini yaptırdıktan sonra doktorunun kim olduğunu da öğrenebilmişti. Tabii bu sayede onunla görüşmeye ve Hayal hakkında bilgi almaya da hak kazanmıştı. Ancak yaklaşık on beş dakikadır doktorun odasında bekliyor olmasına rağmen ne gelen vardı ne de giden.

Bir bacağı hala bu hastanenin sınırları içinde olmanın verdiği gerginlikle deli gibi aşağı yukarı sallanırken parmaklarıyla da oturduğu kanepenin kolçağı üstünde ritim tutuyordu. Ama zaman bir türlü geçmek bilmiyordu. En sonunda daha fazla bekleyemeyeceğini düşünerek ayağa kalkmıştı ki doktor içeri girdi.

"Buyurun?"

Kalp ve damar cerrahı Prof. Dr. Şenol Gencer. Kırklı yaşlarının sonunda, orta boylu, kır saçlı, hafif göbekli, hafif kel, yuvarlak gözlükleri ve tüm bunlarla son derece uyum içindeki beyaz doktor önlüğüyle klasik bir doktor olmasının yanında, adını bu ülkede yaşayan ve azıcık hastane tecrübesi olan herkes duymuştu.

"Ben... Pıtpıt... Şey yani..."

"Hayal. Hayal Arman'ın yakınısınız?" dedi ve rahat bir tavırla yerine otururken bir eliyle de Baray'a oturmasını işaret etti.

Uzun zamandır hastası olan Hayal'i ve onun tuhaf çevresini yadırgamayı bırakmıştı. Şimdiye kadar bin bir çeşit insan görmüş ve her türlüsüne karşı bağışıklık kazanmıştı. Bu genç adamıysa bugün ikinci kez görüyordu fakat onu henüz tanımıyordu.

Aslında Mustafa yaklaşık bir saat önce kendisine telefon edip Hayal'in bayıldığını ve birazdan hastaneye geleceğini haber verdiğinde onu kendisi getirir sanıyordu. Ancak şu an karşısında Mustafa yerine yarım saat önce Hayal'i kontrol etmek için gittiği yoğun bakım ünitesinin kapısında yere çökmüş olarak gördüğü bu genç adam vardı.

Kim olduğunu Hayal'in nesi olduğunu bilmeden ona hastaya dair özel bilgiler veremezdi. Fakat genç adam gözlerine öyle çaresiz bakıyordu ki tıpkı danışmadaki sekreter gibi o da öylece çıkıp gitmesini isteyememişti. Üstelik Hayal'i tam vaktinde hastaneye yetiştirdiği için en azından genel hatlarıyla bilgi almayı hak ediyordu.

"Buyurun, size nasıl yardımcı olabilirim?"

"O... İyi mi?"

"Şimdilik endişelenmenizi gerektirecek bir şey yok. Durumu stabil. Hatta yarın taburcu bile olabilir. Yine de bu gece gözlem altında tutmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Anlaşılan son günlerde kendini fazla yormuş. Kalbi bu raddeye gelinceye dek onu defalarca kez uyarmış olmalı. Fakat uslanmaz kızımız her zamanki gibi ona pek kulak asmamış görünüyor."

"Kalp mi?"

Baray'ın koca paragrafta takılı kaldığı tek şeydi o kritik kelime.

"Evet. Bilmiyor muydunuz? Hayal'e geçen sene kalp yetmezliği tanısı koyduk."

Baray duyduklarıyla birlikte kafasına isabet eden tek el kurşunla beyninden vurulmuşa dönerek, gerçekliğinden sıyrıldı. Gözünün önündeki tüm yapboz parçaları yavaş yavaş yerine otururken, ortaya çıkan tablo karşısında dehşete kapılmamak için kendine hakim olmaya çalışıyordu. Kendiliğinden yanıt bulan tüm sorular, bazı şeyleri bilmemenin daha iyi olduğunu kabul etmesine sebep oluyordu.

30 Şubat (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin