Alex gözünü hastanede açtı. Şu an onu gerçekte ne kadar sevdiğimi anladım. Çünkü sabaha kadar uyanmasını bekledim. Gözümü kırpmadan uyanmasını bekledim. İyi misin? Beni meraktan öldürdün. Alex gülerek konuştu. Bundan sonra lunapark yok, tamam mı? Bende güldüm. Peki. Yüzünde ufak tefek çizikler vardı fakat kolu yerine oturtulmuştu ve gâyet iyi görünüyordu. Eve ne zaman gidebilirim? Doktor bugün çıkabileceğimizi söylemişti. Az sonra. Bu arada misafirin var. Hemde iki tane. Alex anlamamış gibi saf saf baktı. Bende cümleye devam ettim. Seninle kalıyorum salak. Alex yine o ünlü sırıtışı yaptı. Peki ya ikinci misafir? Bence ikimiz yeterince iyiyiz. Off sapık işte. Mon$ter bizimle gelemez mi? Dudaklarımı büzüp masumca baktım. Ah pekala. O da gelsin bakalım. Ama bir şartım var. Acaba ne ya? Neymiş? Alex parmağıyla yanağını işaret etti. Bir öpücük. Off, gerçekten bu mu? Tabiki öperim. Alex'e yaklaştım ve yanağına ufak bir öpücük kondurdum. Ne yani? Bu kadar mı? Öptüm işte. Ne istiyorsun ki? Ne bekliyordun Alex? Alex sırıttı ve sonrada sessizce fısıldadı. Gaza gelirsin sanmıştım. Bende hafifçe kafasına vurdum. Hey, ben öyle kolay gaza gelir miyim? Alex gülümsedi ama cevap vermedi. *** Mon$ter kalk üstümden! Ah, Rihanna yardım edicek misin? Şu an Alex'in evindeyiz.Mon$ter Alex'in üstüne çıkmış yüzünü yalıyor. Zaten tüm arkadaşlarıma böyle yapar. Ama en çok Lewi'ye yapardı. Acaba Lewi benle ilgili ne düşünüyor? Aynı anda hem onla hem de Alex ile çıktığımı öğrense ne yapardı? Şimdilik bunu unutacağım. Şimdilik. *** Pekala, bu nasıl? Alex ile film seçmekle meşguldük. Mon$ter'da bir köşede kıvrılmış yatıyor. Güzele benziyor. Adı ne? Alex CD'yi kendine çevirip cevap verdi. Hunger Games. Açlık oyunları mı? Kesinlikle izlenmesi gereken bir film ama ben bunu izlemiştim. Ben bunu izledim. Alex başka bir film çıkardı. Divergent? Uyumsuzuda izledim. Onu da izledim.Başka bir şey seç. Alex biraz daha bakındı ve başka bir şey seçti. The Maze Runner? Labirent'i de izledim yaa! Bak ben bunuda izledim. Zaten sen bu filmlerin hepsini izlemişsindir. Gel başka CD'ler alalım. Hadi hazırlan çıkalım. Alex tekrar arkasını döndü. Dur bir dakika! Ya bu? Bunu hiç izlemedim ve güzel gibi! Acaba o neydi? Adı ne? Alex biraz gözlerini kısıp filmin adını okudu. The Fault İn Our Stars. Hmm, Aynı Yıldızın Altında ha? Fena değildir herhalde. Konusu ne? Alex filmin arkasını çevirip bir süre mırıldandı. Bence okumayayım. İzle de gör. Söz veriyorum, beğeneceksin. Sana güveniyorum Alex... *** Ağlama aşkım sadece film ya! Aşkım mı? Aklıma Lewi geldi birdenbire. Her neyse, filmi izledim ve harikaydı! Şu an favorim o! Kanser, kanser, kanser! Çok uzun yaşayabilecekken birden tüm hayatını alıveriyor elinden. İşte en acısıda bu! Her neyse, zaten bir gün hepimiz öleceğiz. Bunu unutmak daha iyi. Rihanna? Alex'in bana seslenmesiyle ona doğru dönmem bir oldu. Efendim? Alex boğazını temizledi ve biraz utangaç bir şekilde konuştu. Hep benimle ol, TAMAM MI? Bende utanarak cevap verdim. TAMAM...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKELİ OYUN
Teen FictionRİHANNA VE ARKADAŞLARI,ÜNİVERSİTE'DEN MEZUN OLMALARININ ŞEREFİNE AZALEAN ADASINA TATİLE GİDERLER. FAKAT ŞEYTAN ÜÇGENİ GİBİ BİR YERDE OLDUKLARINI FARK EDEMEZLER. HER GÜN BİR KİŞİ ÖLECEK, VE KAZANAN ŞEYTAN OLACAK! TABİİ MACERA BURDA BİTMİYOR...