0.0 Disfruto

1.7K 96 88
                                    

29.05
02.21
lost_translator


Kapkaranlık gecede korkulukları bile olmayan çatının kıyısında süzülüyordum. Bir elimde az önce bir marketten çaldığımız şarap şişesi vardı, diğerini havaya kaldırmıştım. Rüzgarı hissediyordu parmak uçlarım. Rüzgarı hissediyordu çıplak kollarım. Rüzgarı hissediyordu bedenim. Rüzgarı hissediyordu ruhum.

Bedenim soğuktan tir tir titrerken göğsümde yanan harlı ateşi söndüremiyordum. Bir adım ilerim boşlukken, bir adım gerimde o vardı. Çatı tutunabileceğim bir korkuluğa sahip değildi belki ama ben ona sahiptim.

En karanlık gecelerde bile tutunabileceğim biri vardı.

Her şeyden bunalıp uçurumdan atlamak istediğimde beni kucaklayacak biri vardı.

Gökyüzüne dokunmak istediğimde beni omuzlarına oturtacak biri vardı.

Ağlamak istediğimde beni kolları arasında saklayacak biri vardı.

Yorulduğumda göğsünde dinlenebileceğim biri vardı.

Kısacık saçlarım kulaklarımın arkasından çıkıp rüzgarda dağılırken hâlâ çatıdaki yüksek duvarın üzerindeydim. Bir adım arkamda duruyordu. Gece kadar güzeldi gözleri. Gece kadar güzeldi gülüşü. Bir adım arkamda o vardı. Bir adım önümde ise gökyüzü. Elimi gökyüzüne uzattım. Sanki bir adım daha atsam avuçlarım arasında olacaktı ama orada değildi işte. Bir adım daha atarsam bulduğum tek şey boşluk olacaktı. Biliyordum.

"Gökyüzüne dokunmak istiyorum. Beni durduracak mısın?" Omzumun üzerinden ona dönüp baktım. Kısık gözleri kuru rüzgardan ve soğuktan dolayı yaşarmış daha da kısılmıştı. Bir adım gerimde durmuş, öylece gözlerime bakıyordu.

"Eğer yetişmeni sağlayacaksa seni omuzlarıma oturturum." Ufak bir tebessümle önüme dönüp başımı gökyüzüne kaldırdım ve gözlerimi kapattım. Gördüğüm son şey güzel gözleriydi.

"Seni sevmek istiyorum. Ama nasıl yapacağımı bilmiyorum."

Kelimeler ağır geldi dudaklarıma. Onlarca jilet boğazıma saplanmış gibi hissettim. Derin bir nefes aldığını duydum.

"Bu herşeyin sonu olabilir. Neden yalnızca ikimizin bildiği bir yere gitmiyoruz?"



Ben kayıp bir kız çocuğuyum, kendini bulmak için eşelediği toprağın avuçlarını kanattığı. Ben küçük, kayıp bir kız çocuğuyum. Onca korkusuna rağmen hâlâ bazı şeylere cesaret edebilecek kadar aptal olan. En büyük cesareti ise en az kendisi kadar kayıp olduğunu bildiği bir oğlana mürekkebiyle can vermek olan.

Burası benim için çok değerli. Sizler benim için çok değerlisiniz. Şuan yazdığım her satır benim için paha biçilemez.

Beni burada destekleyecek ya da desteklemeyecek herkese teşekkürler. Umarım keyif alabilirsiniz!

lost_translator

Disfruto | Liu YangyangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin