Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Kıymetini bilmeyenin kalbini okşamayacaksın. Sevgi vermemişse sende sevgini mahrum edeceksin. Bu dünyanın acımasızlığıyla böyle baş edeceksin." .........
Berva'dan...
Saatlerdir kapının ardında direnen Selim'in sitemlerini duymaktan daha keyifli bir şey yoktu şuan.
"Kapıda mı tutacaksın beni böyle? Kapında sürüneyim mi istiyorsun?"
"Sürün..."
"Sürünürüm. Senin varlığının o kapının ardında olduğunu bilmek bile sürgünüme bir ödül."
"Neden gelmedin!"
"Kapıyı aç. Konuşalım."
"Yok biz tripliyiz sana öyle kolay affedemeyiz."
Derin bir nefes verdiğini duydum. Kapıyı kırabilecek noktaya gelmiş olabilirdi bana göre iyi dayanmıştı o kapının diğer tarafında ben olsaydım çoktan sinirden kafayı yemiştim. Bana nazaran çok fazla sabırlıydı.
"Şöyle yapalım mı Berva'm kapıyı aç ama tribinize devam edin?"
Mantıklı bir seçenekti aslında bende sıkılmıştım zaten bu odadan.
"Bebeğimle ortak bir karar alıp sana dönüş yapacağız bekle."
Biraz daha bekleyebilirdi hemen yelkenleri suya indirmek olmazdı.
Yaklaşık 3 dakika sonra sesi tekrar duyuldu.
"Naptınız patron?"
Kapıdaki kilidi yavaşça çevirip kapıyı açınca hemen yerden kalkıp karşımda dikildi.
"Şu güzel yüzü kapılar ardına saklamak... Az merhamet be gülüm."
Saçımı savurarak gözlerimi devirdim. İltifatı hoşuma gidip beni havalara uçursa da bozuntuya vermedim.
"O yüzden mi bu yüzü görmeye gelmeye zahmet bile etmedin ha? Neyse neyse sus. Biz senin sesini duymak istemiyoruz."
Bal gibi de istiyoruz.
"İstiyorsun..."
"İstemiyorum..."
"İstiyorsun..."
"İstemek zorunda mıyım? İstemiyorum işte."
"Sana konuşmayacağız da elin kızlarına mı konuşacağız gülüm?"
Kaşlarımı kaldırıp yüzüne olabildiğince uzun uzun baktım.
"Selim bak benim damarıma basma. Biliyorsun ki hamilelik zaten başlı başına beni zorluyor hele bir daha başka bir kız kelimesini konunun içine kat bak bakalım doğuma kadar gün yüzü görüyor musun!"
