bölüm 12

15.5K 562 125
                                    

Yazardan...

Selim duyduklarıyla telefonunu çıkardı. Doğruluğunu teyit etmek istiyordu bunun gerçek olması için her şeyi yapardı. Abisinin isminin üstüne basıp aradı.

"Abi?"

Selim'in sesini duyan Yalçın güldü.

"Aslan parçası."

Selim duyduğu sesle gülümsedi sanki bir rüyadaydı abisini çok özlemişti. Gerçek bir abi gibiydi onların başında, babaları öldükten sonra tüm yük ona kalmıştı. Gencecik yaşında sorumlu ve sert bir adamın davranışlarını kendine huy edinmişti. Yalçın 31 yaşında olsa da çoğu zaman 50 yaşındaki bir adam gibi olgundu.

"Abim!"

"Kardeşim!"

"Çok özledim! Neredesin? Gelip alayım seni?"

Yalçın hüzünle kalakaldı, o da çok özlemişti kardeşini.

"Ben yarın orada olacağım kardeşim merak etme. Şimdi kapatmam gerek."

"Tamamdır abi."

Telefonu kapattıktan sonra Nacize hanım sevinçle çalışanlara emir verdi. O çoktan öğrenmişti oğlunun geleceğini.

"Bütün akrabaları çağırdım! Uzun bir sofra kurun. Hepsi bu gece misafirimiz odaları da hazırlayın! Oğlum gelecek oğlum!"

Sevinçle kurduğu cümlelerden sonra bir bir akrabaları davet etmek için aradı hepsini.

Berva ise şaşkınlıkla olup biteni izliyordu. Bu adam hapisten nasıl çıkmıştı? Neler olmuştu?

_________________

Berva'dan....

Sofrayı hazırlamaya devam ederken ev insan dolmuştu, çalışanlar yetişemediği için yardım ediyordum. Mutfağa Selim'in amca kızı Zümrüt girdi. Zümrüt iyi huylu, naif, saf ve güzel bir kızdı bana karşı hep ılımlı olmuş ve çoğu zaman savunmuştu. Bu yüzden onu gerçekten seviyordum.

"Berva, yardım edebileceğim bir şey var mı?"

"Yok canım sen geç otur."

Tam gidecekti ki duraksadı.

"Berva... O ne zaman gelir?" kimden söz ediyordu?

"Kim?"

"Yalçın..." duraksadı, utandı hatta ve devamını getirdi. "Yani Yalçın abi."

"Yarın erkenden gelecekmiş. Siz zaten burada kalacaksınız değil mi?"

Başını salladı evet anlamında ve uzaklaşıp gitti.

Çalan telefonumla işime ara verdim ıslak ellerimi kuruladım ve telefonu açtım kim olduğuna bakmadan.

"Alo?"

"Alo kızım."

Annemin sesini duyar duymaz duraksadım! Hangi yüzle aramıştı?

"Berva baban evine gelmene izin verdi. Ama gözüme gözükmesin dedi. Hadi toparlan geleceğim seni almaya."

Annemin sözleri beni sinirden güldürdü.

"Ne diyorsun sen ya?"

"Gel diyorum ama odandan çıkmayacaksın."

"Odamdan çıkmayacağım öyle mi? Oraya ölürüm de gelmem! Ben kocamla mutluyum. Babama söyle eğeceği başı göğe ersin! Ve ona şunu da de benim öyle bir babam yok! Beni bir daha aramayın."

Telefonu kapattığım gibi sinirle yukarı çıktım. Selim misafirlerle ilgilendiği için onu saatlerdir görmemiştim... İçim huzursuz oldu. Özlemiştim, ihtiyacım vardı ona.

Tam odama geçecekken Yalçın abi'nin odasının kapısının açık olduğunu gördüm. Muhtemelen çalışanlar temizlerken kapatmayı unutmuştu. Kapıya uzanıp kapatacaktım ki elinde bir gömleği koklayan Zümrüt'ü gördüm ve elim havada kaldı. O ne yapıyordu?

"Zümrüt?"

Dediğim an gömlek elinden düştü.

"Berva...B-ben." sustu.

"O Yalçın abinin mi?"

Dedim gömleği işaret ederek. Başını salladı sessizce.

Bundan ne anlamalıydım?

"Niye kokluyordun?" saf değilim ama direk yüzüne vurup utandırmak istemiyorum.

"Özledim diye."

Bakışlarını yerden kaldırmıyordu. Kapıyı kapatıp karşısına oturdum.

"Sen ondan hoşl.." sözümü kesti.

"Hayır ben ona aşığım." dedi gözünden bir damla yaş düştü.

"Ağlama lütfen."

"Çok utanıyorum Berva."

"Neden utanıyorsun Zümrüt? Elinde olan bir şey değil ki."

Hıçkıra hıçkıra ağladı. "Ben onun yüzüne nasıl bakacağım?"

"Bakarsın. Neden bakamayasın ki?"

Yavaş yavaş gözlerini bana çevirdi, gözleri hemen kızarmıştı ve yüzü de çünkü teni bembeyazdı hemen aldığı ilk zedelenme de kızarıyordu.

"O gitmeden önce ben ona söyledim hislerimi. Ve bana dedi ki aklını başına al. Ben sana o gözle bakmam! Gençsin toyluğuna veriyorum bu sözlerini dedi."

Daha çok ağladı. "Söyle şimdi nasıl bakarım onun yüzüne? Annem zorla getirdi beni buraya gelmezdim yoksa. Yalan yok ama özledim çok özledim.."

Derin bir nefes verdim üzüldüm bu haline. Benden 1 yaş büyüktü 24 yaşındaydı Zümrüt. Yani Yalçın abiyle aralarında 7 yaş vardı bu bence bir engel değildi çok seviyor gibi görünüyordu sonuçta.

"Tamam ağlama... Buluruz bir çözüm. Benim odamda durursun o geldiğinde karşılaşmazsın olur mu?"

Gözyaşları durmuştu yüzü asıktı.

"Olur. Çok sağol."

Gülümseyip ayağa kalktım ki kapı birden açıldı, içeriye giren adamı görünce şaşkınlıkla kalakaldım. Yalçın abi kaşlarını çatmış buraya bakıyorken Zümrüt endişeyle koluma tutunmuş gözlerini sıkıca kapatmıştı.

Bu adam hani yarın gelecekti?

..........

UMARIM BEĞENDİNİZ❤
Oy=150
Yorum=80

Kitabı kaldırmıyorum bir iki hafta ara vereceğim sadece güllerim.

Duyurular için StitchMarks profilimi takip edebilirsiniz.

Şimdiden Ramazan Bayramınız Mübarek olsun.❤

BERVAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin