Multi: Caner Çimen
Bu bölüm şimdiye kadarki en uzun bölüm. Bu yüzden alayım bir öpücüğünüzü😌
Sulu sulu öpen hanginizdi?
Oy ve bol yorumlarınızı bekliyorum cancağızlarım :))
Matthias'dan
Korna sesi ile başımı yan tarafıma çevirdiğimde Caner’i gördüm. Muhtemelen o da bizi görmüştü. Yüzündeki bu sinir yüklü ifade bile her şeyi açıkça ortaya koyuyordu. Ellerimin arasından hızla kayıp giden ellerin sahibine baktım. Nehir korkuyla abisine bakıyordu. Caner yüzünden elimi bırakmıştı. Harika!
Yaslandığım arabadan ayrılıp doğruldum. Bu sırada Caner de arabasından inmişti. Kaşları çatılmış, çenesi sinirden kasılmıştı. O bize böyle baktıkça Nehir daha çok korkuyordu. Onu alıp arkama saklayamazdım değil mi? Caner umurumda değildi, fakat Nehir’in de bunu istemeyeceğini biliyordum. Bu yüzden hiçbir şey yapmadan Caner’in bize yaklaşmasını bekledim.
Adımlarını yere vura vura gelip tam önümüzde durdu. Bakışları bir benim bir Nehir’in üzerinde dolanırken bir şey söylemesini bekliyordum. Söyleyeceğini hemen söyleseydi de Nehir’i eve bıraksaydım.
"Abi" diye kısık sesle seslendi Nehir. Dudaklarını ısırıp abisini izliyordu. Yumruk yaptığı ellerinden heyecanını bastırmaya çalıştığını anlamıştı. Ellerini öyle sıkıyordu ki muhtemelen uzun tırnakları çoktan avuç içlerini delmişti. Tam yapmaması konusunda onu uyaracaktım ki Caner benden önce davrandı.
"Nehir, eve git" dedi dişleri arasından.
Nehir onun bu tepkisini beklememiş olmalı ki şaşkınlıkla bir bana bir de abisine baktı. "Abi ben."
"Eve git dedim sana!" diye birden gürlediğinde Nehir korkuyla yerinden sıçramıştı. Kaşlarım çatılırken "bağırma ona" dedim sinirle.
Caner gözlerini kapatıp ciğerlerine derin bir nefes çekti. Nehir bana uyaran bakışlar atarken omuz silktim. Abisi olması umurumda değildi. Kimse benim sevdiğime böyle bağıramazdı.
Nehir’in irileşmiş mavi gözlerine baktım. Ne güzel gözleri vardı öyle. Her bakışında beni kendine daha çok hayran bırakan...
"Hadi git sen" başımı yana yatırıp sakince dedim. Emin olmak ister gibi yüzüme baktığında gözlerimi kapatıp açtım. Yutkunup başını salladı ve ufak adımlar ile geri gitmeye başladı. "Doğru yürü" dedim ayağını gösterip "takılıp düşeceksin". Uyarım üzerine önüne dönüp yürümeye başladı.
Arkasından bakmama engel olan şey yakamdan tutulup çekiştirilmem olmuştu. Caner’in yakama yapışmış ellerine bakıp gözlerimi devirdim. Evet, başlıyorduk.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun lan!?"
Yakamdan tuttuğu gibi beni silkelerken birbirine kenetlenmiş dişleri yüzünden çenesi seğiriyordu. Boynundaki damarlar belirginleşmişti. Hesap soran tavrı hiç hoşuma gitmese de, Nehir yerine bana takmasına sevinmiştim.
Geri çekilip yakamı sertçe onun elinden kurtardım "seviyorum" dedim.
"Ne demek seviyorum oğlum?"
Yanaklarımı hava ile şişirip nefesimi sesli bir şekilde dışarı verdim. Nehir etrafındakilere geri zekâlı derken çok haklıymış. Açıkça söylememe rağmen neden anlamazlıktan geldikleri hakkında hiçbir fikrim yoktu. Sanırım bunlar da böyle seviyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahallemizin Gavuru/ TAMAMLANDI
HumorBen Eskişehir'in Odunpazarı ilçesindeki Leylak mahallesinin asi kızı, ailesinin ikinci göz ağrısı, babasının prensesi, anasının kuzusu, abisinin herkesten sakındığı kişiyim. Ben parlak mavilerinden ışık asla eksik olmayan, her lafa bir cevap bulan...