34. Bölüm

2.9K 127 90
                                    


Herkese merhaba KUM TANESİ okurları ❣
Güzel bir bölümle gelmiş bulunmaktayım. Adım adım finale doğru yaklaşıyoruz. Umarım bölümü beğenirsiniz.

Sınır yok yorumlarda özgürsünüz.
İyi okumalar o halde!

İyi okumalar o halde!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-KUM TANESİ-


'DENİZ'

Hüzün kokulu havaya rağmen gülümsememi yüzümden eksik etmedim. Yaralı omuzlarım, acılı ruhuma rağmen dik durmaya çalıştım. Belki de acı geçiciydi. Umutlarımı bir anda yitirmemek adına bir adım attım. Hayatım için büyük bir adım atmışken arkamda bıraktıklarım adına çok korktum. Hüzün dolu havaya iç çekerek tutundum. Ben bu yoldan sağlam çıkacaktım. Ben bütün acılara rağmen ayakta duracaktım. Yoluma çıkacak olan herşeye göğüs erecek dimdik bir şekilde ayağa kalkacaktım. Ben böyle biriydim. Güçlüydüm. Herşeyin üstesinden geldiğim gibi bunun da üstesinden gelecektim. Ben güçlüydüm. Evet öyleyim.

Bana endişeyle bakan yüzlere rağmen gülümsedim. Ben iyi olacaktım. Onları birazda olsa rahatlatmak adına sıcacık bakışlarla karşılık verdim. Annem binbir dualarla beraber bana bakıyor, ağlıyordu.

"Ağlama annem..."

Kafasını tamam anlamında sallasa bile ağlamaya devam ediyordu. Anneme sıkıca sarıldım. O güzel kokusunu çektim içime. Ağlamak bir yana dudaklarını hüzünle kemiren aslıya doğru yürüdüm. Çok kararsız kalsam da ona da söyleme kararı almıştım. Çok ağlamıştı. Tıpkı şuanki gibi. Bana öyle bir sarıldı ki, gözyaşlarıma mani olamadım. Bende içli içli ağladım. Beni sarıp sarmaladı.

Kulağıma doğru fısıldadı.
"O ameliyat masasından daha güçlü bir deniz olarak kalkacaksın!"

Gözyaşları içinde salladım kafamı. Geri çekilip elini şefkatle tuttum.
"Başaracağım."

İçimdeki sıkıntıya rağmen başaracağım dedim. Belki de başaramayacağım içindi bu tedirginlik, bilemiyorum. O ameliyat masasından daha fazla hasar alıp da çıkabilirdim. Hiç bir şeyin garantisi yoktu. Ne acı ama!
Son olarak Emir'e doğru döndüm. O dik duruşu tıpkı ilk günki gibi bakan sert bakışları..
Bana bakınca yumuşayan irislerine bakıp gülümsedim. Beni baştan aşağıya süzdü. Ona doğru adımlar attım. Her bir adımımda yandığımı hissettim.
Bu dik başlı adamla savaşmak çok güzeldi. Onunla tartışmak, inatlaşmak çok güzeldi. Onunla olan bütün anılarımız çok güzeldi. Ondan bir saniye bile uzak kalamayaşım çok güzeldi. Bana denizim dediği an bile çok güzeldi. Aslında güzel olan oydu, Emirdi.
Kalbimin tümüne sahip olan, oraya taht kuran beydi. Kalbimin anaharları elindeyken gidebilmek mümkün müydü? Beni kendine bu denli esir etmişken gidebilmek mümkün müydü?

Her bir dokunuşunda yanıp tutuşan bedenime engel olamıyordum. Onun bana tek bir bakışıyla bile eriyordum. Nefesimi dışarı verdiğim sırada parmak ucuna yükselip emir'in yanağından öptüm. Birde o topraksı kokusu yok muydu? İçim çiçek açmıştı adeta. Beni öyle güzel bir şekilde çekti ki kendine. Sıkı sıkı sarıldım ona. Bu an, bu büyü hiç bozulmasın istedim.
Emir'in dudakları bedenimi titretircesine boynumda gezindi. Nefesi boynuma değdiği sırada fısıldadı.

KUM TANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin