Mardin miydi onları buluşturan yoksa kader mi?
Yerden aldığım taşı hava da sallayıp"Sana bunu ödeteceğim Pis Adam!"dedim bağırarak.
Beni takmayıp arabasına binen ağayla elimdeki büyük taşı attım arabanın arkasına. Anında tuzla buz olan camla birlikt...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
!Hello!
Güzel bir Bölümle herkese koca bir heloo! -Kocaman öpüyoreee-
- KUM TANESİ -
Hatırlatma..
Emir ise yanındaki camdan kendisine gülümseyerek bakan kadına baktı. Bu durum en çok denizi yıkacaktı.
Emir umutla konuştu. "Bir tedavisi olmalı!"dedi.
Ama doktor bey herşeyi düşünmüştü. "Bunun ne bir tedavisi nede başka bir çaresi var. Üzgünüm.."dedi.
'…………'…………'…………'
Emirden devam..
Deniz'in yokluğu bana sussuz bir yaşam gibi gelmişti. Hiç birşeyin anlamı kalmamıştı. Hayat durmuştu..nefes alamıyordum. Sonra ise deniz'in yaşadığını öğrendim. Beni duymuş, bana geri dönmüştü. Benim için geri dönmüştü. Çok mutluydum. Bu tarif edilemezdi. Bunu tarif edecek bir kelime bile yoktu. Ama sonra doktor bana bir haber vermişti. İyi bir haber değildi. Ama yinede bir çaresi olduğuna inanıyordum. Doktora gayet net bir şekilde gereken söylemiştim.
"Bu durumdan asla deniz'in haberi olmayacak!"
Doktor said bey bunu hemen reddetmişti. "Bunu hastaya söylemek zorundayım."
Hemen yakasından tutup duvara yapıştırmıştım. Gözlüğü yamulan doktor, bana korkuyla baktığı sırada dudaklarımın arasından tıslamıştım.
"Eğer onu üzecek tek bir kelime ağzından çıkarsa seni bu hastaneye gömerim!"
Doktor kafasını sallayınca yakasını bırakıp geri odaya girmiştim. Doktor korkuyla yanımdan ayrılmıştı zaten. Bizi gören deniz ise bin tane soru sormuştu. Allah varya onun soru sormasını bile özlemiştim.
Şimdi ise başımın etini yemeye devam ediyordu. Çoktan taburcu olmuş, eve gelmiştik. Tabiki o küçük eve değil kendi asmalı konağıma getirmiştim. Aslı bile beni haklı bulmuştu. Bu aralar aslıyla iyi anlaşılıyorduk. Ne hikmetse.. Deniz'in annesi aysel teyze, annemlerle çoktan tanışmış artık hep beraberlerdi. Bu da belki olayın en güzel durumuydu.
"Ya emir! Doktora neden o şekilde saldırdığını söyler misin?"diye ısrarla sormaya devam etti.
Deniz'e ters ters bakıp üstünü örttüm. "Yataktan çıktığını görmeyeyim."dedim.
"Emir bana bir cevap verir misin?"
"Önemli değil."desemde sormaya devam etti.
"Kötü bir şey var değil mi?"dedi.
Çattım kaşlarımı. Kötü bir şey vardı ama dünyanın sonu da değildi. Bunu düşünüp, üzülmesini de hiç istemiyordum.