6. Bölüm "Ya Allah."

592 56 314
                                    

Keyifli okumalar..

....


Yüzüstü uzanmış, elini kulağındaki kulaklığa istemsiz götürürken bir eli de göğsüne dayadığı tüfeğinin tetiği üzerindeydi.

"Çınar, görüş yok. Sendeler."

"Anlaşıldı."

Patlayıcı teslimatı yapacakları ihbarı üzerine harekete geçmişler, şimdilik sadece uzaktan takip eder olmuşlardı.
Ekip etraflarını sararken Çınar ve Polat nişancı olarak onları geriden koruyacaktı.

Aldığı nefesi uzunca veren Polat geri geri kaçan hainleri gördüğünde müdahale etmeleri gerektiğini anlamış ama emir gelmeden de bir şey yapamamıştı.

Adamlar kıstırıldıklarını anlayarak kaçmaya başlamışlar, gelen emir ile de Çınar görüş alanına giren hainleri indirmeye geçmişti.

Birisinin omzundan vurup ıskalarken kaçarak görüş alanından çıkmaları ile dişlerini sıkıp oflarcasına dudaklarını araladı.

"Polat.. Sendeler."

"Etkisiz kılındılar."

Duydukları ile karşısındaki adamın ne kadar iyi olduğunu bir kez daha anlamıştı. Ayağa kalkıp tüfeğin dürbününü leşlerin olduğu yere çevirdiğinde ise altıdan fazla hainin başından vurulduğunu gördü ve hayretle istemsiz mırıldandı.

"Senden ders almalıyım."

Ortalık toplama işi polislere bırakılırken karargaha oradan da eve gitmek üzere harekete geçmişlerdi. Asaf üzerini değiştirerek kendini dışarı atmış, arabasının yanında giydiği takımın yakasını düzeltiyordu.
Bu sırada yanında biten Yiğit baştan aşağı süzercesine bakarak göz kırptı.

"Hayırdır.."

"Düğün var oraya geçeceğim."

"Yorucu bir günden sonra düğün!"

Gözlerini devirip sıkıntı ile nefesini verirken elinin birini pantolonunun cebine soktu.

"Hiç sorma.. Mecbur olmasam gitmezdim."

"Anladım. O halde sana iyi eğlenceler."

Söylediklerinden sonra kendini ileri atmıştı ama Asaf, birkaç adım atıp kendinden uzaklaşan adama yetiştiği gibi kolundan tutarak durdurmuş, arabayı göstererek eklemişti.

"Seni bırakayım."

"Yağız'la buluşup eve geçeceğiz."

"İyi ya işte onu da alırız."

"Sana zahmet vermeyelim."

"O taraftan gidip Ahsen'i alacağım. Anlayacağın yolun üstü, ne zahmeti olacak!"

"Peki, öyle diyorsan."

Araca geçerken duyduğu isim ile istemsiz gülümsemiş, Asaf'ın kendisine kısa bakışlar attığını gördüğünde ise kendisini toparlayarak sırtını dikleştirmişti.

Asaf ise yoldaki bakışlarını arada sol tarafında oturan genç adama kaydırıyor, telefonla uğraştığını görünce de geri çekiyordu.

"Nişancı eğitimini nerede aldın?"

Başını telefondan kaldırıp birkaç saniye soruyu anlamak ister gibi baktı ve cevap vermek için nefesini toparladı.

"Annemden diyebilirim."

"Nasıl yani?"

"Annem, özel görev nişancısı idi. Benimde hevesim vardı ve isteğim üzerine küçükten yetiştirdi."

HUBBUL VATAN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin