36.bölüm

28.4K 1.7K 578
                                    

Multi: Çınar Barbaros

Oy ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum bebeklerim)))

Sanırım bu kez duvara fena şekilde toslamıştım. Maçı buradan da çevirebilirsem sırtım asla yere gelmezdi. Aklımda söyleyeceğim yalanları sıralarken hiçbirinin bu durumu açıklayacak kadar güçlü olmadığını fark ettim. 

Abim ikimize ateş saçan gözler ile bakarken Hilal olası saldırıya karşı abimin koluna sıkıca sarılmıştı. Aferin yengeciğim bırakma sakın abimi. Sonuçta yüzük takarken birbirinize bağlılığınızı göstermiştiniz değil mi? 

"Nehir, bu ne demek? Ne kaçmasından bahsediyor bu kadın?" diye bağırdı abim. 

Şey abi, ben bir süre önce bir haltlar yemiştim de. Şimdi onlar karşıma çıkıp kendilerinin burada olduklarını gösteriyordular.

"Abi" diye mırıldandım. Başımı çevirip Matthias'a baktığımda benim aksime gayet sakin olduğunu gördüm. Sanki düştüğümüz durum onun lehineydi. Yok böyle bir rahatlık.

Ayten abla elindeki oklavayı öne uzatarak abimle aramızda durmuştu. Birden önümüze bir karaltı geçtiğinde bunun tezgahın arkasındaki adam olduğunu anladım. "Anne, yine mi ya?" diye mırıldandı bıkkınlıkla. Gelip kadının elindeki oklavayı aldı. 

"Bırak Mehmet" diye söylendi Ayten abla "bu çocukları ayırmasını izin vermeyeceğim."

Mehmet gözlerini devirip "anne ben Ahmet'im" dedi. Pardon Ahmet'miş. 

Mehmet kılıklı Ahmet içeri doğru "Aysun, annemle ilgilenir misin?" diye seslendi. Bunun üzerine içeriden genç bir kadın çıktı. Kumral saçlarını örüp omzunun üzerinde toplamıştı. Hafif çekik gözlerini kısıp Ayten ablaya baktı. Yapma kız öyle, gözlerin iyice kayboluyor.

"Ne oldu?" diye sordu Aysun, Ayten ablanın koluna girerken. "Yine müşterilere kaçak muamelesi yapıyor" dedi Mehmet'ten hallice Ahmet. "Hayır! Ben gerçeği söylüyorum" diye bağırdı Ayten abla. Aysun "evet anne, haklısın sen. Hadi bana içeride yardım et" diyerek Ayten ablayı çekiştirerek çıktığı odaya götürdü.

Onlar gittikten sonra adam bize dönüp "annemin kusuruna bakmayın" dedi "biraz sorunları var da" diye eklerken işaret parmağını şakağına götürüp döndürdü. "Bazen böyle alakasız şeyler söyleyebiliyor. Geçen sefer babası ile gelen bir kıza bu adam senin baban değil diyerek ağlatmıştı." Oha Ayten abla ne ettin? Bu kadar Türk dizilerini izleme ya sen. Tek seferde kaç sezonluk dizi senaryosu yazıyorsun.

Ben önceki hayatımda kedi miydim acaba. Yine dört ayağımın üstüne düştüm de.

"Sorun...değil" dedim heyecanımı zar zor bastırarak. Bakışlarımı ilk Matthias'a çevirdiğimde bıkkınlıkla gözlerini devirdiğini gördüm. Ya bir dursana sarışın ya, ne meraklısın abimin her şeyi öğrenmesine. Herhalde onun da Çınar kadar anlayışlı olacağını sanıyordu. Evet anlayışlı olurdu, anca rüyanda tabi.

Abime baktığımda ise eskisi kadar sinirli olmasa da şüpheci bakışları üzerimizdeydi. Tüm dişlerimi gösterecek şekilde gülümsedim ona. Benim gibi yapmak yerine gözlerini devirdi. Ölürsün sanki iki gülümsesen. Sen anca git el alemin kızlarına gül. 

Var ya bir gün içimden geçenlerin hepsini çatır çatır abimin yüzüne söyleyecektim.

Tabii ölmeden hemen önce.

"Peki siz ikiniz ne arıyorsunuz burada?" diye sordu abim. Matthias'ın cevap vermesini beklemeden öne atılıp "kapıda karşılaştık" dedim.

Tamam abim eninde sonunda gerçekleri öğrenecekti ama o günün bu gün olmasına hiç gerek yoktu. Kendimi hazır hissettiğimde çıkıp karşısına anlatırdım. Bu anlatma işini ise kesinlikle Matthias'a bırakmayacaktım. Malum kendisinde benim dışımda herkese karşı kullandığı sinir bozucu bir umursamazlık var da.

Mahallemizin Gavuru/ TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin