bölüm 2

33.4K 905 124
                                    

Berva'dan...

Ben artık yoruldum. Ben bana yapılan bu haksızlıklardan bıktım usandım.
Tam 5 gündür yüzüme bile bakmıyordu Selim. Sanki ben onu bırakıp gitmişim gibi. Sorun bu değil sorun onun kendini suçsuz görmesi.
Bugün de uyanıp kahvaltımı etmiş dışarı çıkmak için hazırlanıyordum. Tam o sırada Selim karşımda durdu.

"Nereye?"

Ona trip atmayacaktım bu onu önemsediğimi gösterirdi.

"Çarşıya."

"Ben bırakırım seni."

Der demez kaşlarımı kaldırdım.

"Hayır yürüyerek gitmek istiyorum!"

Güldü alayla.

"Bizde yürüyerek gideriz o zaman!"

Onu engelleyemezdim o yüzden gereksiz kaprislere başvurmayacağım. Gelmek istiyorsa gelsin belki bu bahaneyle konuşmamız gereken konuları da konuşuruz.

Sokağa çıktığımızda yan yana yürüyorduk. Tam ağzımı açıp konuyu açacaktım ki yanımızdan geçen kız Selim'e göz kırptı gülerek ardından Selim ona garip bir şekilde bakınca konuştum.

"Bakışlarını kes."

Aptal şey. Ne zannediyor? Başka bir kadına bakmasına izin vermeyeceğim. Madem ben huzursuzum o da olacak.

"Kesmiyorum."

Öyle mi?

"Şu ilerdeki çok yakışıklı değil mi sence de?"

Kolumu tutup geldiğimiz yoldan geri çevirdi bizi.

"Belasın kadın! Bela!"

Kolumu kurtardım ondan ve yüzüne baktım.

"Karın yanındayken elin kızıyla flörtleşmek mi?"

Sinirlendi ve çenemi tutup gözlerini gözlerime dikti.

"Doğru konuş! O kızla flörtleşmedim."

Evet gülmemiş tepki vermemişti bende onun davranışlarını ölçmek için bunu söylemiştim zaten.

Ne saçmalıyordum ki kendimi kandırıyordum bana bir açıklama yapmaması 5 gün yüzüme bakmaması benim sinirimi tetiklemiş bu sözcükler çıkmıştı ağzımdan.

"Flörtleştin işte!" gözlerim dolmuş yüzümü kapatmıştım.

Delicesine ağlamak istiyor ona hesap sormak istiyordum ama ben o kadar cesur değilim.

"Ellerini çek yüzünden."

Başımı iki yana salladım hayır çekmeyecektim. Beni bu şekilde görmesi yine ve yine onu umursadığımı gösterirdi.

Elleri bileklerime geldi ve yavaş yavaş çekti yüzümden ellerimi.
Eminim şuan gözlerim kıpkırmızı bir halde.

Bakışlarımı kaçırdım ona bakmaya hazır değilim ben.

"Sen ağlıyor musun?"

Ne yapıyor gibi görünüyorum? Elbette ağlıyorum çünkü bende insanım ve bazı şeyleri artık kaldıramıyorum.
Bu sefer bakışlarımı gözlerine diktim.

"Gözüme bir şey kaçtı klişesini geçecek kadar büyüdük."

Kaşları havaya kalktı ve suratı asıldı.

"Hep bu kadar açık sözlü müsündür?"

Beni tanımıyor! Beni resmen tanımıyor! Bu kadar belli etmesi canımı sıksada konuştum.

"Her zaman gerçekleri söylerim hepsi bu."

"Sevdim bu huyunu." dedi alayla.

İhanetin en âlâsına kocam tarafından uğramıştım. Belki de beni sevmeyen istemeyen bir adamı üç yıl beklemiştim.

Sahi beni sevmiyor muydu?

Ben onun sevgisine muhtaç değilim yine ne saçmalıyorum!

Tekrar eve döndüğümüzde ikimizde birbirimize bakmadan yukarı gidecekken Selim'in annesi karşımızda durdu.

"Ne bu halleriniz? Aynı evin içinde konuşmamakta ne oluyor!"

Bunu bana değil oğluna söylesin ki biz 3 yıl konuşmadık 5 gün bize koymaz.

"Gelinin yüzüme bakmıyor sürekli bir trip bir kapris küçük çocuklar gibi ben kendime eş istemiştim anne küçük bir çocuk değil!"

Bakışlarım hızlıca ona döndü. O da bana baktı. Yine beni suçluyordu.

"Gelin hanım doğru mu?"

"Evet doğru. Ben olgun değilim ve sürekli küçük çocuklar gibi trip atıyorum. Oldu mu! İçiniz rahatladı mı! Şimdi rahat bırakın beni!"

Gerçekten o kadar yorgunum ki onlarla konuşmak bile istemiyorum.

"Yapma şunu kadın! Yine kaçma sorunlardan!"

Ben mi kaçıyordum? Doğru ya ben onların gözünde asla masum değildim.

Bir insan daha ne kadar acı çekmeyi göze alabilirdi? Ben alıyordum.

"Yok kaçmıyorum. Hadi istediğini söyle söz veriyorum kıpırdamadan dinleyeceğim. Saydırmaya başla ve yine beni suçla hadi!"

Bana doğru bir adım atıp beni göğsüne çekti ve sarıldı. Bana kendimi aptal gibi hissettiriyordu. Geriye çekilmeye çalıştım izin vermedi. Gözyaşlarım tişörtüne düşerken konuştu.

"Ağla ama durmadan ağla sonra kendine gel ve sözcüklerini toparla."

Umarım beğendiniz❤

BERVAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin