102#🍁

2.2K 159 53
                                    


Ya ümitsizsiniz, ya da ümit sizsiniz. Ya çaresizsiniz, ya da çare sizsiniz

▪︎▪︎▪︎》》》▪︎▪︎▪︎》》》

Sıkışan göğsüme ne diyebilirdim ki oda benimle birlikte acı çekiyordu bir annenin en büyük acısı evlat acısıydı onu da şimdi ben canlı olarak yaşıyordum ağlıyordum daha çok akıtıyordum içimdeki zehri, ağlamalarımın bir sonu yoktu. Herkes perişandı bunu görebiliyordu ama onlar bir annenin içinde patlayan volkandan habersizdi her yeri yıkıp geçecek bir volkan......
Melis kollarını bir birine dolayıp Asel'e gözlerini her çevirdiğinde oda ağlıyordu.

"Hepsi benim suçum hepsi benim suçum"

"Şşşşt sakin ol Melis sen suçlu değilsin"

Melih kollarına aldığı karısını sakinleştirme çabası içindeydi Melis kızgınlıkla kocasının kollarından sıyrıldı. Hepsi onun suçuyken nasıl hiç birşey senin suçun değil diyebilirdi bu çok büyük bir yalandı.

"Ah hayır Melih, ben daha 4 yaşındaki bir kıza sahip çıkamamışken küçücük el kadar bebeğe nasıl sahip çıkabileceğim rabbimin bana neden bebek sahibi olmamı istemediğini şimdi daha iyi anlıyorum bir sürü doktora gittik hepsinin sonucu negatif çıktı olmuyor Melih ben sana bir bebek veremiyorum ben anne olmayı haketmiyorum.....Ben iyi bir anne olamam"

Melih gözlerinden düşen damlalara aldırış etmeden kollarıyla sardı sarmaladı. Kollarının arasında hıçkırarak ağlayan kadına kendisine bir çocuk veremediği için her gece acı çektiğini biliyordu. Bir bebekleri, aşklarının meyvesi olmasını Melih'te çok istiyordu ama olmuyorsa zorlayamazdı da karısına duyduğu bu yoğun aşk ikisine yeterde artardı.

"Bana kızımızı bul"

Eline gelen herşeyi öylece fırlatıyordum. Sinir krizi geçirdiğimi düşünen herkes bu tespitlerinde son derece haklıydılar

"Asel sakin ol kızımızı sana bulucam"

Yavaş yavaş kendimi beni tutmak için hazır bekleyen Bars'ın kollarına attım. Ağlamalarım yavaş yavaş kesilmişti bedenim yorgun bitkin düşmüştü. Göz kapaklarım açık olmaya dayanamıyor gibi ağırlaştı. Yorulmuştum bilincimi yitirmeden önce Bars'a söylediğim son şeyi hatırlıyorum "Yalvarırım onu bana getir"

Gözlerimi açamıyor oluşum etrafımda olan konuşmaları duyamadığım anlamına gelmiyordu. Bedenim havalandı Melis'in "O iyimi?" dediğini duydum. Bars'ın "Değil ama olacağını"
Melih'in "Beril Su kaçırılmış olmasın" diye tahmin yürütüşünü Bars'ın düşüncelere dalışını "Kim veya kim değil bunu konuşacağız abi, Asel bitkin ve harap düştü kızımızı bulacağım ona ne olursa olsun bir zarar gelmesine izin vermeyeceğim" deyişini Melis'in pişmanlığını dile getirişini "Özür dilerim Bars hepsi benim dikkatsizliğim yüzünden yaşandı" belkide milyonuncu kez deyişi, Bars'ın şimdilik bu konuyu kestirip atışını "Bu konu şimdilik konuşulmaktan kaldırılmıştır. Ben suçlu aramıyorum kızımı arıyorum Asel'i odasına bırakıp geliyorum sonra bütün bunları konuşacağız" deyişini duydum sesler kesildi. Bir tek adım sesleri kafasının yumuşak yastığa koyuluşu kapanan kapının sesi, ardından gelen büyük sonsuz bir sessizlik....

Saatler, saniyeler, dakikalar geçti belki ben uyurken hatta ve hatta koca bir asır geçmişti ama değişen birşey olmamıştı herşey bıraktığı gibi evin içinde hala bir hüzün vardı. Evin içinde koşuşturan kızının kahkahasını duyamıyordu artık bedeni hala yorgun ama en azından ayaklarının üstünde durabiliyordu buda iyi birşeydi.

Kulağına gelen melodiye karşı bile yabancılaşmıştı "Telefon, telefon çalıyor" diyerek aklımı toparlayıp mırıldandım. Çalıyordu çalmasına da nerede çalıyordu bir tek sesini duyabiliyordu. Aramaktan vazgeçti çalar çalar susar nasılsa diye düşünsede artık rahatsız olmaya başladım arayan kişinin pes etmeye niyetli olmadığı aşikardı.

Düşman sınıflar [3]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin