74#🍁

2.8K 202 92
                                    


Sahile doğru ilerlerken ellerimi cebime koyduğum an elime siyah toka çarptı Toka bana baktı ben tokaya "Daha senin kime ait olduğunu öğrenemeden bitti" diye mırıldandım tokayı tekrar cebime yerleştirdim.

Madem herşey bitmişti buraya kadar bende kendi hayatıma bakardım. Bir yerden başlamak zorundaydım elime aldığım telefonda Azra'nın kayıtlı olan numarasına tıkladım. Uzun bir çalış, uzun bir sessizlik, geçen dakikalar sonucunda nihayet açılmıştı.

"A..Asel senmisin?" Karşı taraftan heycanlı çıkan sesle burukça gülümsedim.

"Evet Azra benim"

"Çok şükür ulaşabildim sana nerelerdesin sen senin için ne kadar endişelendiğimin farkında değilsin"

"Abim" yutkundum onu merak ediyordum yinede affetmek sandığımdan daha zordu

"Abin" deyip sessizliğe büründü Azra, bu sessizlik canımı sıkmaya başlamıştı.

"Azra susma konuş abime ne oldu?"

"Abin birkaç gündür eve uğramıyor Asel, bilmiyorum belkide suçluluk duyuyor en az annen baban kadar oda suçluyor kendini,annen iki üç gün önce hastanedeydi şimdi taburcu edip eve getirdik dinleniyor" bunu biliyordum yinede onu görmeye gitmemiştim

"Asel zor biliyorum ama dönsen artık"

"Azra herşeyi yok sayıp hiç birşey yaşanmamış gibi davranıp o eve tekrar adım atmak istiyorum ama olmuyor anla beni"

"Nerdesin sen yanına geliyorum"

"Bundan ailemin haberi olmasın"

"Asel benimle pazarlık yapma nerdesin söyle"

"Aşıklar kafenin yakınlarındaki  sahilde"

"Bekle geliyorum"

"Bekliyorum" deyip telefonu sonlandırdım.

Sahilde yürüyen gençleri seyretmeye koyuldum herkes kendini bir şekilde bu dünyadan soyutlamıştı. Bazıları aşık olduğu kızın gözlerine dalmıştı, bazıları kafalarını o telefonlarının içine gömmüştü. Bazıları da öylece benim gibi boş gözlerle sahili izliyordu aynı zamanda o kafasında bin türlü düşünce geçiyordur tıpkı benimkisi gibi

Telefonum düşüncelerimi yıkıp kendisine odak noktası yapmıştı. Azra olduğunu düşünerek çalan telefonu yanıtladım

"Efendim"

"Asel"

"Erkan senmisin?"

"Evet biraz konuşmak istiyorum ama telefonda olmaz"

Azra'ya burdan ayrılmayacağıma dair söz vermiştim. Madem onunda benimle konuşacakları vardı konuşurdu o zaman

"Aşıklar kafenin yakınlarındaki sahildeyim oraya gel"

"Ayrılma bir yere" diyerek telefonu suratıma kapattı.

"Asel"

Mavi soluk bir tşört üstüne geçirmiş aceleden seçilmiş kırmızı bir pantolonla konbinlemişti. Yanıma gelirken ne kadar acele davrandığı yüzünden anlaşıyordu yorgun olduğunu gösteren göz altları birkaç gündür uykusuzluk çektiğinin kanıtıydı. İç sesim 'hepsi senin suçun' der gibi bağırıyordu bas bas, hak verdim arkadaşım benim yüzümden bu haldeydi benim düşüncesizliğim ötüründen, koşarak yanıma gelip sarıldı bana karşılık verdim.

Özlemiştim ben bu kızı "Otur şuraya ve soracaklarıma eksiksiz cevaplar istiyorum anlaşıldı mı?" Diye ciddi tavrından taviz vermedi. Bende sesimi çıkarmadım zaten "Anlaşıldı Azra ama bir misafirimiz daha var"

Düşman sınıflar [3]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin