The Strongest Gene [2]

Bölüm 221: Fangirl

Yasak bölgede,

Kar taneleri, birbirine karışıyor gibiydi. Chen Feng elindeki haritaya baktı. Buraya geldiği zaman, başka hiçbir insan görememişti. Burası, Genetik Birlik tarafından keşfedilen en güvenli yerdi. Bu noktadan ileri giden herkes, bilinmeyen tehlikelerle karşılaşacaktı.

Nazik bir kadının sesi duyuldu: "Chen Feng?"

"Kim?!" Chen Feng hemen döndü. Karların arasından bir siluet çıktı. Beyaz etek giyen güzel bir genç bayandı. Gözleri parlıyordu.

"Qin Hai'yi aramaya mı geldin?" genç bayan heyecanla sordu. "Beni de yanında götürür müsün?"

Chen Feng gözlerini daralttı. "Kimsin sen?"

Buraya geleceğinden kimseye bahsetmemişti. Herkes bunu nasıl öğrenebilir? Bir kişi onu görüp internette yaysa bile, burada olmaması gerekiyordu!

Bu genç bayan…

Chen Feng onun üstündeki kar tanelerine baktı. Bir süre burada olmalıydı.

Genç bayan gülümseyerek, "Ben Qin Hai'nin hayranıyım. Bana Xiao Rou diyebilirsin." dedi.

Hayran?

Xiao Rou?

Chen Feng'in kalbi titredi.

"Hehehe. Ben, kız kardeş Xiao Yue'ye o çizimi yaptıran kişiyim. Başlangıçta, bu çizimin yayılmasıyla çok fazla yardım alabileceğimi düşünmüştüm. Beklenmedik bir şekilde, sözde tüm uzmanlar birer korkak." Xiao Ruo memnuniyetsiz bir şekilde konuştu.

Chen Feng: "…"

"Neyse ki, hala sen varsın," Xiao Rou heyecanla dedi. "Hmph. Sen gerçekten gerçek bir dostsun. Ancak, yalnız gitmek senin için çok tehlikeli. Seninle birlikte, Qin Hai'mi kurtarmak için gelmeme izin ver."

Chen Feng: "..."

Hayranlar günümüzde çok fanatik değil mi?

Xiao Rou denen bayanı incelemeye başladı. Son derece güzeldi. Açık teni ve eşsiz mizacı ile, zengin bir ailenin genç hanımı olduğu açıktı. O zaman... burada ne yapıyordu?

Xiao Rou gücünü sergiledi. "Ben zaten C-sınıfıyım."

Chen Feng: "…"

Birinin rütbesi önemli değildi, değil mi? Aksine, savaş farkındalığı burada hayati önem taşır. Bu Donmuş Deniz Tundra son derece eşsiz bir yerdi. Eğer bir kişi yeterli farkındalığa sahip değilse, A-sınıfı bir uzman bile kolayca ölebilirdi. Şanslı Aura, Chen Feng’in buraya gelmesi için cesaret veren tek şeydi.

Bir yabancı ona katılmış olsaydı...

"İmkansız," Chen Feng hemen onu reddetti.

"Sana yalvarıyorum," diye yalvarmaya başladı Xiao Rou.

Chen Feng gülümsedi. "Zaten C-sınıfındasın, yalnız gitmen daha iyi olmaz mı?"

Xiao Rou, "Bu farklı. Her zaman inzivada eğitim gördüm ve daha önce evimi hiç terk etmedim."

Chen Feng: " ... "

Bunu gerçekten yapamazdı!

Yani bu genç bayan, idolünü takip etmek için mi gelmişti?

"Hmph! Kabul etmeyeceğini biliyordum. Seni cimri. Kız kardeş Xiao Yue gerçekten doğruyu söylüyormuş." Xiao Rou iletişim aracını açmadan önce mızmızlandı. Ekranı açtı ve Chen Feng’in önünde bir sahne ortaya çıktı. "Bu nasıl?"

Bu...

İçgüdüsel olarak, Chen Feng o sahneye bir göz attı. Ardından, hemen kalbi zonkladı.

Ruh Deniz Odunu!

Başka bir Ruh Deniz Odunu görmüştü!

"Kız kardeş Xiao Yue, bana bu şeyi isteyebileceğini ama henüz bulamadığını söyledi. Bana başka çizimler de verdi. Mhm... Bu şeyi bulmana yardım edebilirim."

Xiao Rou'nun yüzünde bir gülümseme belirdi.

Xiao Yue mi?

Şu gizemli dahi mi?

Chen Feng’in ruh hali ciddileşti. Ancak, "bu şeyi henüz bulamıyorsun." derken neyi kast ediyordu?

Şanslı Aura İle ...

Shua!

İçgüdüsel olarak, Chen Feng Şanslı Aura'yı çalıştırmaya başladı.

Ruh Deniz Odununa kilitlen!

Shua!

Şans Aura’sından bir yanıt aldı: Etkisiz

İkisi de şans ile ilgili öğeler olduğu için, Chen Feng, Ruh Deniz Odunu'nun konumuna kilitlenemiyordu. Ya hedef Qin Hai olsaydı? Denemeye karar verdi.

Shua!

Etkisiz!

Buz gibi geri bildirim Chen Feng'i uyandırdı.

Ruh Deniz Odunu'nun gücü, özellikle de şans ile ilgili olunca çok güçlüydü. Chen Feng’in şans gücü, ona kilitlenmede başarısız oluyordu.

Dahası, etrafındaki alanı da bulamıyordu.

Chen Feng’in ruh hali ciddileşti. "O zaman, kendi başıma aramak zorundayım gibi görünüyor."

"Sana yardım edebilirim," dedi Xiao Rou gururla.

Chen Feng iç çekti. "Bunun için bir ihtiyaç var mı?"

Xiao Rou, 18 yaşında, C-sınıfı.

Bu, son derece korkunç bir şeydi. Bu kızın savaşmaya geldiğinde, son derece şaşırtıcı bir yeteneği olduğunu gösteriyordu. Onu destekleyen grup da son derece korkutucu olmalıydı.

Bu grup, en azından önceki Qin ailesi kadar güçlü olmalıydı.

Bu gruptan birisi, Qin Hai'nin hayranı mıydı?!

Verilere göre, gen üretimi, saf yetişimden daha zordu. Ancak, 18 yaşında C-sınıfı bir genetik savaşçı olmak... yeteneği üst düzey olmalıydı.

"Ne biliyorsun?" Xiao Rou gözlerini devirdi. "Hmph. Biz kızlar, her zaman rakipsiz bir kahramanın yedi renkli bulutun üzerinde görünmesini ve bizi kurtarmasını hayal ediyoruz. Ama sizler için de aynı değil mi? Hikayeni kız kardeş Xiao Yue'den duydum. Bayan Wang Yao ile bu şekilde karşılaştın, değil mi?"

Chen Feng: "…"

"Bu yüzden." Xiao Rou beklenti ile doluydu. "Sevgili küçük Hai'min tehlike ve umutsuzluk anında gördüğü ilk kişi olmak istiyorum! Onu kurtardığımda, efsanelere layık bir aşk hikayesine başlayacağız!" Xiao Ruo'nun gözleri, bunları söylerken parlıyordu.

Chen Feng: "..."

Önceki hayatında bir öğrenci iken, belirli bir kadın ünlüyü kurtarmayı hayal etmişti. Nihayetinde, aşırı şanssız olması nedeniyle, bunların hepsi sadece hayallerinde kaldı. Önündeki Xiao Ruo'ya gelince, aslında hayalini gerçeğe dönüştürmek istiyordu.

Ne kadar güçlü!

Chen Feng hayranlıkla doluydu.

Ancak...

Bu gizemli yasak bölgede, kendini Qin Hai'nin hayranı ilan eden bu genç bayan, gerçekten de onun hayranı mıydı? Ya da belki başka bir kimliği mi vardı?

Chen Feng her zaman ihtiyatlı davranıyordu.

"Pekala, kabul ediyorum." Chen Feng gülümsedi. "Ancak, tüm emirlerimi dinleyeceksin."

"Sorun değil," Xiao Rou en ufak bir endişe duymadan kabul etti.

"İyi." Chen Feng, yola çıkmadan önce, bir kez daha dikkat etmesi gereken şeyler hakkında ona ders vermeye başladı. Ancak, bu sefer, yanında "Qin Hai'nin fanatik ve beyinsiz fangirl" olarak bilinen tuhaf birisi de vardı...

Yakında, Donmuş Deniz Tundra bölgesine geldiler.

Düşen kar taneleri kayboldu. Önlerinde ortaya çıkan şey, sonsuz buzlardan oluşan geniş bir alandı. Buraya gelen kişinin geçmesi gereken ilk adım buydu: Donmuş Deniz!

Donmuş Deniz...

Chen Feng, araştırma sırasında elde ettiği bilgileri hatırladı.

Xiao Rou kayıtsızca, "Bu Donmuş Deniz’de güçlü bir çözücü güç var. Bu denizle temas eden her şey, insanlar da dahil olmak üzere derhal çözülür. Buharlaşan deniz suyu havaya süzülür ve havadaki yıldırım ile kaynaşır. Bu nedenle, denizin üstündeki gökyüzü bile son derece korkunç. Bir kişi, deniz seviyesinden çok yüksek giderse, yıldırımlar tarafından vurulup aşağı düşecek. Eğer denizin seviyesine çok yaklaşırsa, deniz tarafından çözülecek. Bu nedenle... Bu alanı geçmek için sadece bir yöntem mevcut. Alçak irtifada uçmak! "

Chen Feng şaşırdı. "Bunları biliyor muydun?"

"Ne saçmalıyorsun?" Xiao Rou, konuşmadan önce homurdandı. "Ben aptal değilim. Onu kurtardıktan sonra küçük Hai'mle evlenmeye karar verdiğime göre, nasıl burada ölebilirim?"

Chen Feng: "..."

Harika.

Xiao Rou bir şey söylemek üzereydi. "Aslında -"

Aniden, Chen Feng şaşırdı. "Şşş!"

"Başka birisi burada!"

Shua!

Xiao Rou'yu yanına getirdi ve bir yere saklanmak için hemen geri çekildi. Şu anda, donmuş denizin kıyısına ulaşan bir çok insan ortaya çıktı.

Başlangıçta, sakin olan yasak bölge, aniden kalabalık oldu.