Yazardan...
İntikam duygusu içinize işledi mi kurtuluşunuz çok düşük orandaydı. Nacize Hanım tüm günahı yüklenmek istemiyor kendine ortak suçluyu arıyordu. Tek suçlunun o olduğunu kabul etmiyordu.
Bir kere yapan bir daha yapardı. O bunu görmezden gelerek kızını ateşe atmıştı geriye ölü bir beden bırakmıştı ve mahvolmuş üç hayat.Zümrüt, yengesi Nacize'nin annesini araması sonucunda büyük bir azar yemişti. Kalbi sıkışıyordu herkes yoluna engeldi sanki.
Berva, Zümrüt'ü defalarca aramış ulaşamamıştı. Daha fazla dayanamamış Selim'le beraber Zümrüt'ün yanına gelmişlerdi. Hamile olan eşini yalnız bırakmak istemiyordu Selim.
Yalçın Selim'le kapıda Zümrüt'ü bekliyorken Berva onu inmeye ikna etmeye çalışıyordu.
"Bak Nacize hanım önünüzde duracak! Annen duracak! Baban duracak! O bu şu! Sen bu adamı seviyorsan kimseyi görmeyeceksin. İn ve güzelce konuşun."
"Berva... Annemin neler dediğini duysaydın... O kadar utandım ki."
Berva derin bir nefes aldı. Zaten ürkekti herkes üstüne geldikçe güçten iyice düşüyordu Zümrüt.
"Ne dedi?" diye sordu.
"Ben namussuz mu olacakmışım başına... Köşelerde buluşarak eli kanlı adamla adımı çıkaracakmışım öyle dedi. O merhametlidir o bilerek kimseyi öldürmez ki Berva."
Baskılarla büyüyen çocuk ruhlu bir kadın vardı karşısında.
"İneceksin! Herkese inat. Laflarını yedireceğiz onlara in ve konuşun lütfen."
Zümrüt'ün kararsız bakışlarında istek görünce kolundan tuttuğu gibi kaldırıp peşinden sürükledi. Zümrüt'te itiraz etmedi.
Kapı açılınca arabaya yaslanan iki adam duruşunu düzeltti. Selim gergin karısını görünce endişelendi. Streslenmesi ikisi içinde iyi değildi.Yalçın tam Zümrüt'e doğru yürüyecekken ileriden ışık hızıyla koşan Tülin sevinçle bağırıp Yalçın'ın boynuna sarılarak yanaklarını iki kere üst üste öptü.
Teyzesinin oğlunu hapisten çıktıktan sonra ilk defa gördüğü için böyle bir tepki vermişti Tülin."Kuzen! Özlemişim be. Naber?"
Yalçın neye uğradığına şaşırmış bir şekilde yarım yamalak güldü. Zümrüt sinirle ikisini izlerken kıskançlıktan kafayı yemek üzereydi.
"İyi Tülin senden?"
"Öyle yaşayıp gidiyoruz... Neyse ben eve geç kaldım gideyim. Selim sana da sarılırdım ama hiç yanındaki hamile cadıyla uğraşamam." dedi takılarak.
Berva samimiyetsizce gülüp sinsice bakışlarını ona dikti. "Yalçın abinin de bir cadısı var... Keşke sarılmadan sorsaydın." dedi sahte bir gülümseme ile.
Bu kızın ani hareketlerini sevmiyordu özellikle patavatsızlıklarını. Onun da Selim'in yokluğunda söylediklerini elbette unutmamıştı. Arkasından atıp tutan kimseyi unutmayacaktı.
Tülin şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. "Kimmiş o şanslı kız?"
Berva kaşıyla yanındaki sinirli kadını gösterdi. "Zümrüt."
Şokla kalakaldı Tülin. "Ne? Saf, sessiz Zümrüt mü? Sende az değilmişsin ha e ne demişler sessizlerden korkacaksın sende az oynak değilmişsin!"
Yalçın kaşlarını çatarak kuzenine baktı. "Bende ona tutuldum. Ve gördüğün gibi kapısına kadar dayandım. Diline hakim ol ben kimseye benzemem. Sevdiğim kadın hakkında haddini bilerek konuşacaksın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERVA
Tiểu Thuyết ChungÜç yıllık evliydi ancak kocası evlendiği günden beri istanbuldaydı. Kayınvalidesinin yanında konakta gelindi. ama kocasını üç yıldır görmeyen bir gelin! 2019'da yazılmaya başlanmıştır. ©tüm hakları saklıdır