BOĞULMA*

137 34 8
                                    

Dün Danny'nin ölümü hepimizi yıktı, sanırım Charley toparlanamayacak. Ama asıl anlayamadığım şu; Mon$ter nasıl sağ kalabildi? Sonuçta Lewi ve ben hariç kimse onu bu kadar sevmiyor. Danny'i satmak bu kadar kolay mı? Sen kapa çeneni iç ses! Bende sattım... Peki ya bugün kim ölecek? Miley? Angelina? Ben? Yada erkeklerden biri. Lewi!? Hayır, asla! Eğer beni üzmemek için Mon$ter yerine Danny'i ölüme terk ettiyseler Lewi olmaz! Acaba Danny ne demişti? Belki ben?! Sabahın altısı! Bunları düşünmek için çok erken! Ya ne zaman düşüneceksin gerizekalı? Off her neyse! Lewi ile sarılmış yatıyoruz. Ama o da uyumuyor. Bu düzensiz nefeslerinden belli. Lewi? Lewi biraz yorgun ve endişeli cevap verdi. Efendim aşkım? Yine bana aşkım dedi! Sence buradan kurtulabilecek miyiz? Lewi öksürdü. En azından öksürmeye çalıştı. Ben, ben bilmiyorum. Sanki burası ölmemiz için elinden geleni ardına koymayacak birine ait, ve biz bu lanet olası adadan kaçmak için hiçbir şey yapamıyoruz! Lanet olsun! Ne yapacağız biz?! Lewi delirmiş gibiydi. Gözleri kan çanağına dönmüştü. Zamanla aklımızı yitireceğiz. Kaçış yok! Olmayacak! Varsa bile biz bulamadan ölürüz... Lewi'yi avutmalıydım. Güçsüzdü. Korkuyordu...
Lewi, buradan kurtulacağız. Bu akşam ölecek kişiyi seçeceğiz. Aynı kişiyi seçersek kazanma şansımız artar. Lewi bana baktı. Ümitsizce baktı. O şeytanın dediğini duymadın mı? Sadece birimiz kalacak. Sona ikimiz bile kalsa birimiz pes edecek! Kazanan bile kurtulamayacak! Şeytan olacak! Nasıl kurtulabiliriz ki? Bu sefer öksürme sırası bende... En azından şansımızı deneyelim? Hemen pes mi edeceğiz? Lewi sinirle konuştu. Anlamıyorsun! Biz çoktan öldük! Zaten ölüyüz! Haklıydı. Ama oturup ağlamaktansa şansımı denemek istiyordum. Lewi yeniden konuştu. Özür dilerim. Öyle demek istemedim. Biliyorum aşkım... Cesaretimi toplayıp ayağa kalktım. Tamam, kimi seçeceğiz?! Benimle gel! Kumsaldan ormana doğru koşmaya başladım. Lewi'de beni takip ediyordu. Hatta Mon$ter bile...

Ormana girdik ve bir süre ilerledik. Sonra da devasa büyüklükte bir mağaraya girdik. Sanki burayı biliyor gibiydim. Lewi de aklımı okumuş gibi konuştu. Buraya daha önce gelmediğine emin misin Rihanna? Lewi'ye sert bir bakış attım. Fazla sert! Mağaranın içi çok soğuktu. İçeride biraz dolaştım. Lewi, burası bizim gizli yerimiz olsun mu? Kararları burada veririz? Lewi başıyla onayladı. Mağarayı iyice taradık. Temiz. Artık ufak tefek toplantıları burada yaparız. Ne kadar vaktimiz varsa. Lewi sessizce konuştu. Peki, kimi seçeceğiz. Onlar bizim kardeşlerimiz. Onları ölüme terk etmek için plan mı kuracağız. Kendimi tutamayıp bağırdım. Bu da ne demek böyle?! Ya onlar ya da biz! Onlar çok mu farklı yapacak sanki? Ben ne zamandır bu kadar acımasızım?! Sesim tüm mağarada yankılandı. Lewi yine aklımı okudu. Ne zamandır bu kadar acımasızsın? Ben seni böyle tanımadım! Sana neler oluyor Rihanna?! Bana neler oluyor? Özür dileme sırası bendeydi. Üzgünüm. Ama haksız mıyım? Lewi'ye yavru köpek bakışları attım ve dudaklarımı büzdüm. Lewi'de bana doğru geldi ve bana sıkıca sarıldı. Sakın bırakma Lewi. Sana ihtiyacım var. *** Mağarayı biraz daha keşfettik ve bir su birikintisi bulduk. Devasa bir su birikintisi... Lewi suya yaklaştı. Yüzecekti. Lewi, güvenli olmayabilir. Lewi suya bir süre baktı. Haklısın. Dibini göremiyorum, çok bulanık. Tehlikeli olabilir. Ama burayı keşfetmeliyiz. Sen demedin mi? Denemeye değer. Yine haklı! Pekala ama dikkatli ol. Mon$ter tetikte bekliyor. Sorun çıkarsa seni kurtaracak. Lewi üstündeki t-shirt ve saati çıkarttı ve yere fırlattı. Havalı. Sonra da suya atladı. Gözden kayboldu. İçimde kötü bir his var. Birden bir çığlık sesi duydum. Ses kulaklarımda yankılanıyordu. Bu Lewiydi. Suda belirdi ve tekrar gözden kayboldu ama çırpınıyordu ve bu da onu bir an bile olsa net görmem için yeterdi. Bir şey onu aşağı çekiyordu. Boğuluyordu. Bir çığlık kopardım ve Mon$ter suya daldı...

TEHLİKELİ OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin