YENİ BÖLÜM GÜNÜ: 21 Haziran Pazar
Herkese merhaba...
Kah gülüp kah ağladığım şu dönemde, inişli çıkışlı dengesiz psikolojimin elverdiği kadarıyla sizde kalmaya devam ediyorum. Mesela şu an sebepsizce (ya da benim ciddiye almadığım tonlarca sebepten ötürü) oturup hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyorum ama bölümü düzenledim ve yayımladıktan sonra da çalışmaya kaldığım yerden devam edeceğim.
Sizde de oluyor arada sırada böyle şeyler değil mi? Yalnız değilim bu konuda? Oluyordur elbette. İnsanız sonuçta, her gün gülmek de biraz şov olurdu sanırım =))
Neyse size daha fazla ağlayıp moralinizi düşürmek istemiyorum. Bir gün her şey çok güzel olacak. Ahanda buraya yazıyorum! =D
Dilerim ki o iyi günleri hep birlikte göreceğiz...
Haftaya yılın en uzun gündüzünün yaşandığı günde buluşacağız efenim ama şimdilik gidiyorum.
Lüüüüüüüüttttfeeeen: Bölümlere OY vermeyi, bol bol booool YORUM yapmayı, kitabı en yakın arkadaşlarınıza okutmayı, yakın olmayanlara okuması için ricada bulunmayı ve kanalıma abone olmayı unutmayınız. =D
Sanırım düşen moralime iyi gelen naçizane şeylerden birisi de bu: Sizin yanımda olduğunuzu hissetmem... <3<3
İyi ki...^^
❄
"Başta rüya sanmıştım. Uyandığımda kabus olduğunu anladım."
Baray'ın mutfaktan çıkmasıyla birlikte Kerem'de hızlı adımlarla salona geçti. Hatta Baray'ı arkasında bırakıp ondan önce Pıtpıt'ın yanına ulaştı ve üçlü koltukta kızın tam karşısına otururken "Ee, ne zaman geliyorsun benim dükkana? Şu aralar yoğun sayılırım ama senin için mutlaka bir boşluk yaratır, sanatımı konuştururum." dedi.
Baray çatık kaşlarla tekli koltuklardan birindeki yerini alırken sohbete ilgisizmiş gibi görünüp televizyonu açtı. Pıtpıt Hanım şimdi de dövmeye mi merak salmıştı? Aman ne de güzeldi!
"Aslında önce ne yaptırmak istediğine karar vermelisin." dedi Kerem. Sesi sanki Dünya'nın geleceği hakkında acayip önemli bir karar alıyormuşçasına ciddiydi.
"Yapmamı istediğin figür ne olursa olsun, anlamlı olmalı. Ne de olsa daima vücudunda taşıyacaksın."
"Belli zaten. Yani küçük bir dövme istiyorum ve istediğim figür çoktan belli."
"Tamam. O zaman bir tarih belirleyelim. Haftaya cumaya ne dersin?"
"Süper! Bir planım yok. Senin de planın yok değil mi Baray? Gider miyiz birlikte Kerem'in dükkanına? Bana dövme yapacak. Dükkanı nerede bilmiyorum. Sen biliyorsundur kesin. Biliyorsun değil mi? Götürür müsün beni?"
Soruları arka arkaya sıralarken ayağa kalkıp Baray'ın önüne geçmişti. Baray televizyonda asla ilgisini çekmeyen saçma yemek programlarından birisini izleyebilmek için sağa sola eğilirken, Pıtpıt'da ona paralel hareket ettiği için tüm çabaları boşa çıkıyordu.
"Kızım çekilsene önümden! Bana ne? Dövme yaptırma kararı alırken bana mı sordun sanki? Şimdi de götürür müsün diye sorma!"
"Ama yaptırırken yanımda olmanı istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
30 Şubat (TAMAMLANDI)
Aktuelle LiteraturGelmesi imkansız olan bir gün, ölümsüz yapar mı insanı? Ölüm kendisini arzulayanın değil, kendisinden kaçanın peşine düşermiş. Kaçsan kurtulamaz, takılır yine önüne düşermişsin! Takıldı iki insan birbirine: Biri sonsuza düştü, diğeri asla gerçekleşe...