TEHLİKELİ OYUN

LEWİ ÖLDÜ MÜ?! *

Bu son olaylar çok kafamı karıştırdı. Nasıl kaçar anlamıyorum doğrusu. Aslında anlamadığım bu değil, neden annemi öldürdüğü. Ama bunu ona ödeteceğim. Hemde en kötü şekilde. Riri? Evde misin? Alex bana sesleniyordu. Yine ne var başımın belası? Bekle geliyorum. Kapıya yöneldim. Kapıyı açtığımda Alex'in kıpkırmızı suratıyla karşılaştım. Ama bu sinir değildi, daha çok........ utanç gibi... Ne var? Sorum ona biraz sert geldi sanki. Bu kadar kaba olmamı beklemiyordu sanırım. Ben.... özür dilerim. Seni çok seviyorum. Gözlerimi devirdim. Artık bu numaraları yemem ben. Alex, düğünüme gelmek ister misin? Şaşkın ve öfkeli bir şekilde mırıldandı. Ha? Gülümsedim. Fazla yapmacık bir şekilde hemde. Seni affediyorum, en kısa zamanda Lewi ile evleneceğim. Düğünüme gelebilirsin. Kapıyı suratına kapadım. Şimdi deliye dön bakalım parazit... *** Kapının sert bir şekilde çarpılması ile yataktan kalktım. Hangi deli bu saatte kapıya dayanır?! Kapıyı aceleyle açtım ve daha karşımda ne olduğunu bile kavrayamadan bağırdım. Oha ama oha ya! Kim bu satte kapıya dayanır kızım sen mal mısın? Ve karşımdakini fark edince ağzım açık kaldı. Bayan ben bir erkeğim ve polisim fark ettiniz mi? Bence bir dahaki sefere konuşurken gözlerinizi açık tutun. Uff rezil oldum. Affedersiniz, her neyse, ne var? Bana bir fotoğraf gösterdi ve üzgün bir şekilde sordu. Onu tanıyor musunuz? Bu Lewi! Evet, yakında evleneceğiz. Neden? Boğazını temizledi ve başını yere eğip suçlu bir çocuk gibi konuştu. Artık evlenemezsiniz. Ne!!! Kendimi tutamayıp içimden geçeni dışa vurdum. Ne!!! Ona ne oldu? Öldü mü? Araba mı çarptı? Kalp krizi? Koma? Ne oldu?! Gâyet sakin ama hüzünlü bir şekilde cevap verdi. Ölmedi. Ohh be, ölmemiş. Polis cümleye devam etti. Öldürüldü. Ne?! Nasıl olur? Kim yapar? Kim öldürdü onu?! Bir kaç kağıt çıkarttı ve ismini söyledi. Alex'i tanıyor musun? Bittin sen Alex...