Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Yüzüme bakarken bal rengi gözlerin ışıldıyor ama neden dilinden zehir akıyor? Hangisi gerçek bilmiyorum ama zehrin beni öldürmeye yeter. Bakışların, dilinden dökülenin etkisini azaltamıyor. Korkak."
.......
1 hafta sonra Berva'dan...
Üç gün önce kolumu incittiğim için olabildiğince hareket ettirmemeye çalışıyordum. Gerçekten durmadan bir şeyler yaptığım içindi rahat durmayı başarabilsem iyi olurdu.
Bu akşam Selim'in iş arkadaşları bize davetliydi. Tüm hazırlığı tek başıma yapmakta oldukça zorlanacaktım. O yüzden Yalçın abi'nin günlerdir konağa gelmemesine güvenerek Zümrüt'ü aramıştım yardım için. O da onun günlerdir gelmediğini söylediğimde reddedememişti. İnsanlara hayır demekte zorlanıyordu kalbinin temizliğindendi ama böyle olmazdı en başta Yalçın abi'ye hayır demeyi öğrenmeliydi.
Kırılmasını istemiyordum.
Şuan mutfaktaki tüm yemekleri halletmiş tezgahtaki artık bulaşıkları hallediyorduk.
"Kim için bu keder Zümrüt? Yaşadığınız o kısacık masum anlara bile saygısızlık eden bir adam için mi?"
Geldiğinden beri durgundu, yüzü gülmüyordu. En azından konuşup rahatlamasını istedim.
"Suç onun değil benim. O beni hiçbir zaman kaybetme korkusu yaşamadı yaşamayacaktı çünkü asla ondan vazgeçemiyordum. Ona bunu hissettirdim. O yüzden beni kırmaktan çekinmedi."
Haklıydı. İnsanoğlu gerçek ve saf sevgiye gelemiyordu.
"Ne dersem diyeyim faydasız. Ama sen gerçekten çok güçlüsün Zümrüt. Kim bu acıyla baş edebilir ki böyle durgunca? Sen her şeye rağmen kalkıp gelip bana yardım ediyorsun. Hiç kimsenin acısı güzel kalbini kirletemiyor."
En çok iyi niyetinden kaybediyordu. Ama iyi insanlar tüm cezayı bu dünyada çekerdi çünkü öbür dünyada, sonsuzluk dünyasında en çok huzura erecek olan onlardı. Buna hep inanıyordum.
Bulaşıkları da tamamlayıp mutfaktan çıktık. Masa hazırdı sadece misafirlerin gelmesi kalmıştı.
"Zümrüt ne yapıyorsun?"
Eline çantasını almış gitmeye kalkışıyordu.
"Ben gitsem iyi olur."
"Asla izin vermem. O kadar yorulduk tadını da çıkaracağız!"
"Berva onu görmek istemiyorum."
"Zümrüt! Ya yemin ederim ki günlerdir asla eve uğramıyor. Selim'e sordum hatta belki ben görmemişimdir diye. İşlerden başını kaldırmıyormuş diğer evde kalıyormuş. Hem burası senin amcanın evi! Artı olarak arkadaşının yani benim o yüzden kalıyorsun!"